Tanıtım

17.9K 465 594
                                    

Aysar'dan

"Baba Bodrum katındaki tavşa'nın hikayesinin devamını anlatır mısın?" Dediğinde derin bir nefes alıp arkama yaslandım ve hikayenin geri kalanını anlatmaya başladım."Tavşancık 3 yıldır doğru düzgün hava bile alamadığı için bunalıma girmiş,bunu fark eden kurt geceleri küçük sevgilisini bodrum katından çıkartıp hava alması için bahçede gezdirmiş.

Bir gün tavşancık büyük bir aptallık edip kaçmaya çalışmış, kurt çok sinirlenmiş ve biricik sevgilisinin bacaklarını kırmış. Küçük tavşan ne kadar yalvarsada onu 1 hafta hiç dışarı çıkartmamış.

Kurtun üst katta küçük kızına masallar anlatıp niniler söylemesindeki asıl neden tavşa'nın bağırışlarını ve hıçkırıklarını duymaması içinmiş.
Bir gün küçük kızı birinin bağırış sesini duyduğunu söylediği için kurt kızına sabaha kadar nini söyleyecek birisini tutmuş." Dediğimde küçük kızım derince yutkunup oyuncak tavşanına sıkıca sarıldı.

"Bir gün kurdun küçük kızı meraktan gidip mağara'nın en derinlerine inmiş ve orada babasının ona her gece anlattığı beyaz tavşanı görmüş, küçük kız kanlar içindeki beyaz tavşanı görünce nutku tutulmuş ve o günden sonra asla konuşamamış ama babası bunu fark edip küçük kızı gerçekten hiç konuşamasın diye onun dilini koparmış." dedim ve sarı saçlarını okşayıp gözlerinin içine baktım. Yeşil gözleri korkuyla bana bakarken bir anda sıkıca gözlerini yumdu.

En az o da benim kadar bu masalın gerçek olduğunu biliyordu. Ayağı kalkıp kapıdan dışarı çıktım ve kapının önünde bekleyen kadına elimle içeriyi işaret ettim. Nini söyleyecek olan kadın içeri girip birşeyler mırıldanmaya başladığında evin bodrum katına indim.

Kapıyı açtığımda Doğu korkuyla kapıya bakıp kendini biraz geriye çekti. Yanına eğilip koltuk altlarından tutarak onu kucağıma aldım ve bir elimi kalçasına koydum. "Benden kaçmayacaksın demedim mi ben sana?" Dediğimde derince yutkunup gömleğimi sıktı. "Ö-özür dilerim" dediğinde dudaklarına sıkı bir öpücük kondurdum.

"B-bu gece b-bahçeye çıkabilir miyiz?" Dedi kekeleyerek. Korktuğundan değildi küçükken geçirdiği bir travmadan dolayı kekeliyordu. "Geçen yıl olduğu gibi kaçmayacaksan çıkabiliriz." "S-söz veriyorum kaçmayacağım!" Dedi. Gülümseyip dudaklarına uzun bir öpücük kondurdum ve kucağımda onunla dışarı çıktım.

Kucağımdan indirdiğim de gülümseyip gökyüzüne bakmıştı. "Y-yıldız k-kaydı" dedi ve ellerini birleştirip gözlerini yumdu. Dilek mi tutmuştu o? "Ne tuttun" dediğimde uğruna ölebileceğim gülümsemesiyle bana döndü. "R-rüyamda annemi görmeyi!" Dediğinde yüzümde istemsizce gülümseme oluşmuştu.

Küçük bebek gibiydi, buradan çıkmayı bile dileyebilirdi, ama o bunu dilememişti. "Anneni çok mu seviyorsun?" Dediğimde kafasını olumluca salladı. Aslında annesi'nin ona yemek götüren kadının olduğunu bilseydi nasıl bir tepki verirdi? Arkamı dönüp kızımın odasına baktığımda camdan bizi izlediğini görünce derin bir iç çekip küçüğüme döndüm.

"Bebeğim hadi gidelim." Dediğimde Doğu alt dudağın büzdü ve omuz silkti. "A-ama daha 1 saat g-geçmedi" dedi huysuzca. "Yarın söz veriyorum 2 saat dışarıda duracağız ama şuan çok yaramaz bir fareye ceza vermeliyim tamam mı bebeğim?" Dediğimde kafasıyla onaylayıp elimi tuttu ve benimle beraber yürümeye başladı. "Afferim benim akıllı bebeğime." Diyip odasına götürdüm ve kapıyı kilitleyip üst kata çıktım.

Küçük kızımın odasına girdiğimde titreyerek battaniyenin altında benden saklanıyordu. "Siz çıkabilirsiniz bugünden sonra gelmenize gerek kalmadı" diyip Yunanca nini mırıldanan kadını yolladım. "Kurallar Damla, kurallar her zaman benim için çok önemlidir."

Kapı kapandığında battaniyeyi çekip odanın diğer ucuna attım ve Damla'nın bileğinden tutup hızla ayağı kaldırdım. "Özür dilerim baba, l-lütfen dilimi kesme" dediğinde yüzünü avuçlarımın arasına aldım ve göz yaşlarını silip ona gülümsedim.

"Son sözlerinin bunlar olması çok üzücü güzel kızım."

Bunny•bxb•Where stories live. Discover now