TRNC -22-

1.2K 103 174
                                    

Dylan'dan

Kötü hissediyordum.

Ölmek istiyorum, diye bağırışı kulağımda yankılanıyordu hâlâ.

Diğerleri korkuyla odaya girince birkaç dakika içinde kendine gelmişti. "Gösteri mi var amına koyiyim, siktirin gidin!" diye bağırınca herkes çıkmıştı apar topar. Yanında gardını indirdiği tek kişi bendim.

Çok kırılmıştı, ölmek istiyordu ama hâlâ, "Ben güçlüyüm." imajı vardı üstünde. Ve umursamıyordu. Gecenin bir vaktinde neden öylesine yürdüğümüzü açıklayamıyordum mesela.

"Thomas?" dediğimde bana döndü dudaklarındaki sigarasıyla. Üstünde siyah bir kapşonlu hırka vardı ve kapşonunu kafasına geçirmişti. Şişmiş gözlerinden öpmek istiyordum ama tepkisini kestiremiyordum. Bipolar gibi sürekli ruhsal değişimler yaşıyordu. "Daha yürüyecek miyiz?" Yarım saattir amaçsızca yürüyorduk ve üniversite sınırlarından çıktığımıza emindim.

Kaşları çatıldı yavaşça. Ah, sinirlendirmiştim. Burnunu çekti. "Ben mi zorladım ben de geleceğim diye? Beğenmiyorsan git." Derin bir nefes aldım. Her şeyini beğeniyorum ama haberi yoktu. Tıpkı ona aşık olduğumdan haberi olmadığı gibi.

Kırık gözlerinden öpmek istiyordum onu.

"Öyle demek istemediğimi biliyorsun."

"Herkes bir imalar peşinde. Emin değilim." Bir şey demedim. Yürümeye devam ettiğinde ben de yanında yürümeye devam ettim. "Şarkı söyle." dedi birden. Ona baktım yavaşça.

"Şimdi mi?" Sigarasından hırsla bir nefes çekerken başını salladı. Yola sağına soluna bakmayıp birden atladığında gördüğüm arabayla birlikte korkuyla gözlerim aralanırken öne atıldım kolundan tutup son anda kendime çektim. Hafif sarsıldık ama düşmemize izin vermedim.

Nefes nefese şokla bana baktığında sinirlendim birden, "Orospu çocuğu!" diye bağırdım. Dikkatsizin tekiydi ve az önce ölüyordu gözlerimin önünde! Kollarından tutup sarstığımda parmaklarındaki sigara yere düştü. "Bir daha önüne bakmadan yola atlarsan sikerim belanı!"

Korkuyla gözlerini kırpıştırdı. Normalde olsa yüzüme yumruğu geçirirdi ama korktuğunu anlamıştım. "Tamam." diye sessizce fısıldadığında kendime çekerken sıkıca sardım kollarımı etrafına. Kıyamıyordum ki şerefsizin çocuğuna da...

"Bana bak." Kendine gelmiş olmalı ki beni itti ve karşıma dikildi. "Bağırma bana sikerim belanı."

Cidden bipolar...

"Hadi ya, siksene?" dedim meydan okurcasına. Bazen atarlı halleri o kadar tatlı geliyordu ki sonunda genellikle yüzüme birkaç adet yumruk ile kapanış yapsak da yanaklarını sıka sıka sevesim geliyordu.

Yüzüme yumruğunu geçirdi.

Alıştığımız hareketler sayın seyirciler... Üç dakika konuşsak dördüncü dakika birbirimizi dövüyorduk. Kahkaha attığımda yakalarıma yapıştı. "Gülmesene amına koduğumun yakışıklı çocuğu!" Gözlerim şokla açıldı.

İltifat etmişti bana.

"Ne dedin?" diye sevinçle sorduğumda dudaklarını dudaklarıma yapıştırıp sert bir öpücük kondurdu ve geri çekildi.

"Tipine sıçtığım dedim." Gülerek ittim ama biraz sert itmiş olmalıyım ki yere doğru düşüşe geçti. Son ondan kolundan tutup kendime çektiğimde yere düştük.

Eh, en azından benim üstüme devrilmişti.

Dudaklarımdan bir inleme döküldüğünde kahkaha atmasıyla sinirle ona döndüm. Omzunu silkti. "İtmeseydin." Bakışlarım yumuşadı.

the rain never came [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Where stories live. Discover now