o n

91 15 0
                                    

----------
kageyama, merdivenin yukarısında ona gülümseyerek el sallayan hinata'ya bakıp, ikişer ikişer atladı ve elindeki poşeti havaya kaldırdı. "buyurun." hinata kıkırdadı ve bir eliyle poşeti tutup diğer eliyle de kageyama'nın elini tutarak içeri koştu. "yavaş lan. "

hinata omzunu silkip kageyama'nın elini bıraktı ve mutfağa gitti. "ooo assolistimiz gelmiş."

kageyama sinirle tendou'ya bakıp boş olan yerlerden birine oturdu. "kızma kızma." deyip kageyama'nın yanına oturdu. "voleybol nasılmış?"

gözlerini kırpıştırdı kageyama. soru bir an anlamsız gelse de onunla ilgilenen birisi olması onu mutlu etmişti. "güzelmiş." tendou yüzünü buruşturdu. "öküz müsün?" başını iki yana salladı kageyama. derin bir nefes aldı ve devam etti sözlerine. "heyecan verici sanırım. heyecan duygusuna yabancıyım üzgünüm, tatmin olunacak bir cevapta veremeyebilirim ama şunu söyleyebilirim. oynadığım kişiler sizler olduğunuz için memnunum." tebessüm ettiği sırada tendou ağlama taklidi yapıp kageyama'nın omzunu sıvazladı. "aile ortamını bilmem ve asla da sorgulamam ama bu konuda kendini yalnız veya.. hani ne bileyim, boşlukta hissediyorsan kita ve atsumu ile konuşmanı öneririm. " konuşmayı bitirecekken bir 'oh' sesi çıkardı ve işaret parmağını havaya kaldırdı. "hinata'yı da al yanına. atsumu ve kita arada birazcık yanlış kelimeler edebilirler. hinata seni çok iyi anlayıp olayı toparlayacaktır. sana onların numarasını atayım ve müsait olduğun zaman gidebilirsin. ikisi de çok sıcaklar. " derin bir nefes verdi ve ayağa kalktı. "çok konuştum. boğazım acıdı lan, su içip geliyorum. " başını salladı kageyama ve ellerini dizine koyup başını da eline yaslayarak tendou'nun dediklerini tekrar etti kafasında.

başından ne gibi bir olay geçmiş olabilirdi de onlarla konuşup hinata tecrübesini aldı diye düşündü. sadece kendi hayatı kötü değilmiş diye içinden geçirirken ağzına giren cipsle kafasını kaldırdı ve ağzını aralayıp cipsi yuttu. "ne oldu karalar bağlamışsın?" omzunu silkti ve yanına oturan hinata'ya döndü. "siz ne zamandan beri arkadaşsınız? " düşünür gibi yapıp elini çenesine koydu hinata.

"tendou ve ben çocukluğumdan beri arkadaşız, diğerleriyle de farklı zamanlarda tanıştık ama hepsiyle de yakınız gördüğün gibi. en eski ve en yakınım tendou olabilir ama kenma ve terushima ile tanışma anım çok garip ve duygusaldı. ah gözüm doldu." diyerek ağzına cips attı. merak etti kageyama, yüzüne baktı bir süre öylece. hinata ise kafasını 'ne var' anlamında sallarken oikawa ve bokuto, hinata'nın kafasına vurdular. oikawa, hinata'nın kucağına oturup hinata'nın acıyla bağırmasını sağlarken ağzına cips attığı sırada bokuto da yere oturdu ve ellerini koltuğa yasladı. "mal bu çocuk ya, hiç annesine çekmemiş. çocuk devam et anlatmaya diyor" deyip iki çift meraklı gözü daha üzerine almıştı hinata. bokuto'ya kısa bir bakış atıp oikawa'nın omzunu ısırdı. bu seferde oikawa bağırıp yerinden kalktı ve bokuto'nun yanına gitti.

"öyleyse başlıyorum anlatmaya. önce kenma. yanılmıyorsam ortaokul dönemlerimdeydim. o zamanlar tabii ben ağır ergenlik geçiriyorum ama varya öyle rezildim ki birisi dokunsa hayat ne boktanmış deyip ağlıyordum. bir gün öğretmen 24 nisan için etkinlik yapılmasında beni de görevlendirmişti. eve gittim kırmızı - beyaz a4 kağıtları alıp Japonya bayrağı yaptım. yanına da bir kaç tane el ele tutuşan siyah a4'ten çocuklar yapıştırdım. yağmur yağıyordu dışarıda da. koşarak okula giderken ayağıma çelme taktı birisi. hep ıslandı o yaptığım şey. kahkaha atıp kaçtı pezevenk. çok sevmiştim yaptığım şeyi, mahvoldu diye nerede oturduğumu ve ıslandığımı umursamadan oturdum birkaç saat ağladım orada. sonra birisi geldi yanıma ve yaptığım şeyi aldı. kafamı çevirdim bir baktım siyah uzun saçlı bir çocuk elinde benim yaptığım şeyin sapasağlamını tutuyor. sonra geldi elimden tutup kaldırdı. elime de düzgün olanını tutuşturup ıslağını da alıp gitti. hiçbir şeyi umursamadım, hemen koştum okula. sonra da öğretmen çok beğendi öyle övdü beni. ama ben varya nasıl suçluluk duygusu hissediyorum.. gittim okulda bütün gün o çocuğu aradım. bir baktım bizim sınıftaymış. o zamandan sonra da bayağı bir yakınlaştık öyle." oikawa kafasını sallayıp ayağa kalktı. "bu ne lan içim şişti, bu arada o zamanki halini görmeyi çok isterdim fıstık."

hinata elinin tersiyle tokadı oikawa'ya geçirirken kageyama'ya gülümsedi. kageyama da aynı şekilde gülümseyip kafasını salladı. "kulağa eğlenceli geliyor.." diye mırıldanırken hinata anlamayıp kafasını sallayınca bokuto'nun telefonunun çalmasıyla üçüde oraya odaklandı.

"ne?!"

😎😎😎😎😎😎😎😎😎
ya simdi uzun yillar oldu bolum atmayali ama olmedi sorun ypk ve atsuhina yauinladim, ilginizi cekerse seyyapabilirsiniztesekkurlerbusalakseyiokudugunuzicin seviyorum sizi 👅💁

teach to play volleyball ━ ᴋᴀɢᴇʜɪɴᴀHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin