Bölüm 5

10.9K 798 195
                                    

Ne kadar koşarsam koşayım sanki aramızdaki mesafe hiç açılmıyormuş gibiydi.

Koşmaktan nefes nefese kalmıştım ama durmaya hiç niyetim yoktu.

Bir tepeye yaklaştığımda kendimi aşağıya bıraktım. Hızla su birikintisine düştüğümde su yutmuştum ama ayaklanmaya çalıştım.

Tam doğruldum derken ayağımdan tutulup suya çekilmemle zemini boylamıştım.

Peşimdeki devde benim peşimden atlayıp yanıma geldiğinde ayağımdan tutan şey geri çekilmişti. Ben de bundan fırsat bulup sudan çıktım.

Devin kükreme sesiyle arkamı döndüğümde ayağımdan tutan şeyi de görmüş oldum.

Sivri dişli eçiş büçüş bir bedene sahip iri bir yaratıktı. Su birikintisinde yatmış onun gibi iki yaratığıda görünce çığlık atarak geriye kaçtım.

Mavi gözlü dev çığlığımı duymasıyla elini yaratığın boynuna götürüp aynı diğer deve yaptığı gibi çat diye kırmıştı. Ama bu yerde pusuya yatmış iki yaratığın üzerine atılmasını sağladı.

Sivri dişlerini devin kollarına geçirdiklerinde canhıraş bir bağırış koparıp iki yana savurmuştu onları. Ama bu onları yavaşlatmayıp daha da azdırmıştı..

Kendimi çok aciz hissediyordum. Dev olmasaydı çoktan ölmüş olacaktım bir şekilde korkumu yenmem gerekiyordu.

Sağıma soluma bakındığımda yerdeki kuru topraktan bir avuç alıp elimde ufaladım.

" Heyyyyyyy buraya bakın."

Yerden bir taş alıp iki yaratığa baktığımda odakları devden bana kaydı. Bunu gören dev çıldırmış gibi kafasını iki yana sallayıp yaratıklardan birine atıldı.

Kalan birinin gözüne elimde ufaladığım toprağı atınca tiz bir çığlık atıp elini gözüne götürmüştü.

Devde hala savaştığı diğer yaratığı bırakıp diğerine doğru atıldı.

Asla bana yaklaşmasına izin vermiyordu.

Zaten gözüyle uğraşan yaratığın boynunuda kırdığında vahşi görüntüsüyle tekrar ödümü koparmıştı.

Acı çektiği belliydi ama kazanma dürtüsü daha ağır basıyordu. 

Tek ayağı hala aksıyordu yaratıkların ısırıp tırmaladığı vücudundan kanlar akıyordu.

Arkasındaki yaratığın bana atılmasıyla dev hemen önüme geçip tüm darbeyi göğüsledi son bir kuvvetle .

İkiside yere devrildiğinde altta kalan dev yanındaki taşa uzanıp defalarca yaratığın kafasını ezdi.

Vakit kaybetmeden doğrulup yerimde donmuş olan beni zahmetsizce sırtına attığında itiraz edememiştim bile.

" Ara finde me, popbe ni"

Ne dediğini anlamamıştım ama kanla kaplı sırtında başaşağı şekilde asılıyken pekte umrumda değildi.

Burada hayatta kalmak için tek şansım bu mavi gözlü devdi.

Her ne kadar ayağı aksasada koşar adımlarla bizi bir mağaranın önüne getirmişti.

Mağaranın önünde beni indirdikten sonra eliyle kendini gösterdi.

"Askar"

Sanırım mağarasına girmeden önce tanışmak istemişti.

Bende onu taklit edip kendimi göstererek adı mı söyledim.

" Ali."

Yüzünde memnun bir ifade belirirken eliyle mağaranın önündeki dev kayayı kenara sürdü. Benim bunu yapmam mümkün bile değildi.

Eliyle içeriyi gösterdiğinde önce benim girmemi istediğini anlamıştım.

Her ne kadar girmek istemesemde dışarıdaki tehlikeleni gördükten sonra başka şansım yoktu.

Tıpış tıpış içeriye girdiğimde arkamdan o da girip  kenarlardaki meşaleleri yaktıktan sonra kayayı tekrar kapının ağzına sürmüştü.

Kusura bakmayın kısa oldu ama bekletmek  istemedim :)

Kusura bakmayın kısa oldu ama bekletmek  istemedim :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu resmi görünce aklıma Ali ve Askar geldi.

TEKGÖZ -GAY-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin