Doğu'dan
"Bugün ne yaptın bakalım?" Dedi ve dudağıma uzun bir öpücük kondurdu. Derince yutkunup gözlerinin içine baktım ve heyecanla anlatmaya başladım. "B-bugün E-elif diye biriyle tanıştım! Sonra O-oğuz ve M-mert ile tanıştım. O-onlar çok iyi insanlar babacığım!" Dediğimde gülümseyip tekrar dudaklarıma bir öpücük kondurdu.
"Çok tatlısın" diye fısıldadığında kıkırdayıp kenardaki kaseden bir çilek aldım ve dudaklarımın arasına alarak suyunu emmeye başladım. Dudaklarımı izlerken alt dudağını yaladı ve ardından saatine baktı. "R-reşit olmak n-ne demek?" "Artık bir yetişkin olmak demek bebeğim" Yani ben bu gece yetişkin olacaktım!
"B-ben şimdi yetişkin mi o-olacağım" dediğimde kafasıyla onayladı. "Sadece 1 dakika kaldı" dediğinde gülümseyip çileği iştahla yemeye devam ettim. Bir anda kulağıma doğru yaklaştı ve sıcak nefesini boynuma doğru üfledi "İyiki doğdun bebeğim" dediğinde nereden nefes alındığını hatırlayıp içime titrek bir nefes çektim. "T-teşekkür ederim" dedim ve kızarmış yüzümü omzuna sakladım.
..... (Kerim yani Doğu burada 15 yaşında arkdşle)
"İyiki doğdun Kerim!" Dedi ve elindeki konfetiyi patlattı genç kadın, küçük çocuğun kahkahaları eşliğinide kutlama devam ederken küçük çocuk mumları üfleyip ellerini birleştirdi ve gözlerini sıkıca yumup içinden bir dilek tuttu. 'lütfen beyaz bir tavşanım olsun' diye geçirdi içinden.
Küçük çocuk arkadaşlarından aldığı hediyeler ile eve dönerken yanından geçen adamın bir kağıt düşürdüğünü fark edip kağıdı eline aldı ve adamın omzuna dokunup kağıdı ona uzattı. "E-efendim kağıdınızı düşürmüşsünüz" dediğinde Aysar özlediği bedeni görünce gülümseyip küçük çocuğun saçlarını okşadı.
"Bu kağıt benim için çok önemliydi genç adam" dedi ve yavaşça kulağına eğildi. "Ayrıca bugün tavşanlar bana doğum günün olduğunu söyledi, dile benden ne dilersen" dediğinde Kerim(Doğu) kıkırdayıp kendini biraz geri çekti.
"B-beyaz bir tavşan!" Dediğinde Aysar gülümseyip bir süre küçük bedenin yüzüne baktı. "Şuan çok işim var ama sana söz veriyorum 3 yıl sonra(Yani 18 yaşına geldiğinde) tam bugün sana o tavşanı alacağım" dedi ve son kez saçlarını okşayıp küçük çocuğun yanından ayrıldı.
.....
Gözlerimi kırpıştırarak açıp bir kaç saniye etrafıma bakındım ve esneyerek yataktan çıkıp aşağı kata indim. Bugün korkunçlu bir rüya görmemiştim! Gülümseyerek elindeki kağıtlarla ilgilenen adamın yanına gittim.
"G-günaydın babacığım" dediğimde beni yeni fark etmiş gibi kafasını kaldırıp gülümseyerek beni kendine çekti ve dudaklarıma uzun bir öpücük kondurdu. "Günaydın bebeğim, sana bir sürprizim var" dediğinde gülümsemem daha da büyümüştü.
Kucağında benimle ayağı kalktığında bacaklarımı beline dolayıp kafamı omzuna koydum. "Gözlerini kapat" dediğinde gözlerimi sıkıca yumdum ve ensesinde ki saçlarla oynamaya başladım. Acaba neydi sürprizi?
Bir odanın kapısı açıldığında içim kıpır kıpır olmuştu. Beni kucağından yavaşça indirip arkamı döndürdü ve çenesini omzuma yasladı. "Açabilirsin" dediğinde mavi gözlerimi açıp karşımdaki beyaz tavşana baktım.
Ağzım şaşkınlıkla aralanırken ne yapacağımı bilemeyerek babama döndüm ve parmak uçlarıma çıkıp dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım. "Ç-çok teşekkür ederim" dedim ve göz yaşlarımı silip kollarımı boynuna doladım. "Rica ederim" dedi ve boynuma bir öpücük kondurup benden ayrıldı. Çalan telefonuyla bana bir dakika işareti yapıp odadan çıktı ve kapıyı kapattı.
Beyaz tavşan'nın yanına ilerleyip onu yavaşça kucağıma aldım ve beyaz tüylerini okşamaya başladım. "Senin adın bundan sonra ne olsun tavşancık?" Dedim ve tavşan'nın mavi gözlerine baktım. "Gözlerimiz aynı renk!" Dedim ve kıkırdadım. Tavşan'nın tüylerini okşarken aklıma gelen rüyayla bir an duraksadım.
Söz vermişti tavşan alacağına ve almıştı. Eğer gerçekten 3 yıl önce söz verdiyse ben ne zamandan beri buradaydım?
Ya da ben neden buradaydım?
Peki ya bu adam kimdi?
Aklımdaki sorulara tek tek cevap ararken elimdeki tavşan huzursuzca kıpırdanıp kucağımdan indi.
Bana anlattıklarına göre ben çok kötü adamların ellerindeydim ve o beni kurtarmıştı ama neden beni kurtaran adama baba diyip onun soy adını taşıyordum?
Endişeyle ensemi kaşıyıp tavşanı yeniden kucağıma aldım ve ayağı kalktım. Yeniden saçma sapan şeyler düşünmeye başlamıştım.
Ama ya bu saçma sapan şeyler gerçeklerse?
