72. İtalyanca

41.8K 2.1K 1.9K
                                    

Bu bölümü nurfidann06 ve snjb06 ithaf ediyorum

Keyifli okumalar

Kulaklarımda sessizliğin sesi vardı. Gözlerim karanlık gökyüzünü tararken içimde derin bir sızı... Kalbim korkuyla atarken bir şeyler yolunda gitmeyecekmiş gibi hissediyordum. Endişe dolu bakışlarım, futbol topu büyüklüğündeki karnımın üzerinde geziyordu. Ellerimi karnıma koyduğumda karnımda hissettiğim minik çarpıntı, nefesimi kesmeye yetti. Bebeğim güçlü tekmelerinden birini atmıştı. Karnımın içinde sanki bir deniz, denizin içinde yüzen bir bebek...

Yedi ay olmuş, hayatımda bir çok şey değişmişti. Elif ölmüş, Marcio ve Leo sırra kadem basmıştı. Marcio, bana ateş ettiği için o cezayı hak etmişti ama Leo'yu gereksiz yere cezalandırdığımı düşünüyorlardı. Evdeki herkes bana düşman kesilmişti. Bilmiyorlardı, anlatamazdım. İtalya'da telefon olayını aramızda kalsın dediğim halde Enzio'ya söylemişti. O bir kaç saniyelik anlamlı bakışmadan anlamıştım. Leo benim yanımda görünüp en başından beri Enzio'ya her şeyi anlatıyordu. Güvenimi kırmasının cezasıydı. Beni kandırmış olmasının cezasıydı. Eskiden bana iyilik yapmış olabilirdi ama gelecekte ben anne olacaktım ve beni kandıran bir adama bebeğimin korumalığını yaptıramazdım. Yanıma alacağım adamları da artık ben seçecektim.

Beni bu düşüncelerden çıkaran telefon çaldığında masadan alıp yanıtladım.
"Dinliyorum."

"Müge, sana kötü haberlerim var."
Karşı taraftan gelen genç ama yorgun ses, haberlerin kötü olacağını düşündürdü.
"Çakal'ı ve adamlarını hapisten çıkartanların izlerini bulamadım. Kaybettirmişler. Kim oldukları belli değil. Avukatlar da şüpheli bir şekilde intihar etmişler. Hepsi birer gün arayla farklı bölgelerde kendilerini asmışlar. Yani senin anlayacağın Çakal aylardır ortada görünmüyor, dikkatli ol. "

İçimdeki sıkıntının nedeni bu muydu yoksa? Bebeğim de hissetmiş gibi kasıldığında, göğüs kafesinime yaptığı baskıyla sanki kemiklerim kırılacak gibi hissettim. Nefesim kesilmiş, ellerimi karnıma koyup yavaş yavaş okşayarak bebeğimi sakinleştirmeye çalıştım. Benim kötü duygularımdan etkilenmesini istemiyordum. Derin bir nefes alıp sakinleşince konuştum.
"Tamam Timur, haber verdiğin için sağol. Bir şeyler duyarsan haberim olsun."

"Elbette Müge, bebeğe dikkat et."
Avukatım Timur telefonu kapattığında ben de masaya geri koydum. Çakal'ı ve adamlarını onunla birlikte hapse tıkmıştım. O günden sonra da bağlarımızı koparmamış, güzel bir dost kazanmıştım.

Zihnimden Çakal'ın nerede olabileceğiyle ilgili düşünceler geçtiğinde içim istemsiz olarak titredi. Gözlerimin önüne soğuk, rutubet kokan bodrum geldiğinde bacaklarımda derman kalmadı. Titreyen ellerimle sandalyeyi çekip oturduğumda, döke saça sürahiden su doldurup içtim. Kabuslarım tekrar başlamıştı. Burada geçirdiğim her gün, eski Müge'ye dönüyordum. Acımasızlaşıyor, bir yandan da dengesizleşiyordum.

Umudum bebeğimdi, beni hayatta tutan, akıl sağlığımı koruyan tek varlık. Derin derin aldığım nefeslere, göğü yararcasına yaklaşan helikopter eşlik etti. Nihayet gelmişlerdi. Siyah helikopter, karanlık geceyi yanıp sönen ışıklarıyla yararken heyecanla yerimden kalkıp bahçeye gitmek için asansöre ilerledim.  Evin içinde yükselen sesler, heyecanlı konuşmalara eşlik ediyordu. Ayaklarım hamileliğin son döneminde olduğum için şişmiş, karnımın şişkinliğinden ayaklarımı göremez olmuştum. Adımlarımı eskisinden daha dikkatli ve sağlam atarken içim kıpır kıpırdı.

Bahçedeki çiçekler ve ağaçlar, helikopterin pervanesinden yayılan rüzgarla yere eğilmiş, etraftaki korumalar dimdik durmak için mücadele veriyorlardı. Nihayet duran pervaneler, açılan kapıyla aşağı inmek isteyenlere izin vermişti. Kucağında bebeğiyle Ayda indiğinde heyecanla koşup sarıldım. Karnımın izin verdiği kadarıyla sarılmaya çalışırken aramızda kalan minik oğlan, yabancı birini görmüş olmanın verdiği korkuyla annesine sımsıkı yapıştı. Dudaklarım teyze olmanın verdiği mutluluk, en sevdiğime kavuşmanın huzuruyla kıvrıldığında, bu gece benden daha mutlusu olamazdı.

TUTSAK +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin