+five+

16.9K 427 18
                                    

+

Hayatta bizi biz yapan şeylerden biri de kararlarımızdı. Yanlışlarımız ve doğrularımız.

Aslında doğru ya da yanlış karar yoktu. Bizim için hangisinin daha sağlıklı olduğu önemliydi.

İşte o gün öğleden sonra elimde tuttuğum yüzüğe bakarak bunları düşünüyordum.

Eğer o sahtekar adama evet dersem hayatımın gidişatı tamamiyle yön değiştirecekti. Ancak hayır dersem
de elime onu sinirlendirmekten ve yeni bir tartışma yapmaktan başka  bir şey geçmeyecekti.

Beni bırakmayacaktı. Kaçmaya kalksam gidecek yerim yoktu.

Bu defa gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum. Sıkıntıyla derin bir nefes verdim ve evin bahçesine çıktım.

Üvey babam olduğunu sandığım sahtekar adam gelmeden önce vaktimin çoğunu odamda geçirir ve bazen de bahçeye çıkardım.

Oturduğumuz evin en az içerisi kadar büyük bir bahçesi vardı. Arka tarafta bir havuz bulunduğundan kışları orası kapalı oluyordu bu yüzden gezme fırsatı bulamamıştım. Ön  tarafta ise iki büyük çardak ve bir tane de salıncak vardı.

Salıncak fikri cazip gelince gidip biraz sallanmaya karar verdim.

Aslında hayatım tam bir karmaşadan ibaretti. Ancak dediğim gibi anın tadını çıkarmak gibisi yoktu.

Dünden beri hiçbir yerde telefonumu bulamamıştım. Dün gece onun aldığını düşünüyordum. Bu yüzden sonra Adem Arıkan'ın odasına girip telefonumu ondan geri alacaktım.

Sallanmaktan sıkılınca ayağa kalkıp biraz bahçeyi dolaştım. Dikilen yeni çiçeklerin ve parlayan güneşin büyüsüne kapıldığımdan bahçede ne kadar süre geçirdiğimin farkına varamadım.

Nihayet hava karardığında eve girmeye karar verdim. Odama çıktım ve oyalanmak için yapacak bir şey aradım. Bulamayınca da oflaya puflaya tekrar aşağı indim.

Televizyonun karşısına oturup dikkatimi çeken bir programı izlemeye başladım.

Biraz sonra evin içini bir zil sesi doldurdu. Gaye hızla mutfaktan çıktı ve heyecanla kapıyı açtı.

Bu hareketine göz devirip ben de ayağa kalktım.
İçeri giren Adem Arıkan, Gaye'nin kocaman gülümsemesine karşılık vermeyip bana bir bakış attıktan sonra merdivenlere yöneldi.

Gaye ikinci kez hayal kırıklığına uğrarken ben ona küçümseyici bakışlar atarak Adem Arıkan'ın peşinden gittim.

Odasına girdiği vakit hemen ardından ben de içeri girdim. Sıkılmış görünüyordu.
Beni görmezden gelerek odasındaki banyoya yöneldi.

Bu hareketine sinir olurken odadan ayrılmayıp etrafı incelemeye başladım. Siyah, beyaz ve gri renklerin hakim olduğu modern bir odası vardı.

Onun dışında odada dikkat çekici bir şey yoktu. Sadece odanın bir köşesinde çeşitli numaraların yazılı olduğu büyük bir pano vardı. Fazla kafa yormayıp beklemeye devam ettim.

Nihayet banyodan çıktığında çoktan giyinmiş olduğunu farkedip rahatladım. Aksi halde durum daha da zorlaşabilirdi.

"Sen bana teklif etmesen de ben kabul ediyorum. Seninle evleneceğim." dedim.

Aklımda türlü planlar kuruyordum. Zaman kazanmak için fırsatları iyi değerlendirmeliydim.

Söylediklerime karşılık kaşları havalandı ve yatağın bir kenarına oturdu.

Ardından,
"Neden?"diye sordu.

Beklemeden,
"Bir tür kazan-kazan ilişkisi. Sen benim sayemde bir servet kazanacaksın ben de refah içinde bir ömür süreceğim."dedim.

O elini çenesine götürüp düşünür gibi yaptı. Sonra,

"Haberin yok mu?"dedi.

Kafamı olumsuz anlamda salladım.
Ayağa kalktı ve küstah bir gülümsemeyle bana doğru yaklaştı.

"Ben o serveti zaten ele geçirdim."

Söylediğine karşılık kaşlarım derinden çatılırken sinir kat sayım artmıştı.

"O halde benden daha ne istiyorsun?!"diye bağırdım.

Benim aksime sakin bir sesle,
"Galiba bunu hiç öğrenemeyeceksin."dedi ve kafasını olumsuz anlamda salladı.

Yüzüne biraz daha yaklaşıp aramızdaki mesafeyi kapattım.

Ardından kısık ve nefret dolu bir sesle,
"Adi herifin tekisin."dedim.

Sözlerime karşılık sinir bozucu bir gülümsemeyle yüzünü biraz daha bana yaklaştırdı.

"Öyle."dedi.

Nefesini yüzümde hissederken kokusu ciğerlerimi doldurdu.
Ancak ona olan nefretim öyle büyüktü ki bu tür duyguların aklımı bulandırmasına izin vermiyordu.

"Bana bilmediğim şeyler söyle."dedi.

Gözleri arada bir dudaklarıma kayıyor, onda oluşturduğum etkiyi ben bile farkediyordum.

Gözlerimi gözlerinden ayırmadan,
"Senden nefret ediyorum."dedim.

Elimi göğsüne bastırıp aramıza mesafe girmesini sağladım.

Biraz daha uzaklaşıp kapıya yöneldim. Ondan uzak durmak benim için iyi olacaktı.
Çıkmadan önce ona dönerek,

"Benden, uzak dur."dedim. Tepkisizce gözlerimin içine bakmaya devam etti. Benden uzak duracağını sanmıyordum. Nitekim henüz bilmediğim başka amaçları vardı. Ancak benim için en sağlıklı olanı buydu.

Nihayet dışarı çıktığımda elimdeki fotoğrafları avcumun içinde buruşturdum.

Beni hafife alarak hayatının hatasını yapmıştı. Asıl büyük oyun şimdi başlıyordu.

+

Bir insanı mutlu etmek bir tık uzağınızda. Lütfen bu bölümdeki ve okuduğunuz bölümlerdeki yıldızları renklendirin.

Hoşçakalın.

kadredelimltfn

Ben Senin Baban Değilim+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin