Bölüm 20

9.7K 788 113
                                    

Askar'dan aynı günün sabahı

Ali'yle sonsuza kadar beraber olmak istiyordum. Tüm anım onunla geçsin hep onun kokusunu soluyayım, kollarımın arasından bir an olsun çıkmasın istiyordum

Kaybedecek çok önemli bir şeyim vardı artık. Ali'ye sahiptim. Beni seviyordu beni bırakmayacaktı. Son nefesimi verene kadar bende asla onu bırakmayacaktım.

Ama işler hiçte istediğim gibi gitmedi. Ali günden güne solmaya başladı. Burası onu iyice tükettikten sonra kendi nefesini üfleyecekti Ali'ye. Benim gibi buradan çıkamaz hale gelecekti.

Aşk sarhoşluğuyla  tüm bunları hatırlamak zor olmuştu ama Ali'nin yaşaması her şey demekti benim için. Benim bir önemim yoktu onun yanında. O benim nefesimdi. Her şey demekti benim için.

Benim gibi bir yaratık olmaya layık değildi. Onu böyle görmek dehşete düşürmüştü beni. O ne kadar itiraz ederse etsin kucağıma alıp onu bilgeye götürmek için yola koyuldum.

Gözlerimden akan yaşlara mani olamıyordum. Kalbim göğsümün dışında savunmasız bir şekilde yatıyordu. Ben elim kolum bağlı şekilde bekleyemezdim.

Onu da tedirgin etmiştim ama kendimi kontrol edemiyordum. Bilgenin diyarına geldiğimde devlerle münakaşaya girdim beni yanına sokmak istemiyordular. Sonunda bilgenin bizzat kendisi geldiğinde bizi içeriye almıştı.

" Ali iyi değil, tükeniyor. Ne istersen yaparım sadece iyileştir onu."

Kucağımda Ali'yle yere çöktüm.

" Bu mümkün değil. Kendi diyarından fersah fersah uzakta . Buranın etinden yedi suyundan içti ya evrilecek ya gidecek. Burada başka türlü yaşamaya devam edemez."

" Hayır hayır başka bir yolu olmalı."

" Başka yol yok! Geldiği mağaraya götür ve orada kalmasını sağla. Burayı bünyesi kaldırmazsa sonunda ölecek. O senin gibi değil bekleyeni var. "

Nefesim boğazıma takıldı. O benim gibi değildi. Benimle yaşamaya mahkum edemezdim onu. Nefes aldığını bilmek bile bana yeterdi.

" Bir daha gelemeyecek mi?"

" Artık gelmek yok. Lakin eğer kaderde varsa kanlarınız sizi birleştirecek. Gerisi size kalmış. Şimdi al bu küçük insanıda terket diyarımı!"

Acıyla haykırmak istiyordum. Canım yanıyordu.

Tüm yol boşunca yüzüne öpücükler kondurdum. Onu son tutuşumdu. Kokusunu son kez içime çekiyordum. Onun gibi güzel, akıllı ve iyi yürekli biri benim gibi çirkin,  aptal bir yaratığı nasıl sevebilmişti. Rüya gibiydi. Ama şimdi rüyanın bitme zamanı gelmişti.

"Seni seviyorum Ali bana sevgiyi tattırdığın için minnettarım. Ama gerekirse yaşaman içir sundan bile feragat ederim."

O kadar yorgundu ki uykuya yenik düşüyordu sürekli. Gözleri her kapandığında yüreğim ağzıma geliyordu.

Gözlerinden öptüm. Avuç içlerinden öptüm. Keşke Alim keşke seninle gelebilseydim.

Mağaraya girdiğimizde bilgenin mağarasından aldığım kürkü altına serdim. Rahat etmesini istiyordum.

" Askar?"

Adımı yıllar sonra ilk kez ondan duymuştum. Zaten ondan öncesinide hatırlamıyordum. Unutmayayım diye defalarca tekrar ettiğim ismim onun dudaklarında hayat buluyordu sanki.

" İyi değilsin sevdiğim, ama iyi olacaksın."

Açıktığını söylediğinde hemen onun için getirdiğim yiyecekleri heybeden çıkarıp ona yedirmeye başladım. Ona ellerimle yedirmek günümün en güzel anlarından biriydi. Ona dünyaları vermek istiyordum. Bir yandanda bencilcede olsa tüm dünyası olmak istiyordum.

TEKGÖZ -GAY-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin