b e ş

162 26 10
                                    

yaklaşık iki hafta önce kavga ettiği komşusuyla beraber okula giden hinata, en son resmi maçlarında bu denli gergin olduğunu hatırlıyordu. kendisi solda, ortada iki üvey kardeşten kageyama, onun yanında diğer kardeş hoshiumi vardı. okul kapısına varana kadar hiçbirinden ses çıkmadı. zaten annelerinin arkadaşlığı ve zorlaması yüzünden gidiyorlardı.

okulun içine girdiklerinde merdivenlerin orada olan oikawa'yı gördü. ardından kageyamalar'a dönüp hafifçe eğildi. "siz gidebilirsiniz, iyi dersler."

kageyama da aynı şekilde cevap verdi. "görüşürüz." hinata içinden ne görüşmesi bas git mala bak diye geçirirken ayaklarına bakarak dalmış arkadaşının yanına oturdu. "ne oldu aşık mı oldun?"

oikawa irkilerek yanına döndü. "sessiz pezevenk gibi gelme öyle." hinata başını sallayarak geçiştirdi. "proje ödevi verdi hoca," lafını bitirmeden hinata konuştu. "dur tahmin edeyim, iki kişilik ödevdi ve sana ushijima geldi."

oikawa isyankar bir ses çıkardı. "siktiğimin kahpesi gelmiş benim eski shiratorizawa'da yapalım diyip duruyor. tendou'ya da iwaizumi düşmüş. değiştirelim diye ısrar ettim şerefsiz gibi sırıtıyo. eğleniyor resmen." hinata omzunu sıvazladı.

"geçmiş olsun canım kardeşim, neyse boşver kalk. ben yardım ederim." hinata, oikawa'nın elini tutup kendisiyle birlikte ayağa kaldırdı. "eder misin cidden?" yalandan ağlama taklidi yapan oikawa'nın alnına fıske attı parmağıyla. "edeceğim dedim ikiletme."

"hinata sen bir tanesin!" kendisine sıkıca sarılan arkadaşına sırıttı ve ittirdi. "yılışma vaz geçerim bak."

###
sınıfa girdiğinde kendi sırasının çaprazında oturup kitap okuyan kageyama'yı gördüğünde her zamanki ufak çaplı kalp krizlerinden birini yaşamıştı. tanrı hinata'yı kesinlikle sevmiyordu. bu odun herifle aynı sınıfta olma düşüncesi bile içini titretirken sıkıntıyla nefesini verdi.

"hinata!" arkasından ona sarılan koganegawa elindeki kedi kulaklı tacı hinata'nın kafasına taktı. "çok yakıştı!" hinata elini taca çıkarıp yüzünü ekşitti. "bunu bizimkiler görürse iki yıl dalgasını geçerler. kogane beni öldürmeye mi çal-" yanında bir yerlerden flaş patladığında korkuyla tacı bir yerlere savurdu. sesin ve ışığın yönüne baktığında kageyama elindeki fotoğrafla kendisini çekiyordu.

derin bir nefes alıp hemen sırasına oturdu. "kogane pişt, az gelsene bi." zaten önünde oturan arkadaşı tacı tekrar hinata'nın kafasına yerleştirdi. "çıkarma sakın gebertirim." tam çıkarmak üzere olan hinata'ya ölümcül bakışlarını yolladığında mecburen tacı öyle bıraktı. "ee ne diyecektin?"

"okuldan kaçalım mı?"

"hayır, yarın quiz var aptal." hinata dudağını büzdü. "biliyorum bilmesine de gavat hoca anlatamıyor ki. bir ortaokuldaki matematik notlarıma bak, bir de lisedekilere."

"ben de aynıyım dostum." kulak misafiri olan kageyama konuşmalarına katıldı. "bu öğretmen gerçekten o kadar kötü mü?"

ikisi de oraya dönerken hinata kafasını tekrar önüne çevirip gerginlikten konuşmadı. bu ibne kageyama, hinata'yı çok korkutuyordu nedensizce.

kogane başını olumlu anlamda salladı. "sınıfta matematikten geçen bir kaç kişi anca var maalesef."

"öyleyse sizi çalıştırabilirim. tabii isterseniz?" bu sefer hinata da gözünde yıldızlarla kageyama'ya döndü. "ciddi misin?" kogane, hinata'nın dirseğini itekledi. "şaka yapacak hali yok ya."

kageyama sırıttı. "tabii ki de var. size ders mi anlatacağım ibneler? dinleseydiniz dersi." hinata'nın gözü yavaşça seğirirken öğretmenin sınıfa girişiyle başındaki tacı çıkarıp kageyama'nın bu davranışını aklının en derinlerine yazarken en sevdiği öğretmenin dersini dinlemeye başladı.

teach to play volleyball ━ ᴋᴀɢᴇʜɪɴᴀTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang