1.Bölüm "VAROLUŞ"

2.5K 823 928
                                    

Evet arkadaşlar ilk kurgumla sizlerleyim umarım beğenirsiniz. ☺️

Leyal ve Kumsal için de küçük bir video bıraktım. 😊☺️

Şarkılar ;

Tommeo Profitt, Wondra I'm Not Afraid
Tommeeo Profitt, Liv Ash A Storm Is Coming

Keyifli okumalar!

Keyifli okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Günümüz...

Bana vaat edilen hayat ben daha doğmadan önce ellerimden hunharca çekip alınmış kimsesiz ve yokluğun soğuk nefesini ise ilk o zaman tatmıştım. Belkilerimdeki o pembe bulutlarda hiç yerim olmadı. Benim bulutlarım siyaha çalan rengiyle çoktan bana kucak açmış hevesle doğmamı bekliyordu.

Çocukluğum ise yine pembe yerine siyahın bin bir tonu ile bezenmişti. Belki de bu yüzden siyahı sevip tüm renkleri absorbe ediyorumdur. Bazen de kararan tarafım beyaz olan yanım ile karışıp grileşse bile bana kucak açan tarafım sonunda yine galip geliyordu.

Hayatımı çizmem için verilen defter ve kalem ise elime hiç ulaşamadan benden alınarak, hayatım çizilip yazıldı. Ben ise yönetilen hayatımda yazılan çizilenlere istemeden uymakla yükümlü kaldım. Bu en büyük haksızlıklardan birisi çünkü bana hayatımı yönetme hakkını reva görmemişlerdi.

Bir gece vakti bırakılmışım yetimhanenin önüne, hayata umutla bakmışımdır belki kim bilir, minicik bir bebeğim sonuçta. O gece parlamıştı ışığım gökyüzünde artık gecenin ışıklarından biri olmuştum. Karanlığın yutmaya çalıştığı fakat yaşamak için çabaladığı bir ışıktım. Yine aynı gece ruhum yerle yeksan olup sadece boş bir bedenden ibaret kaldığında bu ışığıma sönmesi için yeterince gerekçeyi vererek parlaklığını azalttı. Ne sönmüştüm ne de parlıyordum bedenim kayıp ruhların arafına fırlatılmıştı.

Vücudumun sıcacık anne kucağına ihtiyacı vardı ama onun tersine etrafım soğuktu, bu soğukluk kimsesizliğin verdiği hissi taşırken artık bu ruhuma işlemişti. İçimde çiçekler yerine buzullar yetişiyordu. Kaybolmuştum.

Yoluma fener olacak gücü de kendimde bulamıyordum.

Bana her duyduğumda yaşadıklarımı, bir film şeridi gibi gözümün önüne getirmesini sağlayan tek şey ise kağıtta yazılan isim 'Leyal' idi. Bana bırakılan tek şey buydu. Hem neden gerekliydi ki bu! Ruhumu canice öldürüp bana kırıntılarını dahi reva görmemişken üstelik! Fakat seneler sonra o gece nerden bilebilirdim ki kutuplarıma kor düşeceğini, Kumsal'ın korkudan titreyen bedeni ile yanıma gelip benimle uyumak istediğini söylemesi o zamanlar pek fark etmesem de kalbi kırık çocuğun örmeye çalıştığı duvarı aşındırmıştı.

Kaldığımız yer sözde yetimhane dedikleri fakat gerçekte bambaşka faaliyet gösteren bir yerdi. Devletle pek bir bağlılığı olmayan, zenginlerin bir araya gelip açtıkları bir yetimhaneydi. Ben buraya bırakılmadan hemen hemen yedi sene önce açılmış, bu zaman kadar ihaleler ile çoğu kez el değiştirsede amaçları hep aynıydı. Yaklaşık 5 sene önceye kadar da amaçlarını faaliyete geçiriyorlardı. O gece, artık bize doğal gelen bir haykırışla yatağımdan zıplayarak uyanmıştım. Yine kendilerince uydurdukları bir bahaneyle keyiflerine göre bir çocuğa işkence eziyet ediyorlardı. Çocuğun canhıraş çığlıkları ise gece ölüm sessizliğini andıran boş koridorda bomba etkisi yaratıyordu.

GECENİN IŞIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin