Alev | 32. Bölüm

1.9K 128 250
                                    

Ev mahşer yerine dönmüştü. Bir yanda Gonca, bir yanda annem.. Feryatları, figanları, gözyaşları, hıçkırıkları...

Öylece duruyordum. Efe gibi. Algılayamıyordum ki. Gözümden akan, durmak bilmeyen gözyaşlarımla öylece duruyordum. Yüzümde mimik oynamıyordu. Yalnız gözyaşlarım.. 

Herkes birbirini teselli etmeye çalışıyordu. Benimse şehrim yıkılmıştı. Ben o duvarların altında kalmıştım.

Ben kahramanımın elleriyle yaptığı şehrimin altında kalmış, can çekişiyordum.

Asıl koyan neydi biliyor musunuz?

Benim şehrim yıkılmıştı, ölen bendim ama abimi gömüyorlardı.

Acaba çok canı yanmış mıdır?

Bombayla şehit olmuş..

Bomba..

Benim kalbimde patlıyordu o bombalar. Neden etkilenen abimdi?

Neden ya neden?

Neden ben değil de o?

Onun bakması gereken karısı vardı. Annesi, çocukları..

Neden ben değil de o?

Neden can çekişerek ölmek zorundaydı?

Yemin ederim.. eğer ölürken çektiği acıyı onun yerine çekebilseydim, şuan çekerdim. Yemin ederim..

Ben ne diyecektim karşımda kendinden geçen iki kadına?

Peki daha doğmamış iki bebeğe?

Ya da karşımda kanlı canlı duran, nolduğunu anlamayan 7 yaşındaki çocuğa?

Ben ne diyecektim, ne yapacaktım?

Neydi bu kalbimdeki ağırlık?

Ben ne çekiyordum Allah aşkına?

Ölüm müydü bu?

Ölümse, ölmeyeyim nolur. Abim de yok artık. Onlar bir acıya daha dayanamaz.

Nolur Allah'ım. Üç çocuğa, iki kadına bir daha böyle bir acı yaşatma.

Ya abim kalsın, ya ben. Onların kalbi böyle bir ağırlığı bir daha kaldıramaz.

Ama Allah'ım, nolur.. Nolur abim kalsın.

Hani diyorlar ya; şehitin helvası sizin ocağınızda pişmediği sürece size hep tatlı gelecek diye, aynen öyle. Karşımda olan manzarayı, göğsümdeki ağırlığı, boğazımdaki yumruyu... Bir ben bilirim, bir de Allah.

Allah'ım diyorum hani, nolur. Nolur bunlar bir rüya olsun. Ben kaldıramıyorum.

Elimde hissettiğim küçük parmaklara döndü bakışlarım. Efe dolu, büyük gözleriyle bakıyordu bana.

"Hala." dedi merakla. "Babam mı öldü?"

İpler koptu ben de. Dizlerimin bağı çözüldü. Olduğum yere yığılır gibi çöktüm. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

Ben ne diyecektim Allah aşkına bu çocuğa?

Ne yapacaktım ben?

Hani soğukkanlıydım ben? Nolmuştu şimdi?

Benim içim cayır cayır yanıyordu. Kanım kaynıyordu. Yanardağ gibiydi yüreğim. Abim yanıyordu. Acısını ben çekiyordum.

Allah'ım nolur dedim tekrar. Nolur..

Dayanamıyordum artık. Kendimi kaybetmiştim.  Ne gözyaşlarım duruyordu ne içimdeki yangın. Çığlık attım. İçimdeki sesi, ateşin sesini bastırmak için.

AlevWhere stories live. Discover now