21

4K 287 42
                                    

Kafa karıştıran cümleler kurmalıydım.

-Beni herkes birine benzetir genelde.

Belki arabaya bindiğim andan beri ağzımdan çıkan tek mantıklı cümle bu olabilirdi. Ne olurdu sanki yalan söyleseydim? Adım Zeynep demeseydim...

-Sen nereliydin?

Sorgularcasına devam etti. Kendimi bir cinayetin faili olduğum iddia ediliyor gibi hissediyordum. "Hayır ben yapmadım!"

-İzmit

Sesim sanki ağzımda çorap varmış gibi çıkarken, acı bir şekilde yutkundum. Yolun sonuna geliyorduk. Her şey için çok pişmandım. Ona yazdığım için, sonrasında konuşmaya devam ettiğim için, bugün arabaya bindiğim için...

-Ben de Kocaeliliyim.

Zaten bitmişim edasıyla sessizce konuşmaya devam ettim.

-Genelde Kocaelili olmayanlar İzmite Kocaeli der.

Başını salladı.

-Genelde Kocaelili olmayanlarla konuştuğum için Kocaeli demeye alıştım.

Giderek garipleşen bir sohbet içindeydik. Konunun dağılmasını çok istesem de beynim kafasını karıştıracak cümleler bulamıyordu.

-İzmitte mi okudun liseyi?

Köşeye sıkışıyordum. Bundan bir sonraki soru, "hangi lisede okuduğum" olacaktı. Telefonum çalıyor gibi yapsam, koşarak uzaklaşsam, en kötü ne olabilirdi ki?

Bu sırada şans eseri onun telefonu çaldı. Başka bir şey isteseymişim keşke. Gözleri ekranda oyalandı bir süre, sonra bana döndü. Ne olduğunu anlamadığım için başımı sormak maksatlı sallamakla yetindim.

-Önemli bir telefon. Açsam ayıp olur mu?

Şaşkınlıktan gözlerim büyüdü. Bunun için izin istemesi, minik kalbime büyük bir yük olmuştu. Daha neler görecektim. Kafam benden bağımsız aşağı yukarı sallandı. En azından bedenim, işe yaramaktan vazgeçmiş beynimden komut almadan da çalışabiliyordu.

Ayağı kalkıp uzaklaşarak konuşmasını beklerken oturduğu yerde telefonu açıp kulağına götürdü.

-Efendim Mehmet Amca?

Karşıdan bir şeyler söylenirken o gözlerimi boğazdan ayırmadan dinliyordu. Bir süre sonra ne yaptığımı fark ederek başımı eğdim. Telefonu benim yanımda açtı diye dikkat kesilip dinleyecek değildim. Onun aksine ne kadar da saygısızdım.

- Kan tahlili sonuçlarını aldınız mı hastaneden?

Hemen sonra tekrar konuştu.

-Fatih çekip atsın bana onları...

Çok şükür ki benim de telefonum çalmıştı. Yoksa istemeden de olsa oturup dinlemeye devam edecektim. Yiğit rahatsız olmasın diye hızla telefonu sessize alırken bir yandan da kimin aradığına bakıyordum. Annemdi.

Ekranımı göstererek ayaklandım. Yiğit bir yandan konuşurken bir yandan da gözlerini kırpıp başını sallamıştı. Fakat ben ayağa kalkıp masadan bir adım uzaklaştığımla kaldım. Arama bitti. Geri aramaya çalışırken Yiğit telefondaki kişiyle vedalaşıyoru.

O telefonu kapatmışken yavaşça geri oturdum yerime. Bu sırada annemin sesi kulaklarıma doldu.

-Yanlışlıkla kapattım. Aramasak aramayacaksın?

Güldüm.

-Daha yeni konuştuk.

Babamın sesi geldi arkadan. "Pimpirikli işte"

Sıtus Inversus [texting]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora