**Tamamlandı**
Saçlarımın üstüne bastırdığı dudaklarının kuvveti arttı, "Küskün kız çocuğum." Tüm anlattıklarıma ağlamamıştım da tek cümle yarmıştı göğüs kafesimi. "Göğün bütün yağmurlarını taşıyan gözlerini severim."
***
Bu hikaye olumsuz örnek olu...
Bu yükle öleceksin" dedim hamala. "Ölüm kolay, sen umuttan haber ver" dedi. "Umut varsa dünyayı vur sırtıma!"
- İlhan Berk
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saman kâğıdını süsleyen siyah mürekkebin izleri olan kelimeleri yavaş ve özümseyerek okurken gecenin sessizliğini bölen şarkıyı dinliyordum, radyodan çıkan cızırtıların eşliğinde kitabın sayfasını çevirdim. Ağrıyan boynumu sağa sola çevirip Yusuf'a baktım, evinin terasındaydık, tüm camlar açık, içeriye bir esinti doluyordu, o ise koca terasın ortasına koyduğu tabureye oturmuş önündeki tuvale bir şeyler çiziyordu. Gözlerini kısarak önündekineodaklanmıştı, parmak uçlarını boyalar renklendiriyordu. Kumral saçları alnına dağılmıştı, bacaklarımı koltuktan sarkıtıp belimi düzelttim.
Gözlerini yumup odaklandığında gözlerimi ondan çekip kitabıma verdim, açık olan camlara rağmen içeride biriken yoğun boya kokusu başımı ağrıtıyordu. Büyük camdan içeri dolan hava tenimi ısırdı, omzuma dökülmüş saçlarımdan birkaç tutam havalanıp omuzlarıma döküldü.
Yeni şarkının anonsunu yapan tiz ve neşeli kadın sesinin ardından ortama dolan notalar Yusuf'un işaret ve başparmağının arasında duran fırçanın kayıp düşmesine neden oldu. Ahşap zemindeki minik tıkırtıya bile tahammül edemiyor gibi gözlerini yumdu.
Unutmadım unutamam Kara sevdam merak etme
Dudaklarımı birbirine bastırıp elimdeki kitabın kapağını kapattım, koltuğun boş kısmına bıraktım.
Unutmadım unutamam Kara sevdam merak etme
Bazı anlar, şarkılar, bazen bir fotoğraf yaranıza tuz olurdu. Sahibi bilinmeyen bir el Yusuf'un göğsünü dağlıyordu, kırışan alnı, sıklaşan solukları bunun habercisiydi.
Pişman mıyım, asla Güzelleştim yasla
En az onun kadar çaresiz hissediyordum, onun canı acıyordu ama ben seyretmek zorunda kalıyordum.
Sevmedim mi, sevdim, evet Senden sonra da ihtirasla
Kafasını iki yana salladı, çenesinin kasıldığını görünce derin bir nefes eşliğinde kalktım. Soluğuma sesi karıştı. "Sevmedim." Mıh gibi çakıldım yerime, bağrımda yanık bir sancı boy verdi.
Hemen yanında bulunan radyoya tekme savurduğunda büyük bir gürültüyle ahşap zemine düştü, ses sekteye uğrayıp kesildi.
İki adımda yanına ulaştım, sırtı bana dönüktü, oturduğu yerden kalkmamıştı, sağ kolumu boynuna dolayıp yanağımı saçlarının arasında gömdüm, bedenim iki büklüm bir şekilde sırtına yaslıydı. "Ştt," fısıltım ile kastığı bedenini gevşek bıraktı. Saçlarına minik bir öpücük kondurdum. "İyi misin?"