13.Bölüm

13.5K 263 61
                                    

Ben geldiiim!!! Arkadaşlar ilginiz için çok teşekkür ederim. 🥺 💜

Mert;

Üşümesi pekte önemli değildi benim için, ölmesinde ne olursa olsun.  İlaçlarını aldırtmak için korumaya baş işareti yaptım, reçeteyi alıp çıktı. Aptal doktor "İyi bakılması gerek." gibi şeyler zırvaladıktan sonra gitti.  Yapıcak bir şey kalmayınca  " Yat dinlen yarın uzun bir gün olucak." dedim. Odadan çıktım. Şaşkın şşaşkınbakıyordu arkamdan.

Damla;

Kendimi aşırı yorgun hissediyorum sanki bütün gün  tarlada çalışmış gibi.  Hasta olmak çok kötüydü bütün gün aşırı rahatsız olacaktım. Zaten Mert salağından da kurtulamadım. Yatağa yatıp uyumaya çalıştım. Çok  uykum varmış o yüzden küt diye gittim.

07.13  sabahın bu saatinde uyanmak için ne günah işledim yarabbim  uykum yoktu ama yine  uyumaya çalıştım. Aşağıdan gelen sesler uyumamı engelliyordu Mert yine birilerine bağırıyordu. Camdan bakıp ne olduğunu anlamaya çalıştım.  12 tane koruma vardı sıraya sokmuş hesap soruyordu. Camı açtım dinlemeye çalıştım  kafamı ona doğru dönünce bana baktığını gördüm  işte şimdi sıçtım. (!) Kafasıyla içeri gir haraketi yaptı. Bende hemen girip camı kapattım perdeleri çektim.  Ne korkusu canım güneş geliyodu ondan şey oldu.
Üstüme beyaz eşofman takımlarını giyindim, artık inmeye hazırdım.

Saat 07.28' di. Kahvaltı  07.50 de oluyormuş,(Ha-ha) çok gerekli sanki.
Seke seke inerken aklıma dank etti sanki ben burda keyfimden duruyorum  cok mutluyum da bi de seke seke ceylan gibi iniyorum!  Elimden gelen zorluğu çıkartmaya karar verdim  yine. Kapıya doğru yönelip açtım, kafamı dışarı uzattım ortalarda kimse görünmüyor.  Sessiz adımlarla dış kapıya ilerledim. Resmen elimi kolumu sallaya sallaya gidiyordum ama kimse gelip durdurmadı vay be bu muydu değerimiz.

"Mal mısın Damla?"

"Kes sesini iç sesim bıdık."

Kesti sanırım.  Her neyse yavaşca demir kapıyı açıp çıktım.  Hahayt çok  kolay oldu neyse hızlıca koşmaya başladım ormanlık bir yerdeydik.  Baya koştuktan sonra yol ayrımına geldim, seçebilecek 3 yol vardı.  O piti piti yapıp gitmeyi tercih ettim. Ortadaki yol cıktı ve oraya doğru kosmaya başladım.  Oh oh kaçtım işte enayi Mert arasın dursun.  Etrafa bakındım, kaç saat oldu acaba? O kadar koştum nefesim daraldı ve çok susadım. Derken yine 3 yol ayrımına geldim bu neydi şimdi böyle ?  Küçük çaplı ağlama krizinden sonra tekrar yola çıktım.  Bu sefer ilk yoldan gitmeye kara verdim.

* 2 Saat sonra*

Tekrar yol ayrımına geldim valla şimdi deliricem son yoldan gidip nolursa olsun diyorum artık.  İlerde fabrika gibi bir yer vardı.  Evet eski demir fabrikasıymış. Ürkekçe içine girdim, biraz soluklanıp çıkarım. Karton yığının oraya oturdum. Gözlerim yorgunluktan kapanıyodu...

Mert;

Aptal herifleri Damla' nın kaçma ihtimallerine karşı uyarıyodum ki kız elini kolunu sallaya sallaya cıkmış evden. Tabi 2 buçuk saat sonra farkettik.  Bu aptallara güvenip başı boş bırakmak benim hatam zaten.  Bi bulayım canını okuyacağım haberi  yok. Adamları ormana dağıtıp kendimde anayolda aramaya başladım.  Hiç bir iz hiç bir haber yoktu. Birisi kaçmasına yardım  etmiş olabilir.  Bu ihtimalleri düşünüp kurguladım ama bir sonuca varamadim. Telefonun melodisini duydum ama telefonum neredeydi bir fikrim yok. Sonunda bulup arayana baktım Kuzey idi. 

"Alo."

"Mallar getirilmiş ama eksik çıktığı içn adamları depoda tutuyoruz kardeşim.  Konuşacaklarını sanmıyorum senin gelmen iyi olur."

"Hay sikicem ne kadar zarar var?"

"400.000 dolar."

" O kadarda önemli değil, tutun biraz daha.  23.00 gibi gelirim."

"Tamamdır."

Telefonu kapattıktan sonra eve geçtim. Duş alıp kahvemi içerken, hâlâ Damla'dan bir haber yoktu. Şehri alt üst eder yine onu bulurum. Bulunca iyi bir ceza vericem. Yaptıklarının bedelini ödeyecek.

BAŞ BELASIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora