─ 9. BÖLÜM

666 66 155
                                    

Uzun süre sonra, uzun bir
bölümle karşınızdayız! Bölümü gözden geçirip hemen paylaşmak istedim, umarım beğenirsiniz.

Önceki bölümün yorum sayısını geçebilir miyiz bilmiyorum ama yorum ve görüşlerinizi çok merak ediyorum. En azından bölüm sonunda fikirlerinizi, beğendiğiniz/beğenmediğiniz detayları ya da karakteristik özellikleri benimle paylaşırsanız çok sevinirim!❤️

Sınır: +35 oy

Yaşamak beceri işiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yaşamak beceri işiydi. Her isteği altın tepside önüne sunulmuş, çevresinde isteklerini yaptırabilecek tonlarca insan olan biri için hayatını kontrol etmek beceri istiyordu. Anın içinde kendi kararlarını verebilmek, durduğu çıkmazda ilerleyecek bir yol seçebilmek güçtü; çünkü insan ne için yaşadığını bilmezse yaşamak gibi basit bir eylemi bile tamamlayamazdı. Hwang Yeji ise her gününü niçin yaşadığını bilirdi. Başını yastığına koyduğunda yarının ona ne getirmesini istediğini düşünür, isteği doğrultusunda hayatına yön verirdi. Ellerinde yaşamın iplerini tutuyordu. O ipler kör düğümler oluştursa bir şekilde açar, parmaklarını birer birer kesse dahi bırakmazdı elinden.

Yeji'nin yurda geldikten sonra geçirdiği günler neredeyse yaşadığı en huzurlu günlerdi. Giselle ve Ning Yizhuo hafta sonu tatili için evlerine dönmüştü. Kim Minjeong ise odasından çıkmamış, akşam yemeğinde de sessiz kalmayı tercih etmişti. Onu sinirlendirecek kimsenin olmaması artı puandı.

Arkadaşlarının aksine Karina yurtta kalmıyordu. Bunun bir sebebi ailesinin Karina'ya ayrı bir ev vermesiydi; diğer sebebi ise önceki yurt başkanı Choi Wonyoung'un Karina'yı kabul etmemiş olmasıydı. Yeji, Wonyoung'un Karina'dan neden bu denli nefret ettiğini tam olarak bilmiyordu; ama bu kararından oldukça memnundu. Wonyoung, arkadaşlarını da yurda almasaydı büyük bir zafer olurdu. Böylece şu anda yurt başkanı olan Hwang Yeji, onları atmak için bir yol bulmaya çalışmakla harcamazdı vaktini.

Haftanın ilk üç günü sıradan geçti. Sanki okul Wonyoung'un ölümünden beri gözükmeyen kara bulutlarla kaplanmıştı. Bu matem günlerinde herkesin ruhu bitkin, yüzleri solgundu. Yeji biliyordu ki, uzun sürmeyecekti. Bu dünyadan giden herkes bir süre sonra unutulacak, geride kalanlar o hiç var olmamış gibi yaşamına devam edecekti.

Perşembe günü, öğle arasından önceki son derse girerken Yeji birkaç kitap almak için dolabının önünde durakladı. Kapağı açtığında kitapları arasından kayan siyah zarfa bakarken sıkıntıyla gözlerini ovuşturdu. Eğilip ayakları üzerine düşen zarfı aldı. Üzerindeki kırmızı mührü parmağıyla kırıp açtıktan sonra içinden kartı çıkarttı.

"Yeni bir ateş söndürür başkasının yaktığını ve ancak yeni bir acıyla hafifler eski bir ağrı."

Yeji derin bir nefes aldı. Uzun süredir dolabında anlamsız kağıtlar buluyordu. Kimisi yalnızca bir kelimelik notlar, kimisi de kitap alıntılarından oluşan mektuplardı. Bir süre sonra ne yazdığına bakmayı bırakmıştı, yalnızca alıyor ve dolabının yanındaki çöp kutusuna atıyordu. Bir hataya düşüp bu seferkini okumuştu ama çok geçmeden yaptığı en gereksiz eylem olduğuna karar kıldı. Bunu yapan her kimse kendine eğlence çıkartmaya çalışan küçük bir çocuktu ve Yeji bununla uğraşacak kadar saf değildi.

her lips are devil red | yeonjiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin