4

145 11 1
                                    

Genç kadın odadaki tıkırtıdan rahatsız olduğunu belli edercesine homurdanarak uyandı huzursuz huzursuz.

Üzerinde uyuduğu beyaz ipek çarşafın hışırtısıyla sesin kaynağı ona çevirdi bakışlarını.

"Günaydın." Dedi arsız bir tavırla ilerleyerek dibine otururken.

Kadının dilinden günaydına benzer bir karşılık çıktı esnerken.

Gülümsedi. Bu hali sevimliydi.

"Benim işler için gitmem lazım, uyandığın iyi oldu. Şimdi sana birkaç bilgi vereceğim-"

"Sana verdiğim mektubu unutma olur mu?"

Dikkati dağılıyordu adamın, cevap veremedi. Karşısındaki kadının, utangaçlık mı dese bilemedi, göz kontağı kurmaması onu delirtiyordu.

O koyu yeşil gözlere ulaşmak istiyordu bir an önce. Tek düşünebildiği bundan başkası değildi.

Leydinin yüzüne oranla koca iri elini kadının çenesine yerleştirip kendisine bakmasını sağladı kibarca. Gözleri buluştuğunda ise kalbinin böylesine hızlı atması hiç hoşuna gitmedi, çekti elini ateşten çeken bir çocuk gibi.

"Mektup mu? Çoktan gönderildi bile," Ayağı kalkarak önündeki pencereye doğru ilerledi.

"Evangeline Campbell... Bir aylığına benimsin."

"Evet, öyleyim." Leydi saçlarını sağ omzuna toparlayıp birkaç adım ilerisindeki seramik hazne ve üzerine bez yerleştirilmiş demir sürahiye doğru ilerledi.

"Ben skandalların adamıyım."

"Bana bilmediğim bir şey söyle" dedi Evy kendini tutamayarak.

"Ama sen değilsin Eva," adam bakışlarını yüzünü yıkayan kadına çevirdi.

"Bu yüzden seni korumak zorundayım."

"Hayır hayır..." İşini bitiren leydi hışımla onun yanına ilerledi.

"Benim kimsenin korumasına ihtiyacım yok."

"Tek yapmanı istediğim ismin sorulduğunda Campbell soyadını vermemen." Adam yumuşak bakışlarla onun hırslı ve sinirli halini inceledi.

Görünen o ki kadın gereksiz tepki verdiğini anlayabilmişti.

"İsmim Eva. Burada sizin misafirinizim. Uygun mudur?"

"Kesinlikle," Daha fazla ciddiyetini koruyamadan güldü.

"Zaten buraya soylu biri gelmez... Ablam hariç."

"Ablan mı?" Dedi hayretle. Onun ablası mı vardı?

"Demek hayranım ailemi pek araştırmamış ha," Kendisine kıyasla kısa olan avına eğilerek yaklaştırdı yüzünü.

"Bilmek ister misin?"

Evangeline yanaklarının ısınmasına engel olamadı.

Bu adam hayatında gördüğü en çekici varlıktı şüphesiz. Ve eğer Osborne'un söylediklerini duymasa şuan onunla burada olması tek kelimeyle imkansızdı.

İyi ki diye geçirdi içinden, istemsizce var olan pişmanlıklarını da öldürerek.

Kadının şaşkın bakışlarına, kendisine fazla sevimli gelen yeşil gözlere daha fazla dayanamayan adam sessizliği kadının saçlarını kabaca okşayarak bozdu.

Amacı kendisine saplanan bu deli kadını biraz olsun sinir etmekten başka bir şey değildi.

"Seni..." Dişlerinin arasından hırlayan 'sevimli' genç kadını dinlemeye tenezzül etmeden yatağa geri oturdu.

Yağmurlu Bir GeceWhere stories live. Discover now