Elleriyle genç kızın klitorisini okşadı. Kız inleyip kendini yatağa bastırdı.
"Adımı haykır Azra. Ben seni zirveye çıkarken sen sadece adımı haykır." Azra zevkten konuşamıyordu. Sadece kendini kontrol etmeye çalışıyordu ama bu mümkün değildi. Berzan...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ağzımın üzerine kapaklanmış bir el vardı ve benim kalbim durmak üzerindeydi. Korkudan gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Durmadan çırpınmaya başladım. Bir eli belimi sarıp kendine çekti, çırpınma mı engellemek için ama ben durmadım
Biraz sonra kulağımın yanında tanıdık bir nefes ve koku hissettim.
"Korkma benim, Berzan." Elini dudaklarımdan çekip beni kendi odasına çekti ve ne olduğunu anlayamadan beni kolları arasına aldı. Şaşkınlıkla ellerim havada kaldı. O Berzandı. Böyle şeyler yapmazdı. Sırtımdaki eli belimi okşadı
"Seni neden bu kadar özlediğim hakkında hiç bir fikrim yok." Ellerim ona sarıldı.
"Seni özledim." Dedim onun söylediklerinden cesaret alarak.
"Bende..." Deyip derin bir nefes aldı boynuma gömdüğü burnuyla. "Bende özledim. Hayatımda ilkkez birini özledim." Kalbim hızla çarpmaya başlamıştı. Yutkundum. Berzan kendini çekip yüzüme baktı.
"Seni bugün yalnız bırakmamalıydım ama çok önemliydi, senin için yoktum bugün." Soru sorarcasına baktım.
"Benim mi?" Başını salladı elimi tutup kendi yatağına doğru yürüdük ve oturduk
"Aileni bulacağımı söylemiştim. Birşeyler bulduk, ipuçları bizi Bursa'ya kadar götürdü. Sanırım orada yaşıyorlar ama tam olarak neredeler bilmiyorum." Kalbim heyecanla çarpmaya başladı. Aklıma Şiyarın daha önce ailemin İstanbul'da olduğunu söylediği geldi. Yalan söylemişti pislik
"Yaşıyorlar en azından" diye mırıldandım. Başını salladı
"Yaşadıkları kesin." Yüzümü avuçladı.
"Asma yüzünü. Söz veriyorum onları bulacağım." Gülümsedim.
"Biliyorum. Sen bulursun." Cihangir aklına gelmiş gibi elini cebine attı ve bir kutu çıkardı kutuyu açarken düşünceliydi.
"Bu gün Bursa da iken gözüme bir şey çarptı. Görür görmez sende nasıl duracağını düşündüm. Ve sana çok yakışacağını." Kalbim çarparken yutkundum. Kutudan çıkardığı şeye baktığımda gümüş renginde üzerinde bir sürü melek kanadının olduğu bir halhal çıkardı. Ve birden yataktan inip diz çöktü. Ayağımı eline aldı.
"Senin şu küçük ayakların." Diye mırıldandı sevgiyle.
"Takabilirim değil mi?" Gözyaşlarımı tutmaya çalışırken başımı salladım. Birinden ilgi görmek beni darmaduman ediyordu heleki bu Berzansa. Halhali ayağıma taktı ve bileğimin üzerine dudaklarını bastırdı. Kalbim ağzımda atmaya başladı. Tekrar yatağa oturdu. Ayağıma bakıp,
"Çok güzel, çok teşekkür ederim."
"Halhal senin ayağında olduğu için teşekkür etmeli." Gülümseyip ona baktım ve yanağına öpücük kondurup geri çekildim.
