77

3.5K 300 56
                                    

-İnşallah üşümezsin öyle. Kar vardır muhtemelen.

Sonunda ağzındaki baklayı çıkarmıştı. Montumu gösterdim.

-Kalın ki bu.

Yiğitin her zaman kullandığı siyah arabasının aksine, çok pahalı olduğuna emin olduğum bir jeepteydik. Arabanın içi cayır cayır yanıyordu. Galiba koltuk ısıtması da vardı, hem altımdan hem sırtımdan bir sıcaklık yayılıyordu. Mayışmıştım. Bir kez daha uykuyla uyanıklık arasındaki arafta Yiğiti üstsüz görmeyi kaldıramazdım.

Aklıma gelen şeyi kafamdan atmak için başımı salladım. Sonra başka bir şey daha aklıma geldi, umarım yanlış anlamazdı.

-Annem dün seni yemeğe çağırmadığımı duyunca sinirlendi baya. Çocuk seni şoförün gibi oradan oraya taşıyor, nasıl akıl edemedin falan dedi.

Vurgu yaptığım kelime dikkatini çekmişti. Alayla güldü.

-Maaşa bağlama vaktin geldi bence de.

Sesim istemeden alçaldı, devam ettim cümleme.

-Doğrusu onun da ailesi bekler dedi sonra.

Gözleri yoldaydı. Dün Melihler geldikten yaklaşık yarım saat sonra adının Nehir olduğunu öğrendiğim sempatik kızın telefonu çalmıştı ve acilen eve dönmesi gerekmişti. Gece planladığımız gibi geçmedi, tek güzel yanı biz İzmit yolundayken tansiyonu düşen annesinin gayet iyi olduğunun haberiydi. Yiğitle beraber biz de gitmeyi teklif etmiştik, Nehir hemşire olduğunu söyleyip teşekkür etmişti.

-Yok ailesi deseydin.

Tam ben konuşacakken parlayan gözleriyle bana döndü, sinsi bir ifade vardı suratında.

-Onun tek ailesi benim anne, deseydin hatta.

-Ne kadar komik!

Hazır konuyu o açmışken hızla devam ettim.

-Ailesi burda değil dedim.

Başını salladı. Keyfi hem var hem yok gibiydi.

-Öğrendi yani? Keşke beni doğru düzgün tanıdığı zaman öğrenseydi, hakkımda yanlış bir şeyler düşünmez inşallah?

Sonunda gözleri bana dönerken anlamayarak baktım. Utana sıkıla konuştu, ensesinde silah varmış da zorla konuşuyormuş gibiydi sesi.

-Yani Zeynep, babası annesini, annesi babasını aldatan, ikisi de bundan haberdar geniş bir ailenin çocuğuyum? Pek güzel bir konumda değilim açıkçası.

Şimdi anlamıştım.

-Ben sadece ailesi yurt dışında dedim.

Başını salladı.

-Anlatabilirsin, annen biliyor mu?

-Neyi?

Her zamanki gibi rahatça konuştu. Gerilmem hoşuna gidiyordu muhtemelen.

-Beni sevdiğini.

Başımı sallamakla yetindim.

-On iki yıldır sevdiğini?

Başımı yine salladım. Güldü.

Bir süre sessiz kaldık. Sonunda yine konuşan Yiğit oldu.

-Annene anlatabileceğin düzgün bir ailem olsun isterdim.

Çaresiz çıktı sesi. Yiğitin ilk kez bu kadar net bir zayıf noktasına rastlıyordum. Ailesi, büyük bir yaraydı onun için.

-Annemin aileni duyunca yargılamak yerine seni düşüneceğine emin olabilirsin. Biz benziyoruz annemle.

Sıtus Inversus [texting]Where stories live. Discover now