17. "Sıkıntı"

1.3K 69 8
                                    

Tedirgin bakışlarla etrafı kolaçan ettikten sonra okula girdiğimde, Baran da çardaklardan birine kurulmuş telefonu ile ilgileniyordu. Sıkıntılı bir ifade ile ona baktım. Beni sınıfta beklemesini istemiştim.

Başında dikilip ona bakarken beni fark edip sırıtarak başını kaldırdı. "Bu gözler kimleri görüyor böyle?"

Göz devirerek yanına oturdum. "Sınıfta beklemeni söyledim."

Bana yandan bir bakış atarak telefonunda döndü ve birkaç bir şey yapıp ekranı kapatarak masaya bıraktı. "Biraz abartmıyor musun?"

Ona olanları anlatmıştım ve ilk başta dalga geçse de sonrasında aynen şu cümleyi kurmuştu. 'Gerdeğin ertesi sabahı utanan kızlar gibisin' Evet, yine dalga geçmişti yani.

Ellerimi ovuşturarak ona baktım. "Elimde değil."

Gözleri kısılırken onaylamaz mırıltılar çıkartarak baktı, ardı sıra da gözlerini açıp sırıtmıştı. "Aslında kaçmakta da biraz haklısın. Karan sonuçta." Deyip gözlerini çevirerek kıkırdadı. Dalga geçiyordu, hâlâ!

Omuzuna sert sayılan bir tokat atıp sinirle ofladım. "Birincisi, burada beklemeni hava soğuk diye istemedim-" Konuşamaya devam edecektim ama yavaşça yaklaşıp yanağımı hafifçe sıkıp geri çekilmişti. "Oy oy Baran'ını da düşünürmüş."

Göz devirdiğimde sırıttı. "Her neyse! İkincisi de Karan'dan kaçmıyorum."

"Dur, dur devam etme." Sorgulayıcı bir bakış attığımda, fısıldadı. "Karanlar, yanımızdaki çardakta."

Tedirgince kıpırdandığımda, hissetmiş gibi gülümsedi. "Dert etme. Hadi sınıfa gidelim, bu arada. Ben matematik ödevlerini yapmadım."

Huysuz bir sesle homurdandım. "Yapsan şaşırırdım."

Gülümseyerek gözlerini kırptı. "Ayıpsın, seni hiç şaşırtmayacağım, söz."

Ona son bir bakış atıp ayağı kalktığımda, o da kalkmıştı. Eline telefonunu alıp yanımda yürürken İstiklal Marşı için sıraya girmiştik. Müdür konuşma yaparken ben de Baran'a bakıp değişen yüz ifadesini kaşlarım çatılı izliyordum. "Ne oldu?"

Yutkunup başını çevirdi, hızla iki yana sallayıp yeniden telefonuna döndü. Ondan cevap alamayacağımı düşünerek yaklaşıp biraz yüksekte tuttuğu telefona baktım. Elimi uzatıp kolunu çekiştirirken en sonunda telefonu indirebildim.

Olay olay! Arkadaşlar size bomba gibi bir haber ile geldik. Dün akşam, Ece Elçin'in evinde büyük bir parti vardı, bildiğiniz gibi. Ne yazık ki bu etkinliğe sevgilisi Karan katılmamıştı. Son birkaç gündür de aralarında soğuk suların aktığı çift, AYRILDI!

Tam olarak hangi saatlerde olduğu bilinmese de gece yarısından sonra popüler kızımız Ece'nin, ağlayarak odasında Karan ile konuştuğu söyleniyor. Anlaşıldığı kadarıyla dün akşam, çift, aşklarının kalıcı olmadığını gösterdi. Ne diyelim, yine de mutlu günler!

~~ Aldinç Koleji Ekibi

"Bu ne demek oluyor şimdi?" Aklım karışmış gibiydi. Ne düşüneceğimi bilmiyor değil de karar veremiyordum. Hatta düşünemediğim bile söylenebilirdi.

"Seni ellere yar edeceğiz ama nikah şahidin ben olursam o ekşi suratlının yüzüne tükürürüm."

Sinirle baktım ona. "Dalga geçme."

"Emin ol başından beridir en ciddi olduğum an, şu an."

Sıkıntılı bir solukla önüme döndüm ve konuşmasını bitiren müdür ile çalmaya hazırladıkları İstiklal Marşı'nı büyük bir saygıyla dinledim. İçimdeki galeyanı dinlemeden biten marş ile Baran'a kısa bir an bakıp önüme döndüm. Düşünceli gözüküyordu.

ÜSTEĞMENİN KIZIWhere stories live. Discover now