Giriş

3.9K 855 1K
                                    

Şuraya başlama tarihi bırakalım; 21.02.2021

Şarkı;
Ruelle - Live Like Legends

Keyifli okumalar!!!

30.06.1998

Yazarın anlatımı ile...

Boğulmak, bıkmak ve çıkmaza girme hissi insanı çaresizliğe sürüklerken bir yandan da düşünmeden karar almaya itekler ve ardından da tonla felaketi doğurur.

Kadın arkadaşının elini destek verircesine okşarken endişeyle de gözlerine bakıyordu. "Berrak, her ihtimali oturup düşündün mü? Bak eğer bir şey bile ters giderse Kaan seni bulur."

Kadın hızla olumlu anlamda başını sallarken arkadaşının elini kavradı. " Plan hazır. Her şeyi oturup aylarca düşündüm. Eğer bunu yapmazsam bir çocuğumu daha ona mahkûm edeceğim. Beni anlıyorsun değil mi? Ben kötü bir anne değilim ama şimdiden oğlumu ileride kendi işlerine dahil edeceğinden bahsediyor. Ona istediği mesleği seçme hakkı bile tanımayacak ve işlerin başına geçirecek. Sadece bununla da değil Rüya, Kaan gittikçe başka bir adama dönüşüyor. "

Kadın kısa saçlarının bir tutamını kulağının arkasına tıkıştırıp devam etti. "Ben sadece çocuklarımın bunlardan uzak, rahat bir yaşam sürmesini istiyorum ama Kaan buna izin vermez."

Rüya derin bir nefes alıp Berrak'ın karşına geçti. "Doğumuna neredeyse bir haftadan az bir süre kaldı. Bak bir noktayı atlama lütfen bebek ikiniz için de hâlâ bir tehlike arz ediyor biliyorsun. Doğum sırasında..." Kadın boğazında biriken yumruyu atmaya çalışarak yutkundu.
"Ölebilirsin Berrak! Bunu konuştuk ve bana binlerce kez bu konuyu Kaan'a söylemememi istedin bende istemeyerek bunu kabul ettim ama benim tercihimin bu olmadığını biliyorsun. Ama Berrak düşündün mü ya sana bir şey olursa o zaman bebeği ne yapacağım oğlunu nasıl alacağım? Bunu konuşmadık çünkü bir umut yaşarsam kırıntılarına tutunduk sende ve ne yazık ki bende!"

Berrak ayaklanarak cama doğru yöneldiğinde yağmurun cama vuran sert darbelerini izlemeye koyuldu. " O vakit sana emanet ediyorum Rüya. Biliyorsun senden başka kimsem yok." Kadın hızla ayaklandığın da oda cama doğru yöneldi. "Kaan bunu fark eder. Onu benden daha iyi tanıyorsun Berrak! O bugünü değil yarını düşünen bir adam."

Berrak cevabı es geçerek ona döndü. "Eğer bana bir şey olursa, bir şekilde kızımı yani ikisini de bulamamasını sağla ve ona ' Leyal ' adını vermeni istiyorum. Bu benim için önemli o daha rahmimde oluşmadan önce bu isim benim aklımda yer edinmişti. Onun haricinde soyadı da dahil her şeyi ayarladım."

Rüya pes ederek onu onayladığı sırada Berrak'ın telefonu çaldı. Kadın koltuğa ilerleyip arayanın kim olduğuna bakarken gözlerini camın yanında dikelen Rüya'ya çevirip kulağına götürdü. "Efendim." karşıdan gelen yanıtla kadın hareketlendi. "Tamam geliyorum birazdan." Telefonu kapattığında çantasına üstün körü tıkıştırarak tekrar Rüya'ya döndü. " Kaan aşağı da bekliyor ve sana da selamı var."

Tebessüm edip arkadaşının yanına ilerledi. " Her zaman seninleyim Berrak unutma." İkisi de birbirlerine sıkıca sarıldıklarında bu normalinden uzak bir sarılıştı.
Birbirlerine destek olacaklarını bildiren bir sarılış.

Rüya arkadaşını uğurlarken Berrak ise son kez ona bakıp asansörlere yöneldi.

03.07.1998


Aradan birkaç gün geçmiş ve şu an da Berrak'ın doğumhaneye girmesine yarım saat vardı ve sancısı gelmediği için suni sancı vermişlerdi.

Berrak bakışlarını duvardan ayırıp oğluna çevirdiğinde ona doyasıya baktı. Sanki son kez bakıyormuş gibi...
Oğlu da elindeki küçük motoruyla koltukta oturuyor, oyun oynuyordu. Sanki hissetmiş gibi bakışlarını annesine çevirdiğinde sıcacık gülümsedi.

Bu Berrak'a yetmişti. Oğlunun gülümseyişi ona yetiyordu. Aslında o da biliyordu gireceği ameliyathaneden çıkamama olasılığının oldukça yüksek olduğunu. Sonra bakışlarını kocasına çevirdi. En sevdiği mavileriyle onu izliyordu, tıpkı oğlunu kucağına alacağını beklerken ki ifadesiyle şimdi de kızını bekliyordu.

Kadın kendini tekrar sorguladı bencillik miydi bu yaptığı ama aklına gelen düşünceyi hızla kovaladı. Kaan maskesini iyi takan bir adamdı. Seneler boyu öyle sabitlemişti ki çıkartmaya tenezzül bile etmiyordu.

Odanın kapısı aralandığında Rüya Kaan'ın adamlarının arasından sıyrılarak içeriye geçip kapıyı kapattı. Cıvıl cıvıl sesiyle selam verip ilk önce oğlumu öptü sonra Kaan ile selamlaşıp yanıma yaklaştı.
"Eee kendini nasıl hissediyorsun? Birazdan seni doğuma alacağız." Sancılarının verdiği acılar arasında ona tebessüm edip elini tuttu. " Hazırım! " Bunun ne demek olduğunu biliyordu. Rüya doğumdan sonra gece yarısı onları hastaneden çıkaracaktı.

Dün telefonda son kez konuştuklarında her şeyin üzerinden geçmişlerdi. Rüya bir kez daha emin olup olmadığını sorsa da aldığı cevap farklı değildi.

On dakika sonra doğumhanenin önünde Kaan, kucağında ki oğlu ile Berrak'ın yanı başında elini tutuyordu. "Merak etme hayatım biz buradayız. Çıktığınızda oğlumuz ile sizi bekliyor olacağız." Berrak ona tebessüm edip son defa oğlunun elini sıkıca tutup öptü.

Dakikalar geçmişti fakat Rüya hala kalp masajını yapmayı bırakmıyordu. Yanındaki hemşirenin tonlarca kez öldüğünü söylese de o onaylamayıp devam ediyordu fakat bir el Rüya'nın elinin üzerini örttüğünde bakışlarını ona çevirdi.

Senelerini paylaştığı hemşire arkadaşıydı. Rüya'nın gözlerinden akan yaşlar sessizce yeri bulurken ifadesi veya mimiklerinde bir kere bile oynama olmadı. Ellerini hızla çekip gerilediğinde arkadaşının ölü bedenine baktı.

Onu uyarmıştı doğumdan ikisinin birden sağ çıkamayacağını söylemişti. Ama o hamileliğinin ilk başından buna göz yumup kabul etmişti.

Arkadaşına verdiği söz ise hala kafasında kasırga gibi dönüyordu. Yanında ki demirden destek alırcasına tuttuğunda bakışları minicik bedeni buldu. Sonunda ne olacağını bilse de Berrak'a verdiği sözü tutacaktı. Doğumhane de bulunan kişilere kesin dille bebeğin de Berrak ile öldüğünü dışarıda bekleyenlere söylemelerini istedi.

Zaten oradaki herkes bunu çoktan kabul etmişlerdi. Doğumhanede çok kişi yoktu ki olanlarda Rüya'nın senelerdir arkadaşlarıydı ve Berrak'ı da tanırlardı. Onun söylediklerini de sualsiz kabul etmişlerdi çünkü orada ki 3 4 kişide hemen hemen her şeyi biliyorlardı.

Rüya, Kaan'a Berrak'ın öldüğünü ve kızının da onunla birlikte öldüğünü söylediğinde Kaan dengesini sağlayamayıp sendeleyerek gerileyip düşeceği sıra da adamları onu hemen arkasındaki koltuğa oturttu.

Ne mutlu ki oğlu oralarda yoktu ve söylenenleri duymamıştı. Rüya yanlarından ayrıldığında dikkat çekmemeye çalışarak hızla hemşire arkadaşının yanına gittiğin de arkadaşı kucağındaki bebekle onu bekliyordu. Rüya bebeği kucağına alıp huzurla uyuyan yüzünü inceledi.

Daha küçük olmasına rağmen şimdiden Berrak'ı anımsatıyordu. Arkadaşı etrafı kolaçan edip kimsenin olmadığını söylediğinde Rüya hızla hastanenin diğer çıkışına yöneldi. Berrak oğlunu da almasını istemişti fakat eğer bunu yaparsa kızını da kurtaramayacaktı. Saniyeler içinde verdiği karar ile daha fazla beklemeyerek kızı alıp oradan uzaklaşmıştı.

Şimdi ise aylar önce araştırdığı yetimhanenin önündeydi.

Buranın her şeyini iyice araştırıp sormuşsa da hiçbir kötü yanını bulamamış ve duymamıştı. Ne kadar kendi bakmak istese de Kaan'ın bunu fark edeceğini ve kızı ondan alacağını biliyordu. Ne kadar tereddüt içinde olsa da burada daha güvenli olacağı düşüncesi daha ağır basmıştı.

Adımlarını hızlandırarak yetimhanenin önüne bebeği bıraktığında etrafa bakındı, yan kulübedeki güvenlik telefonla konuşuyordu. Zifiri karanlıkta hiçbir siluet görünmediğinde cebinden çıkardığı notu bebeğin battaniyesine sıkıştırıp son kez hala uyuyan suratına bakıp oradan uzaklaştı.

Evet arkadaşlar başlıyoruz.....

Yorumlarınız ve yanımda olmanız beni çok mutlu eder.

GECENİN IŞIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin