5 ԅ drunk in love

192 39 45
                                    


W i n t e r    N i g h t

❄️

Heyecandan içi içine sığmayan, kalbi yerinden çıkacakmış gibi hisseden Ji Yeong, hazırladığı piknik sepetini alıp her zaman gittikleri parkın yoluna doğru ilerlemeye başlamıştı.

Sabah okuldayken anlamışlardı, piknik yapacaklardı. Bunun gayet normal bir şey olmasına rağmen Ji Yeong fazlasıyla heyecanlı hissediyordu.

Ji Yeong vardığında, düşünmeden direkt yemyeşil çimenlere ilerlemişti. Etrafa bakınıp uygun bir yer ararken Taehyung onu görmüş ve hemen arkasına geçmişti. Ji Yeong'un yanağına hızlı bir öpücük kondurup elinden, oturacakları örtüyü aldı ve güzel gözüken bir yere serdi hemen.

Ji Yeong, az önce olan şey dolayısıyla donup kaldığında yutkunup başını sağa sola salladı kendine gelmek için ve Taehyung ona doğru döndüğünden gülümseyerek ilerlemeye başladı. Sepeti kenara koyup direkt oturduğunda Taehyung da oturmuştu.

"Beni yine korkuttun." Ji Yeong huysuz bir ifadeyle konuştuğunda Taehyung kıkıdadı ve bağdaş kurup kafasındaki kasketini çıkarıp yanına bıraktı.

"Hayır, sen fazla korkuyorsun sadece. Bir başkasına yapsam korkmazdı o kadar." Ji Yeong'un kaşları çatılmıştı dediği şey yüzünden.

Bir başkası?

Bir başkasına da bunları yap ve gör Taehyung.

"Her yer sessiz, birden bire gelince korkuyorum." Taehyung başını gülerek sağa sola salladığında Ji Yeong'un dudaklarına da hafif bir tebessüm yerleşmişti ister istemez.

Ji Yeong sepeti kendine çekip kapağını açtı ve içindekileri dikkatlice yere koymaya başladı. Her yeni bir kap koyduğunda Taehyung eline alıp inceliyor ve sıradaki kabı koymasını bekliyordu Ji Yeong'dan ve bu Ji Yeong'a çok sevimli geldiği için sırıtıp duruyordu.

"Ne kadar çok şey hazırlamışsın böyle..." Taehyung şaşkınlık ve hayranlık arasındaki ses tonuyla konuştuğunda Ji Yeong ona gülerek tabaklarını ve kaşık ve yemek çubuklarını çıkarmıştı.

"Aslında yarısı hazır... Bu kadar çok şey hazırlayacak kadar marifetli değilim." Gülerek konuştuğunda Taehyung da gülmüştü. İkisi de istediklerinden tabaklarına koymaya ve sonrasında yemeye başlamışlardı.

"Ji Yeong... Kimchi..." Ağzı dolu olduğu için doğru düzgün konuşmayan Taehyung'a bakıp kaşlarını kaldırdı Ji Yeong. Şişik yanaklarından dolayı gözüne çok tatlı gözüküyordu.

"Baharatı mı çok? Ya da tadı mı k-"

"Tanrım bunun tadı çok güzel... Ne kattın içine?" Ji Yeong'un içi rahtlarken hafifçe gülümsedi Taehyung'a.

Sana olan sevgimi kattım içine, aşkımın tadı o...

Belki evet, Ji Yeong'un aşkının tadıydı ama o tadı sadece bilenler anlardı. Her içkinin farklı bir tadı varken, etkisi de farklıydı içene. Ji Yeong'un içkisini ise Taehyung çoktan içmiş, sarhoşluğuna yakalanmıştı bile. İşte bu yüzdendi, bu yüzdendi basit bir tadın ona verdiği bu harika lezzet. Ji Yeong'un aşkının verdiği sarhoşluktu bu...

"Aslından ekstra bir şey katmadım, ne gerekiyorsa onları koydum... Acıkmışsan belki o yüzden o kadar güzel gelmiştir." Ji Yeong tekrar tabağındaki yemeğine dönmüştü. Taehyung ise tek kelime etmeden mutlu mutlu yemeye devam etmişti.

Sessiz geçen bir süre sonrasında ikisi de yemeğini bitirmiş ve kalan yemekleri tekrar kablarıyla birlikte sepete koyup yan yana uzanmışlardı. Ji Yeong aklına gelen şeyle gülümsedi ve derin bir nefes aldı.

"Taehyung... Bu gece gökte çok yıldız var." Ji Yeong cümlesini bitirir bitirmez gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmış, Taehyung ise gözlerimi devirmemek için direnirken Ji Yeong'a çevirmişti kafasını.

Göz göze gelir gelmez ikisi de kahkaha atmaya başlamışlardı, her ne kadar gülünecek pek fazla bir şey olmasa da...

"Bir an sesin öyle duygulu çıktı ki..." Taehyung gülerek nefes nefese konuştuğunda Ji Yeong tekrar güldü ve yüzünü göğe çevirdi yeniden.

"Halbu ki gökyüzü kendi karanlığına gömülmüş..." Taehyung onu onaylarcasına kafasını salladı hafif.

Ay bile ortada yokken yıldızların ne işi vardı ki bir başlarına sema da?

"Hava serinlemeye başlıyor... Gidelim ister misin?" Ji Yeong yutkunup kafasını sağa sola salladı.

"Sen istiyorsan gidelim?"

Çünkü ben senden ayrılmak istemiyorum.

Taehyung kafasını sağa sola salladı. "Hayır, bende gitmek istemiyorum."

Gideceksin diye o kadar korkmuşken gece boyu seninle kalmak istiyorum Ji Yeong... Benimle burda tüm gece kalır mısın?

"Kalacağım. Sen burdasın sonuçta..." Ji Yeong gözlerini gökyüzünden çekmeden konuşmuştu çünkü biliyordu, gözlerine bakarsa utanırdı.

Taehyung Ji Yeong'un pamuk gibi yüzüne bakarken hafifçe gülümsedi ve ardından o da bakışlarını göğe çevirdi. Ji Yeong'un içi Taehyung'un kollarına sığınma isteğiyle dolsa da hiç olmadığı kadar çekiniyordu. Taehyung Ji Yeong'un tarafına doğru kolunu uzatmıştı, anlamasını umarak. Ji Yeong çekinse de kafasını Taehyung'un koluna koydu ve çok hafifçe ona doğru kaydı.

Taehyung huzurla derin bir nefes aldığında Ji Yeong gülümsedi hafifçe.

Taehyung, sana bu karar değer vermişken ve sana bu kadar bağlanmışken sakın beni bırakma...

winter night [kth] ✓Where stories live. Discover now