Fotoğraflar

7.1K 372 300
                                    

Aysar'dan

Yanımda oturan çocuğun bacağına elimi attığımda bacağını kendine çekip huzursuzca yerinde kıpırdandı. Önceden böyle şeyler yapmıyordu, birşeyler mi hatırlamaya başlamıştı acaba.

"Bebeğim buraya gel" diyip bacağımı patpatladım. Kafasını olumsuzca sallayıp dışarıyı izlemeye devam etti. "Hadi bebeğim, babacığına gel" dediğimde boynunu kaşıyarak bana döndü ve yavaşça yanıma gelip kucağıma oturdu.

Ellerini boynuma dolayıp kafasını omzuma yasladı. "Dün gece seni öldürmeye çalıştığımı söylemiştin, rüyanı anlat bana" "B-burda birşeyler içiyordum. Sonra sen uyku saatimin geldiğini s-söyledin, ben kafamı olumsuzca salladığımda b-boğazımı sıktın." Evet tam da tahmin ettiğim gibi birşeyleri hatırlamaya başlıyordu.

"Bebeğim böyle rüyaları her zaman görebilirsin bazen gerçek gibi gelebilir ama hepsi rüya kendini benden uzak tutmaya çalışma." Dediğimde kafasıyla onaylayıp gözlerini kapattı.

"Burdan taşınmayı düşünüyorum" "N-neden?" "Uzun süredir burada yaşıyoruz, hem başka bir şehirde belki dışarı bile çıkabilirsin" dediğimde kıkırdayıp daha sıkı sarıldı. Aslında anıları canlanmasın diyeydi ama bilmesine gerek yoktu değil mi?

"B-bende diğer çocuklar g-gibi okula gidebilir miyim?" "Tabi gidebilirsin" Dediğimde yüzünü kaldırıp bir süre dudağıma baktı ve alt dudağını yaladı. Dudağıma kısa bir öpücük kondurup biraz geri çekildi ve gözlerimin içine baktı. "Teşekkür ederim" dedi ve bir kez daha öptü.

Karşılık verirsem kendimi tutamayacağımın farkındaydım. Geri çekildiğinde gözlerimi yumup derin bir nefes aldım. "Benim biraz işim var bebeğim beni usluca burda bekle tamam mı?" Kafasıyla onaylayıp kucağımdan kalktı ve masum masum gözlerimin içine bakmaya devam etti. Dudaklarına son bir öpücük kondurup ayağı kalktım.

.....

Saçlarımı kurulayarak aşağı kata indim ve etrafa bakındım. "Bebeğim?" Karşılık olarak bir ses gelmeyince kaşlarımı çatıp elimdeki havluyu koltuğun üzerine fırlattım. "Doğu nerede?" Hizmetliye sorduğum soruyla omuzlarını bilmiyorum anlamında kaldırdı.

Saatime bakıp dişlerimi birbirine bastırdım. Geç kalmıştım. Havaya bir küfür savurup bahçeye çıktım. "Doğu nerede?" "Şurada efendim" diyip eliyle çimlerin üzerinde oturan bebeğimi işaret etti. Derin bir nefes alıp kalbimi tuttum ve yanına ilerledim.

"Sana evde bekle demedim mi ben?" Dediğimde mavi gözlerini bana çevirip ayağı kalktı ve güneşten dolayı gözlerini kısarak bana baktı. "Özür d-dilerim canım çok s-sıkılmıştı." Dedi. Yüzünü avuçlarımın arasına alıp dudaklarına uzun bir öpücük kondurdum.

"Benim şirkete gitmem gerekiyor, bu sefer evden dışarı çıkma ve sana söylediğim o 3 kapıyı açma tamam mı?" Dediğimde kafasıyla onayladı. Bu sefer boynundan öpüp ondan ayrıldım ve arkamı dönüp hızla arabaya doğru ilerledim. Cidden çok geç kalmıştım.

Doğu'dan

Evden çıkan babamla hızlıca eve girip üst kata çıktım ve bahsettiği odaların önüne geldim. Acaba ilk hangisine girsem? "O piti piti..." Gri kapı! Kapının koluna elimi atıp aşağı indirdim, kapı açılmayınca kaşlarımı çatıp babacığımın odasına girdim.

Çekmeceleri karıştırıp anahtarları ararken yere düşen resimlerle yere oturup resimleri elime aldım. Hepsinde bir çocuk vardı, yüzü ve bedeni kanla kaplıydı. Bazı fotoğraflarda çocuğun üzerinde hiçbirşey yoktu. Peki neden bu fotoğraflar babacığımın çekmecesindeydi?

Fotoğrafları yerine koyup içlerinden bir tanesini aldım ve aşağı kata inip yastığımın altına koyup yeniden üst kata çıktım. Hizmetli abla'nın yanına gittiğimde gülümseyerek bana döndü. "Y-yukarıdaki odaların anahtarları s-sizde mi?" "Hayır efendim" dedi ve işine devam etti. Biraz daha yanına gidip ne yaptığına baktım. "Bunun a-adı ne?" "Taze soğan" "B-bende kesebilir miyim?" Dediğimde gülümseyip biraz geri çekildi.

Bıçağı elime aldığımda elini benim elimin üzerine koyup yönlendirmeye başladı. "Yeşil yerini tutarsanız kesmeniz kolaylaşır" dediğinde onaylayıp elimi biraz pay bırakarak bıçağın önüne koydum ve kesmeye başladım.

"Bu kadar yeterli sanırım, elinizi keserseniz işimden olabilirim." Dediğinde gülümseyip bıçağı bıraktım. "A-adınız nedir?" "İlknur, sizin adınız Kerim'di değil mi?" Dediğinde kaşlarımı çattım.

"B-benim adım D-doğu" dediğimde eliyle ağzını kapattı. "Lütfen bu olaydan kimseye bahsetmeyin!" Dedi korkuyla. O korkunca bende korkmuştum. Neden bağırmıştı ki!

Geri çekilip kafamla onayladım ve içeri gidip koltuğa oturdum. Kerim? Çok tanıdık geliyordu sanki duymuştum. Beynimde bir kadının Kerim diye bağırış sesleri yankılanıyordu. Kafamı sağa sola sallayıp koltuğa sırt üstü yattım. Belki uyursam geçerdi.

Aysar'dan

Burnuma gelen yemek kokularıyla gülümseyip mutfaktaki kadının yanına gittim. "Güzeller güzeli kayınvalidem yine döktürmüş." Dediğimde yan bir gülüş atıp işine devam etti. Doğu'nun annesiydi ama Doğu bunu bilmiyordu. Zaten öğrenmeside imkansızdı.

Koltuğun üzerinde uyuyan bedenin yanına gidip terden alnına yapışmış saçlarını geri attım. "Babacığım..." Diye mırıldanıp uykusuna devam etti. Dudaklarından öpüp ayağı kalktım ve odama çıktım. Saatimi çıkartıp çekmeyeceye koyacağım sırada çekmecede gördüğüm fotoğraflarla gözlerim sonuna kadar açıldı.

Fotoğrafları alıp tek tek saymaya başladım. 7.ekisti derince yutkunup fotoğrafları eski yerine koydum ve yere eğilip yere baktım. Doğu almış olamazdı değil mi? Yerden kalkıp çekmeceleri yeniden teker teker aramaya başladım.

Belki de 6 tane vardır ama ben 7 diye hatırlıyorumdur. Açılan kapıyla bakışlarım oraya kayarken Kapının ucundaki çocuk bayık gözlerle beni izlemeye devam etti. "Bebeğim buraya gel." Dedim sakin tutmaya çalıştığım sesimle. Yanıma gelip gözlerimin içine bakmaya başladı. Küçük ellerini tutup gülümseyerek ona baktım.

"Bugün hiç bu odada fotoğraf gördün mü veya başka bir odada?" "H-hayır babacığım" dedi ve zoraki bir şekilde gülümsedi. Ellerini bırakıp onu kendime çektim ve kulağına eğildim. "Doğu, yalandan hoşlanmadığımı biliyorsun. Gördüysen söylemelisin, söylemek zorundasın" diyip ince belini sıktım. Acıyla inleyip beni itmeye çalışsada onu kendime daha çok bastırdım.

"Yemekten sonra sana bir masal anlatacağım o zamana kadar söylemek için sana süre veriyorum. Eğer doğruyu söylemezsen cidden senin adına hiç iyi şeyler olmaz bebeğim."

.....

"Kucağıma gel." Dediğimde kucağıma oturup her zamanki gibi kafasını omzuma yasladı. "Bir gün beyaz tavş-" "B-ben aldım" dedi ve gömleğimi sıkıp gözlerini sıkıca yumdu. Gülümseyip sırtını okşadım. "Neden benden izinsiz eşyalarımı karıştırdın?" Gömleğimin yakalarıyla uğraşırken alt dudağını ısırdı ve dolmuş mavi gözlerini açıp bana baktı.

"S-sadece saatlerine bakmak i-istemiştim" dediğinde ensesinden tutup omzuma yasladım ve kulağına eğildim.

"İyi denemeydi bebeğim ama o fotoğraflar saatlerin olduğu çekmecede değildi."

Bunny•bxb•Where stories live. Discover now