Korkuyorum sevmekten tekrar aynı acıları yaşamaktan.

127 17 12
                                    

Gözde hayatta değer verdiği iki insanın da canının yanmasına dayanamayıp sabaha kadar gözüne uyku girmedi. Eylül eve girmeden önce lorttun kulübesine doğru yürüdüğündeki an gözünün önünden gitmiyordu. Sanki o kulübede lord vardı ve duyacakmış gibi özür diliyordu. Nasıl bir insan hiç sucu olmayan bir köpeği  öldürür. Artık korkuları arkadaşı için daha da arttı özellikle eve dönmeye karar vermesine inanamıyordu. ‘Canım arkadaşım bu kadar yükü omuzlarından bir atabilsen.’ diye dua ederken odadan çıktığında ikisinin de daha kalkmadığını görünce bu sefer bir değişiklik  yapıp kahvaltıyı kendi hazırlamaya karar verdi.

Ses çıkarmamaya çalışarak mutfağa girdi bu gün onlar için çok zor bir gün olacaktı ikisi de perişan haldeydi. 

Mutfağın üstündeki odada Eylül kalıyordu ve  tıkırtılar gelmeye başlamıştı. Demek ki kalkmıştı hızlıca masa örtüsünü serip dolaptaki kahvaltılıkları masaya taşıdı. Tabaklar bardaklar derken masayı gözden geçirdi. Kahvaltıyı hazırlarken  Serkan’ı da çağırmıştı. Gelirken pastaneden bir şeyler almayı teklif ettiğinde kabul etti. Çünkü Eylül taze simitte hayır diyemezdi.

O dakikalarda Yiğit gözlerini açtığında kendi yatağındaydı. Gece Demir'in evinden Gözdeyi alıp  eve geldiklerinde zor olan lordun bulunduğu kulübeyi görmek oldu. Eylül’ün acı çektiğini biliyordu ama kulübenin önüne diz çöküp ağlamasına bir türlü aklından çıkmıyordu. Zaten o görüntü ve evin sessizliğiyle ancak sabaha karşı gözlerini yummuştu. Bugün kendisi için zor bir gün olacaktı lordu hayvan mezarlığına gömeceklerini hatırlayınca öfkeden dişlerini öyle bir sıktı ki kırılmadıklarına şükretmesi gerektiğinin farkında değildi. Yataktan kalktı ve banyoya gidip elini yüzünü yıkadı. Mutfaktan gelen kokularla içindeki sıkıntı biraz daha katlanarak arttı. Eylül ve Gözdenin   evinde son geceleriydi. Eski yalnız hayatına geri dönüyordu. 

Her şey tamamdı menemenin yumurtasını kırdı ,çayı demledi. Geriye ikisinin de odadan çıkması kaldı zaten  Serkan’da bir kaç dakikaya gelirdi. Mutfakta lavabonun altındaki dolaptan 2 tane tencere kapağı çıkarttı. Merdivenlerin altına geçip  kapakları birbirine vurduğunda koşarak odalarından çıkan ve neler olduğunu anlamak için şaşkın şaşkın aşağı bakan çifte bütün içtenliğiyle tebessüm etti.

İlk saniyeler Yiğit neler olduğunu anlayamadı.  Yanında şaşkın bakan kadının sıfır makyaj , saçlar  dağınık ve pijamalarla parmaklıklardan aşağı sarktığını izlerken korku aklının ucundan geçmemişti ta ki bir kaç saniye sonra fark ettiğinde öfkeyle “ Eylül düşeceksin “diye bağırdı. Her seferinde bunu yapmak zorunda mıydı sırf kendisini kızdırmak için bilerek yaptığını düşünmeye başladı. 

Eylül tebessüm edip “Korkma düşmem.” diye cevap verirken hala geceliklerle olduğunu fark edip hızla odasına geri döndüğünde Yiğit’i arkasında gülümserken bıraktığından haberi yoktu. Genç adam biraz önce üzgünken Eylül’ü görünce keyfi yerine gelmişti ve gideceğini hatırlayınca sebep olduğu mutlulukta uçup gitti. 

Gözde merdiven başında bekleyen Yiğit’e “Hadi ama ben çok acıktım.” Dediğinde merdivenlerden iniyordu ki kapı çaldı. Gözde her zamanki gibi kapıyı açma görevini genç  adama bırakıp mutfağa gitti. 

Yiğit kapıyı açtığında Serkan karşısında bekliyordu ve gördüklerinin gerçek olup olmadığını sorgular bir hali vardı. Nutku tutuldu erkeklerin ağlaması pek görülmüş bir şey değildi özellikle kendi gibi iri cüsseli sert yüz hatlarına sahip biriyken gözlerine biriken yaşların daha fazla gelmesini engellemeye çalıştı. Serkan’ın kucağındaki yavru köpekle göz göze geldi. O an üzülsün mü yoksa sevinsin mi bilemedi. Lordun yavru halini bilmiyordu ama büyüdüğünde tıpkı ona benzeyeceği bir gerçekti. 

SENİN İÇİN (AŞKIN SINAVI) Where stories live. Discover now