bölüm altı: belirsizliğin içinde kaybolmuş kelimeler

811 118 127
                                    

Bölümleri geciktirmemem lazım.

...

Fushiguro sabah gözlerini araladığında kendisine sarılmış uyuyan Yuuji'ye baktı, ifadesizce bakışlarını üstünde gezdirip esnedi. Sonra kenardaki komodinin üstünden telefonunu alıp saate baktı, okula geç kalacaklardı ve acilen onu uyandırması gerekiyordu.

Fakat Yuuji o kadar güzel uyuyordu ki, sanki hayatının en güzel en huzurlu uykusunu uyuyor gibiydi. Genç adam
onu izleyip bir süre uyandırıp uyandırmamak arasında kararsız kalmıştı, fakat Yuuji okula geç kalırsa bu kendisi için kötü olurdu. Bu yüzden onu korkutmayacak şekilde hafifçe dürttü, ama pembe saçlı çocuk ufak sarsılmaya karşılık olarak kollarını sıkılaştırarak uyumayı tercih etmişti.

Gece mavisi gözlerini pembe saçlı çocuğun yüzünde gezdirirken, onu rahatsız etmeyecek şekilde hafifçe kıpırdandı Megumi. Sanırım beş dakika daha uyumasına izin verebilirdi, pembe saçları dağılmış, yüz ifadesi öyle masum öyle güzeldi ki Megumi bir an onu öpmek istemişti fakat daha sonra bu düşüncenin saçmalığından dolayı kendisine içinden kızmıştı.

Itadori gözlerini aralayıp bakışlarını gece mavisi gözlerle buluşturduğunda, genç adam bakışlarını anında kaçırmış ve ciddi ifadesine bürünmüştü. "Hadi kalkmamız lazım okula geç kalıyoruz."
Pembe saçlı çocuk ellerinden destek alıp kendini yana bıraktı, sonra kollarını iki yana açıp esnedi. Ellerini bacaklarına indirdiğinde hissettiği hafif şişkinlikten dolayı yüzünü buruşturmuştu. Bacakları uzun süre hareketsizlikten dolayı sık sık şişerdi. Itadori bu duruma alışsa da bazı zamanlar olurdu ki kendisine zorluk çıkartırdı pantolonlara sığmaması gibi.

Megumi ayağa kalkıp genç adama baktı, Yuuji ellerini bacaklarından çekip bakışlarını Fushiguro'nun gözlerine çevirdi. Gece mavisi gözler sadece kendisine tek bir şey söylüyordu. O da bir belirsizliğin içinde kaybolmuş kelimelere benziyordu.

Kafasının içi bir enkaz gibiydi Itadori'nin, hayatı boyunca ne kadar kaçmak istese de bu enkazın içine çekilmişti her seferinde. Kime güveneceğini kolay kolay seçemezdi, ne hissedeceğini bilemediği zamanlar olurdu. Bastığı her zemin sağlam olmazdı kırılır ve düşerdi, boşlukta süzüldüğünü hissederdi çoğu zaman ve kendini en güçsüz hissettiği zaman o zaman olurdu.

Fushiguro genç adamın yine bir şeyler düşündüğünü anlamıştı, yanına gidip pembe saçlı oğlanın üstündeki örtüyü çekti. Karşısındaki her zamankinden daha şiş gözüken bacaklarda bakışlarını gezdirdi, muhtemelen hareketsizlikten dolayı böylelerdi. Bunlar çoğu zaman olurdu çünkü. Megumi babasına gelen hastalardan da aynı şikayeti duymuştu.

Itadori ellerinden destek alıp yavaşça doğruldu ve yatakta oturur hale geldi, bacaklarını kendini ittirerek boşluğa doğru bıraktığında Fushiguro genç adamın bacaklarını tutup karşısında eğildi ve gözlerine baktı. "İstersen senin için onlara masaj yapabilirim çünkü şişmeleri biraz sıkıntı olabiliyor."

"Gerek yok halledebiliyorum." Itadori başını iki yana salladığında Fushiguro 'ne inatçı' diye geçirdi içinden, onu dinlemeyip pembe saçlı çocuğun bacaklarını elleriyle yavaşça ovuşturmaya başlamıştı. Itadori bakışlarını kaçırıp yere dikti. Fushiguro ile göz teması kurmaktan oldukça çekiniyordu.

Lacivert saçlı çocuk tek elini Yuuji'nin yanağına yerleştirip başını hafifçe kaldırarak kendisine bakmasını sağlamıştı, Itadori bal rengi gözlerini gece mavileriyle buluştururken. "Bana acımandan nefret ediyorum." diye fısıldadı.

"Sana acımıyorum." dedi Fushiguro erkeksi ses tonuna yakışacak şekilde mırıldanırken, bakışlarını tekrardan pembe saçlı genç adamın bacaklarına dikmişti. "Benim yerimde kim olsa aynı şeyi yapardı."

Walk Towards Infinity · ItafushiWhere stories live. Discover now