Karşımda ne diyeceğini bilemedi. Hatta bir süre yüzüme öylece baktı. Bu hâli Eray'ın sözlerini düşünmeme daha da çok yaklaştırıyordu." Sonuçta ben seni bir haftadır tanıyorum. Ansızın tek bir günde karşıma çıktın nişanlınım dedin, kendimi o çiftlik evinde uyanırken buldum. Beni kaçırmış olamaz mısın? Fotoğrafları Eray'ın dediği gibi montajlaşmış olamaz mı? "
Baktı, baktı baktı ve bir anda arkasını dönüp gülmeye başladı. Öyle güldü ki ben delirdiğini sandım. Ama o gülüşünü şak diye kesip tekrardan bana bedenini döndürdü. Gözlerindeki gülmekten yaşlanan nemleri sildi. Bana kahkaha dan artan gülüşle baktı. Derin bir nefes aldı. " Evet " dedi. Başını salladı artan gülüşüyle. " Ne sormuştun bana? " Durup aklına gelmiş heyecanla başını salladı.
" Hah hatırladım; ya'larla başlayan soru cümleleri! " Başını iki yana salladı küçük bir kız çocuğunu uyarırcasına. " Nazar, ah Nazar! benim güzel prensesim. O güzel aklını ben biliyordum daha ilk günden bana karşı dolduracaklarını. Bunun için işte başka bir saraya seni götürmek istedim. "Söz söylememe bile fırsat vermeden gülümsedi. " Ben biliyordum içinde bana karşı bir güvensizlik olduğunu. Daha bugün bu olayların yaşanacağınıda biliyordum. Ben zeki bir adamım ve bugün için elimde kimsenin reddedemeyeceği bir kanıt hazırladım. Tüm bu sorularının cevabı, tüm bu güvensizliğini tek seferde giderecek bir kanıt var elimde. "
Fotoğraflardan başka ne kanıtı olabilirdi ki? Merak ederken çenemi parmağıyla tutup çenemi okşadı. Safirleri keyifle parlıyordu. " Sana öyle bir kanıt sunsam bana inanır mısın? Tüm güvensizliğin gider mi? Kalbinde bana karşı zerre misali kuşku kalmayacaksa o kanıtı sana gösteririm. "
Başımı salladım. " Evet. İnanırım " dedim. Memnunca gülümsedi. Yanımızdan aykırırken Eray'a baktım. Merakla bana bakıyordu. Kaşlarını derinden çatmıştı. O da benim gibi meraklanmıştı. Elinde bir başka telefonla döndü Malik. Telefona birkaç dokunuş yaparken herkes merakla bakıyordu ona. Tuşa basarken gözlerini bana çevirdi.
" Seni seviyorum Said. Seni çok seviyorum. Evleneceğimiz zaman işte o zaman hiçbir zaman ayrılmayacağız. Katar'da çok mutlu olacağız. Kimse bizi ayıramayacak."
Bu ses benim sesimdi. Bu sözleri söyleyen bendim. Sesimi çekmişti. Ona onu sevdiğimi ve evleneceğimizi ve Katar'a gideceğimizi diyordum. O zaman bu sözleri söyleyen bensem Mâlik doğru söylüyordu. Çünkü kendi sesimi bana kanıt olarak göstermişti. Telefonu elinden salladı gülümserken.
" Yalan mı söylüyor musum? Kandırıyor musum? "
" Ben " diye mırıldanırken yanağımı okşadı.
" Sorun değil Prensesim. Yerinde olan herkes sorgulardı. Sadece bunun karşılığında senden minik bir şey isteyeceğim" diyerek göz kırptı.
Konuşmazken bardağın yere fırlatılma sesi ve parçalanma sesi duyuldu. Bardağı fırlatmıştı Eray. " Yalan söylüyorsun! Yeter bu kadar daha aşağılanma! Daha ne kadar bu kızı kandıracaksın! Daha ne kadar duygularıyla oynayıp parmağında oynatacaksın? Ne biçim bir insansın! Hiç mi yalan söylerken kızın yüzüne bakarken utanmıyorsun? "

YOU ARE READING
NAZAR-I AŞK ( Askıya Alındı. Devam Edecek)+18 Kitaptır
General FictionMezopotamya topraklarının görkemli ve şanlı şehri, Şanlıurfa'nın güzeller güzeli genç kızı; Nazar Koçak... Urfa'nın genç, çalışkan ve de güzeller güzeli kızıydı Nazar. Okumak ve öğretmen olmak onun vazgeçmediği umuduydu. Gök...