─ 8. BÖLÜM

795 77 86
                                    

Merhaba! 6 aya yakın süredir bölüm gelmiyordu, bu nedenle çok özür dilerim. Bu kadar uzun süre geçmişken hâlâ kütüphanesinde HLADR'e yer veren, okumak isteyen var mı bilmiyorum ama umarım ki buradasınızdır. Hikâyeyi düzenlemeye alıp beğenmediğim yerlerini değiştirmeye çalıştım, bu bölümün de içime sinmediği kısımlarını çıkarıp yeniden yazdım. Sunghoon'un hisleri gibi üzerinde durmak istediğim noktalara değindim. Bulduğum vakit boyunca, en çabuk şekilde bölümleri yazıp yayımlamaya çalışacağım. Sevgilerimle!

Hayatından değerli bir parça kopartıldığında öylece pes ediyordu insan

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hayatından değerli bir parça kopartıldığında öylece pes ediyordu insan. Kaybettim demek, pes etmek kolaydı. Birkaç gün sonra unutulur, her acı geçer. Bir silsilenin sonunda acıyı unuttuğunu sanıyordu ama acı oradaydı işte. Kopartılan parçayı her gördüğünde, her duyduğunda yüzünde buruk bir gülümseme bırakıyordu. Hwang Yeji buruk gülümsemelerden hoşlanmazdı. O ifade suratını kapladığı anda belli olurdu üzüldüğü. Diğerlerine duygularını açmak onun için küçük düşürücüydü. Henüz çocukken bile düşüp canı yandığında ağlamaz; suçlayacak, kin tutacak birilerini bulurdu. O taş ayağının altında olmasaydı düşmezdi, suçlu olan taştı.

Onca şeye kin tutmuştu, kendi hariç herkesi suçlamıştı; bu güne bu şekilde gelmişti. Tuttuğu her kin, onun ruhunu besliyordu; çünkü o kin geçmişi unutturmuyordu. Geçmişin onun ayağına çelme takmasına izin vermezdi ama geçmişi yaşanmamış farz ederse romantik bir filmin saf başrolü olurdu. Onu kimin üzdüğünü, neden üzüldüğünü unutamazdı. Onlarca insanın kendisine acıyarak baktığı günü, bu da geçer, diyerek kolayca silip atamazdı. Her seferinde Karina'nın kulak tırmalayan kahkahasını duymayacaktı, Yeonjun'u onunla mutlu görmeyecekti. Hayatını bunun farkındalığıyla kurardı. Kafasında dönen tilkileri dinlerdi, şeytana ayak uydururdu. Yeji tilkiydi, Yeji şeytandı, Yeji kendi hayatının başrolüydü.

Karina'nın merdivenleri sert ve hızlı adımlarla çıkmasının hemen ardından neler yaşanabileceğini az çok tahmin ediyordu. Yüzündeki tatmin olmuş gülümsemeyle bir süre merdivenlerin sonunda bekledi; gürültülü kapı kapanma sesini duyduğunda ise tekrar basamakları adımladı. Tartışmalarına bizzat şahit olabilmek için Yeonjun'un odasına doğru yürürken karanlık koridoru aydınlatan ışık çekti dikkatini. Wonyoung'un odasının kapısı aralıklıydı.

Yeji kaşlarını çatarak yavaşça kapının kulpunu tuttu ve aralıktan göz gezdirdi. Bakışları pembe örtülü yatağın ucunda oturan kardeşini bulduğunda dudakları aralandı.

"Sunghoon," diye fısıldadı kapıyı tamamen açıp içeri girerken.

Sunghoon bakışlarını elinde tuttuğu fotoğraf çerçevesinden kaldırıp Yeji'ye çevirdi ve öyle ki, yaşlı gözlerinin içindeki tüm duyguları da ablasına geçirdi. Ağızından dökülmesi gereken kelimeler sanki gözlerinden çıkar gibi Yeji'nin ruhuna işledi. Yeji kapıyı kapatıp büyük adımlarla Sunghoon'un yanına ilerleyip sol tarafına oturdu. Hiçbir şey sormadan sadece kollarını kardeşine sardı ve şiddetlenen ağlamasına karşın saçlarını okşadı.

her lips are devil red | yeonjiWhere stories live. Discover now