(Wattpadde Alev adındaki ilk kitaptır.)
Çok zeki ve çalışkan olan Alev'in elde ettiği başarılar herkes tarafından fark edilmişti. Yıllar önce öğretmenleri onun ne kadar iyi yerlere gelebileceğini öngörmüştü.
Burslu olarak yurt dışına okumaya giden...
"Rica ederim, ne demek? Yarın birlikte bir şeyler yapalım mı?"
"Bakarız. Görüşürüz."
Arabadan indim. Eve girdim. Salonun kapısından içeri baktım.
"Selam!"
İhsan amca gülümseyerek "Hoşgeldin, kızım." dedi.
"Hoşgeldin."
Gonca Efe'yle oyun oynuyordu. İkizler büyük ihtimalle uyuyordu. Annem ve İhsan amca sohbet ediyordu. Baba şefkati gördüğüm adamın yanından ayrılıp biyolojik babamın yanına gidiyordum. Ne garip durum ama..
"Hoşbuldum, baba."
Hepsinin gözleri hızla beni bulurken İhsan amcanın şaşkınlıktan ağzı açılmıştı.
"Yemek için başkasına sözüm var."
Gülümseyerek odama çıktım. Hazırlanmaya başladım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Hafif bir makyaj yaparken kapım tıklandı.
"Gel."
Abim beni ağır ağır süzdü.
"Kime bu hazırlık?"
Babama.
Elimi havada salladım.
"Boşver. Geldiğin iyi oldu. Ben senden bir şey isteyecektim."
"Söyle, güzelim?"
"Nasıl yalan söyleyebilirim?"
Birkaç saniye kal gelmiş gibi durdu. Güldü.
"Ciddi misin?"
"Son derece."
"Pekala.. Kime söyleyeceksin?"
"Söylemeyeceğim. Merak ettim."
"Alev, sana yalan söylemeyi nasıl öğretebilirim kardeşim? İnan bana yalan söylememeyi öğretmek daha kolaydı."
Güldüm.
"Tereddüt etme. Yalanından emin ol. Karşındaki konuştuktan hemen sonra yalanı söyle. Düşünme fazla. Söylediğin yalanları unutma, sonradan sıkıntı çıkar. Yalanına önce kendin inan. Başkasını ancak öyle inandırabilirsin. Gözlerini abartılı derecede kaçırma ya da fazla göz temasında bulunma. Doğal davran. Yalanların olabildiğince sade olsun."
Birkaç saniye söylediklerini kavrayabilmem için bana zaman verdi.
"Emin misin, abiciğim? Gerçekten yalan mı söyleyeceksin?"