"Bir Gökkuşağı & Yağmur Meselesi"

49 12 49
                                    

Keyifli okumalar...
Lütfen oy ve yorumları unutmayalım.

*Bengü/ Ucuz Mumlar

🍁

🍁

Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.

🍁

Alkım Devran:

Soğuk bir insandım, bundan bir iki yıl evvel. Tek arkadaşım vardı okulda, Atay. Onunla da zaten babalarımızın ve ortamlarının vermiş olduğu yakınlık neticesinde arkadaş olmuştuk lisenin ilk senesi. Bana nazaran daha eğlenceli, konuşkan olduğu için iletişim açısından sıkıntı çekmemiştik.

Babam eve gelmezdi, annem doktordu, evi artık hastane olmuştu. Tek çocuktum, herkes bunu bir ayrıcalık olarak görürdü fakat olayın aslına inince öyle olmadığını fark ediyordunuz. Çünkü tek çocuk olunca, yalnızlık kavramını çok yakından tanıyordunuz.
En azından bir oyun arkadaşı istiyordunuz, ama etrafınızda bunu yapabileceğiniz kimse yoktu.
Anne ve babanıza söylemek istemediklerinizi ona söylemek istiyordunuz, ama yine etrafınızda kimse yoktu.

Alışmıştım, yalnızlığa. Alışılmayacak bir şey değildi, hattâ zaman geçtikçe kalabalıktan dahi hoşlanamaz oluyordunuz.
Annemin yüzünden çok dadım Perihan ablanın suratını görüyor, babamla dertleşmekten çok bahçıvanımız Murat amcanın nasihatlarını dinliyordum, küçükken.
Sonra büyüdüm, etrafım insan dolu olsa da ben tek başıma büyüdüm. Çünkü yanlışlarımı kendim görüp kendim düzelttim. Ve bir çocuğu büyütmek, onun bedensel ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı değildi, en önemlisi ruhsal zenginlikti. Ona bunu aşılamak, yol göstermek, elinden tutmak gerekirdi. Öyle değilse bu dünyaya sadece parası olanlar çocuk getirmeliydi. Karnını doyurmak, ihtiyacını karşılamak için tutarlardı birilerini, ve böylelikle onların gözünde ebeveyn kavramının sorumlulukları giderilirdi. Ama gelin görün ki, aile kavramı parayla satın alınamayacak kadar değerliydi.

Tüm bunların sonunda, biri çıkıp geldi hayatıma. Evimize yakın bir eve taşınan, yine tek çocuklu bir ailenin kızı. Yaklaşık üç sene oluyordu, bir gün evin önünden bisikletle geçen o kızla karşılaşmıştım. Bisiklete binmişti evet, ama elleri havadaydı, resmen uçuyordu. Önce aldırış etmedim, içeriye girmeye yeltendim fakat sonra ardımı dönmemle birlikte bir acı nidası yükseldi bahçenin ön tarafından. Düşmüştü. Yanına gittiğimde dizleri feci hâlde kanıyordu. Bahçenin köşesinde Murat amcayla birlikte yaptığımız küçük bir ağaç ev vardı, sadece bana özel. Onu oraya götürüp ilk yardım çantasından annemden gördüğüm kadarıyla aklımda tuttuğum yardım malzemelerini aldım. Kendi çapımda bir pansuman yapmıştım, ama iyi görünüyordu.
Daha sonra yaptığım şeyin farkına vardım. Ben bu ağaç eve kimseyi girdirmemiştim daha önce, kimseyi. Ama sanırım o anki dalgınlıkla bunun farkına varamamıştım. Belki de o gün, kendi sınırlarıma ilk defa başka birini dahil ettiğim gündü. Ve o günden sonra o sınırı geçebilen tek o kişi olmuştu.

Yağmur.
Kalabalık yalnızlığımı, yalnız kalabalığa dönüştüren kişi.
Beklentisiz yarınlarıma, umutlu bekleyişlerimi ekleyen kişi.
Sönük gözlerime, görmek için bir can veren kişi.

Yağmur, tek bir kişi değil; muhtaç olduğum onlarca kişi. O tek başına bana her şey olmuştu, tek başına dünyam olmuştu.

Ama şimdi dünyam sönük, gözlerim cansız, ruhum kanatsız, zaman ilhamsızdı. Yalnızlığa alışkındım bir zamanlar, ama şimdi öyle değildi; bir kez tatmıştım yalnızlığımı nasıl tek başına kalabalığa eş değer yaptığını. Şimdi yoktu, üstelik yok olması için bana göre bir sebebi de yoktu. Çünkü yalnız kalmayı artık sevmediğimi biliyordu ve buna rağmen gelmiyordu. Küçük ve yalnız Alkım'ın acısını hissediyordum göğsümün sol tarafında. Bak, yine kaldın öylece ortada. diyordu bana.

Hayır! dedim. O gelir, hep geldi. Sadece biraz zaman gerekli.

Hem, bu öylece kapanabilecek bir konu değil.

Bu, bir Gökkuşağı & Yağmur meselesi.

Yağmur, Gökkuşağı'nın ona muhtaç olduğunu bilir.

59.gün:
Gökkuşağı' nın Yağmur'suz kaldığı.

🍁

"Sen hiç yalnızlığa bi' şeyler anlattın mı?
Sen hiç öylece ortada kaldın mı?
Ucuz mumlar bile yandı mı alev alev?
Sen hiç düşünmeden erken erken ayrıldın mı?"

-Bengü- Ucuz Mumlar





KÜLLÜ PUDİNG| TEXTİNG Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum