32. Bölüm

38.4K 1.3K 849
                                    

🐞

"Araf ne yapıyorsun sen?" derken Şila bağırarak kendi etrafında dönüyordu. Koşarak yanına giderken Araf Şila'nın kulağını kendine çekmeye çalışıyordu.

Şila'yı kucağıma almaya çalışırken Büşra'ya bir kez daha laf söyledim. Allah bilir nerde! Bıraktı bu veleti başıma. Şila'yı zorla kurtarıp Araf'a ters ters bakarken çığlık atarak ağlamaya başladı.

"Ya niye ağlıyorsun? Araf tamam sakin ol. Araf bir şey yapmadım ki" kucağımdaki Şila'yı yere bırakınca koşarak uzaklaşmıştı.

Ayağını yere vurup hâlâ ağlamaya devam eden Araf'ın yanına diz çöküp sakinleştirmeye çalıştım. "Araf ben bir şey yapmadım sana. Niye ağlıyorsun? Tamam sus artık"

Aniden elini saçıma atıp çekerken canımı koparıyormuş gibi hissettim. "Yaa bırak. Yardım edin..." diye bağırarak yardım isterken o hâlâ ağlayıp saçımı çekiyordu.

"Ne oluyor burda!?" diye bağıran Suna hanımın hızlı adımlarla buraya geldiğini duymuştum. Saçlarımı Araf'ın elinden kurtarınca rahat bir nefes aldım.

"Ne yaptın çocuğa çabuk söyle?"

"Hiç bir şey yapmadım." derken hızlıca ayağa kalkıp karşısına dikildim. Saç diplerim çok ağrıyordu. Hem ben çocuğa ne yapayım. O Şila'mın kulağını kopartıyordu bende kurtardım.

"Belli oluyor zaten. Sana hiç bir şekilde çocuk güvenilmezmiş onu anladım ben!" deyince derin bir nefes aldım. Sakin olacağım! Defalarca kez bunu tekrar ettim.

"Size hiç bir şey yapmadığımı söyledim. Neden beni böyle bir şekilde itham ediyorsunuz"

"Senin aklından geçeni çok iyi biliyorum ben merak etme. Senin gibilerini çok gördüm, sakın bana masum ayaklarına yatma."

"Ne diyorsunuz siz ya! Neymiş benim aklımdan geçen?" dediğimde çileden çıkmak üzereydim. Bu zamana kadar sırf Kaan'ın annesi olduğu için sessiz kalmayı tercih ettim.

"Oğlumla arama girdiğini asla unutmayacağım. Ama umarım en kısa sürede seni başına bela ettiğini anlar"

"Gerçekten size inanamıyorum. Şimdi gidiyorum. Ama gitmemin amacı size saygısızlık yapmamak için" deyip arkamı dönerek konuşmasını duymamazlıktan geldim.

Dış kapıyı açıp dışarıya çıkınca soğuk havanın esintisinin yüzüme çarpmasına engel olamamıştım. Saat kaç olmuştu Kaan ortalıkta yoktu. En son bir mesaj atmıştı daha sonra telefonuna ulaşılamıyordu.

Kızların evine doğru giderken cebimden telefonu çıkartıyordum. "Bilge hanım nereye gidiyorsunuz?" diyen korumanın sesiyle kafamı kaldırıp baktım.

"Kaynanamdan uzağa her yere. Of neyse karışı eve geçiyorum"

"Peki efendim" deyip adamlara kapıyı açmalarını söyledi. Hızlıca yürürken elimdeki telefondaki mesajı üzüntüyle bir kez daha okudum.

ÖKÜZCÜĞÜM❤️
'Sarışınım benim şirkette çok önemli bir toplantım var. Geç gelebilirim. Bekleme ve uyu! Söz veriyorum sabah seni ben uyandıracağım 😉' (20.04)

BEN
'Umarım erken gelirsin. Birde keşke gelirken elin dolu gelsen🍫🍫🙁' (20.44)

Attığı emojiye ne kadar çok gülmek istesemde hu saatte hangi salaklar toplantı yapar diyerek kendimi üzüyordum. Hem bu patron değil mi?

Mafyanın SarışınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin