6.Bölüm "Kırıntılar Doğuşu"

1.1K 692 219
                                    


Şarkılar; Ruelle - Deep End, Tommee Profitt & Ruelle Whose - Side Are You On, Sia - Angel By The Wings

Şarkılar; Ruelle - Deep End, Tommee Profitt & Ruelle Whose - Side Are You On, Sia - Angel By The Wings

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.


Keyifli okumalar!

İnsanın ruhunda açılan yaralar nasıl iyileşir?

Bu soruyu tonlarca kez kendime sordum. O içimdeki yaşlı yanım ise yine küstahça beni yanıtsız bırakmadı. ‘Tamamen acıyı yok edemezsin o senin zindanlarını çürütmüş, ama belki hafifletebilirsin’ deyip köşesine çekildi. Bu kez diğer yanıma kulak kabarttım fakat bir fısıltı bile yoktu. Görünüşe göre susmayı tercih etmişti yine.

Peki bir ışık var mıydı? En azından cılız bir parıltıda yeter. Çünkü ben cılızda olsa ışığımı, her şeyim bildiğim birini daha da parlatsın diye onunki ile birleştirmiştim. İlk önce dayandım sonra dayanak oldum. Güçlendim sonra güç verdim. Bunları yapmak zorundayım çünkü bu hayata eksilerle doğduysam onları artıya çevirmem için daha fazla efor sarf etmem gerek.

Bu hayat da duygusuz olacaksın, eğer demir gibi sert ve dik durmazsan hayat seni çiğneyip un ufak ettiğinde geri tükürür! Evet, bu sözleri yaşadığı hayatın çetrefilli halini bizi belli bir süre yetimhaneden alan adam öğretmişti. Onun her dediğini tamamen dinlemiş miydim? Bazen, yani sadece işime yarayacakları.

Ben ruhumu bir dakika bile olsa hissizleştirmedim, sadece ördüğüm duvarlar gardını kime indireceğini iyi biliyordu.

O pazar gecesi taşıdığımız duygu yükünden bir iki saat de olsa kurtulup hafiflemiştik. Tabi bu hafifleme hayatta yaşanan şeylerin sadece bir alıntısı olmuştu. Ama insan, insanı yaralarından tanırmış değil mi? Biz o gece daha doğrusu çoğunlukla Asel, birbirimize örümcek ağıyla kaplanmış kapılarımızı aralamıştık. Gecenin sonu başlangıcı kadar iyi bitmese de yaralar kanadıkça hissedilir. Ne kadar kapanması zor olsa da onları kabul etmek bizi bertaraf eden duyguların içinden çıkıp alt eder.

Yine o gece, karanlığın bile istirahate çekildiği vakitte Asel’in üzerini örterken söylediği sözleri ve sabaha kadar bir saniye bile olsa elimi bırakmayan eli buruk iki çocuğun ruhi birleşimini gerçekleştirmişti. Bu âna şahit olan ise camdan içeriyi cılız bir şekilde aydınlatan ay ve onun bekçileri yıldızlar olmuştu. Duyguların kendisini açık ettiği o vakitte biz birbirimize sığınıp kalın perdelerimizi aralamıştık. O gecenin üzerinden üç gün geçmesine rağmen bu konu hakkında ne Asel konuştu ne de biz…

Mutfakta kendime kahve yapmak için ocaktaki suyun kaynamasını beklerken bir taraftan da camdan yağmurun o naif damlalarını bir akıtıp bir akıtmamak arasında gelip gidişini izliyordum. Bir yerde okumuştum, bulutlar göz yaşlarını taşıyamayacak raddeye geldiklerinde o inci tanelerini gökyüzünden yeryüzüne bırakırlarmış. Daldığım düşünceden Kumsal’ın bana derinden gelen seslenişiyle uzaklaştım.

“Leyal, suyu bir daha kaynatmaya mı çalışıyorsun? Su taşıyor!” Onun ikazıyla hemen ocağı kapattım. Kupamdaki kahveyle salona geçtiğimde Kumsal başını iki yana salladı. “Aklın nerde senin hangi kuşla seyahate çıktı acaba?” O hayıflanırken ben ise anlamayan bir yüz ifadesi ile koltuğa oturdum. “Niye öyle bakıyorsun. Yani hani aklın uçtu derler ya o manada söyledim.” Ah bu kızın esprileri yok mu beni bitiriyor. Ona gülümseyip anladım dedikten sonra kahvemden büyük bir yudum aldım.

GECENİN IŞIKLARIحيث تعيش القصص. اكتشف الآن