1. Bölüm

3.5K 164 142
                                    

Bugün yeterince yorulmuştum. Dersler zordu, herkes gıcıktı ve arkadaşlarım beni geriyordu. Şu an ise okuldan çıkarak arkadaşlarım ile birlikte evime doğru gidiyorduk. Sohbet ediyor ve ileriye dönük konuşuyorduk. Bu akşam bizde yemek yiyecekleri için bize geliyorlardı. "Yemekten sonra film izleyelim mi?" Dedi Taehyung. Kendisi benimle aynı yaştaydı ve benden daha deli dolu biriydi. "Korku filmi izlemem ben." Dedim.

"Sırf korkudan ağlamanı görmek için izlerdim." Taehyung ile pek kişiliklerimiz uyuşmasa da anlaşıyorduk bir şekilde. "Bence filmi bırakıp derslerimize odaklanmalıyız." Dedi Namjoon hyung. Kendisi üniversite son senesindeydi ve Taehyung ile kardeşti. Bize göre daha olgun, daha efendi biriydi. Onu birçok konu da örnek alıyordum.

Eve gelmiş ve arkadaşlarım salona geçerken ben annemi öpücük yağmuruna tutmuştum. Mutfaktan sevdiğim yemek kokuları geliyordu çünkü. O her bunu yaptığında teşekkür edip ona iltifatlar ediyordum. "Jungkook geldi mi?" Dedim anneme. Kendisi benim haylaz ve bir o kadar da çalışkan kardeşimdi. Kendisi tarih kitapları okumaya bayılırdı. Ben ise onunla bu konuda dalga geçiyordum. Çoğu efsaneydi ama o gerçek olduğuna inanıyor ve beni azarlıyordu. Sonra da birbirimize giriyorduk.

"Yarım saate gelecekmiş. Arkadaşlarıyla biraz takılacağını söyledi." Jungkook lise sona gidiyordu ve her gün gereği kadar çalışıyor, kendisini strese sokmuyordu. Her konuda iyiydi. Benden bile iyi olduğunu söyleyebilirim. Birçok iş elinden geliyordu çünkü. "Tamam." Diyerek arkadaşlarımın yanına geçtim. Namjoon hyung notlarını karıştırırken Taehyung ise Jungkook'un okuduğu tarih kitaplarına bakıyordu.

"Şu yüzü yaralı olan kral Jungkook'un dikkatini çekmiş sanki." Taehyung kendi kendine konuşurken yaklaşmış ve incelediği kitapta gözlerimi gezdirmiştim. "Evet bayılıyor o krala." Ben pek sevmiyordum onu. Okuyasım da gelmiyordu. "Ben de merak ettim. Jungkook'a sorsam bana verir mi okumam için?" Kardeşimi az çok tanıyordu. Bence kendisi tahmin etse daha iyi olurdu.

"Bilmiyorum Taehyung ama vermek istemez gibi geliyor bana." Kitabı kapattı ve rafa geri koydu. "Çok acıktım Hoseok. Ne zaman yiyeceğiz?" Dedi fısıldayarak. "Büyük ihtimalle Jungkook'un gelmesini bekleyeceğiz. Annem o gelmeden sofrayı kurmaz." Dudaklarını büktü ve koltuğa oturdu. Bebek gibi görünüyordu. Dış görünüşü ciddi bir beyefendi gibi dursa da içi tamamen bir çocuktu.

"Jungkook ne zaman gelecek?" Ben de yanına oturdum ardından. "Yarım saat kadar sonra gelecekmiş." Dedim. Taehyung gibi ben de acıkmıştım ama sabretmemiz gerekiyordu. "Gelmeden önce de kesin kitapçıya uğrar." Jungkook böyleydi. Sayısal okuyup tarihe merak saran biriydi. İlginçti açıkçası.

"Eee çocuklar nasılsınız?" Dedi annem. Neşeli ve capcanlı gözüküyordu. Bu aralar kendisine iyi bakıyordu. Benden bile genç görünüyordu. "İyiyiz anne." Taehyung gülümsemiş ve az önceki halinden eser kalmamıştı. "Siz nasılsınız?" Diye sormuştu. "İyiyim Taehyung." Namjoon hyung notlarından başını kaldırıp "Bugün neler pişirdiniz? Harika kokuyor da." Dedi.

Annem cevap vermek için dudaklarını araladığında kapı çaldı ve Taehyung ellerini birbirine sürttü, dudaklarını yaladı. Acıktığını çok belli ediyordu. "Jungkook erken geldi galiba." Diyerek annem kapıyı açmaya gitti. "Annelerin en güzeli!" Jungkook bağırarak anneme sarılırken ben ve Taehyung kahkaha atmıştık. Günü güzel geçmişti demek ki.

"Nasılsınız gençler?" Diyerek çantasını kenara bıraktı ve üzerindeki hırkayı çıkardı. "İyiyiz Jungkook." Dedi Namjoon hyung. "Hadi yemekler hazır gelin gençler!" Annemi duyar duymaz hepimiz salondan çıkarak mutfağa geçmiştik. Tüm bunları hangi ara hazırlamıştı?

Ben ve Namjoon hyung, Jungkook ve Taehyung'ta karşı karşıya oturmuştu. Hepimiz yiyeceğimiz şeyleri tabağımıza koyup yemeye koyulmuştuk. "Jungkook neden erken geldin?" Dedi annem. Kardeşim ağzındaki lokmayı bitirdikten sonra "Arkadaşlarımın aniden işi çıktı. Biz de başka güne erteledik." Dedi ve yemeğine gömüldü. Çok acıkmış gibiydi.

Travel |Sope✔Where stories live. Discover now