Aysar'dan
"Kalk ayağa daha bitmedi" dediğimde bedeni yara bere içinde olan çocuk ayağı kalkıp ellerini yumruk yaptı ve bir sonraki hamlem için gözlerini yumdu. "Aç gözlerini" dediğimde ağlamaktan kızarmış mavilerini açtı ve bana baktı.
"Ben kötü bir insan mıyım Doğu?" Dediğimde kafasını hızla olumsuzca salladı. "Yalan söyleme!" Dediğimde tekrar kafasını olumsuzca salladı.
"Ama iyi bir insan da değilim" dedim. Kaşlarını çattı ve dudaklarını araladı."İyi bir i-insansın, gerçekten k-kötü birisi olsaydın o-onun sana yaptığını b-bana yapardın" dediğinde o kadar şeyden sonra bile bana aynı şekilde bakan çocuğun parıldayan mavilerine baktım.
"Neden benden kaçmıyorsun? Hiç mi korkmuyorsun benden?" Dediğimde dudaklarını birbirine bastırdı. Fazla masum gelmişti bu hali bana. "S-senden korkuyorum v-ve ş-şuan kaçmadığım buradan k-kaçmayacağım anlamına gelmez" dediğinde yüzümdeki gülümseme düşmüştü. Kaçabileceğini mi düşünüyordu cidden.
"O kadar zeki olduğunu mu düşünüyorsun?"Dediğimde bu sefer gülümseyen taraf o olmuştu. Parmak uçlarına çıkıp yavaşça kulağıma yaklaştı ve sıcak nefesini boynuma üfledi.
"Bir şeyi ne kadar hafife alırsan onun kurbanı olman o kadar kolaylaşır babacığım" dediğinde sesindeki o nefreti iliklerime kadar hissetmiştim.
Tüylerim diken diken olurken parmak uçlarından inip sanki az önce kulağıma özgüvenli bir şekilde fısıldayan o değilmiş gibi o korku dolu haline geri dönmüştü.
"Bazen beni korkutuyorsun" dedim ve elimi enseme atıp yavaşça okşadım.
"Ö-özür dilerim b-babacığım" dediğinde kaşlarımı çattım. Az önce kekelememişti, şimdi neden kekeliyordu.
"Dalga mı geçiyorsun benimle?" Dediğimde anlamaz gözlerle bana baktı.
"N-neyden bahsediyorsun b-baba?" Dediğinde derince yutkunup yanından ayrıldım ve büyük camın önüne geçip elimi cebime atıp bir sigara çıkarttım ve sigarayı tutuşturup dudaklarıma götürdüm. Camın yansımasından arkama baktığımda arkamdaki çocuğun yüzünde korkunç bir gülümsemeyle beni izlediğini fark ettim.
Çok farklı bir gülüştü bu sevgi,aşk veya herhangi başka bir şeyden daha farklıydı. Daha çok heyecanlı gibi duruyordu. Sanki kanımı içmek için doğru zamanı kollayan bir vampir gibi.
Korkudan arınmış mavi gözlerin yerini ise intikam ateşiyle yanan maviler almıştı. "Kes şöyle bakmayı ve odana git" dedim ve arkamı döndüm.
Az önce can yansımasından gördüğüm çocuk gitmiş yerini eski Doğu almıştı sanki. "Amacın ne senin?" Dedim ve gülüp yanına yaklaştım.
"Doğu salak salak bakmayı kes yoksa cidden hiç acımam alırım canını" dediğimde dolu mavi gözleri ile bana baktı ve gülümsedi. "Ö-özür dilerim babacığım" dediğinde kan beynime sıçramıştı sanki. Cidden amacı neydi bu çocuğun? Beni delirtip kaçmayı falan mı planlıyordu?
"Hadi Doğu neyi bekliyorsun siktir git odana" dediğimde göz yaşlarını sildi ve kahkaha atmaya başladı, bir süre sonra durdu ve kapıya doğru ilerleyip orada durdu.
"Ve son demeyi bekliyorum babacığım"
