bir

592 27 67
                                    


Koşu parkurunda yüksek tempoyla koşarak bugün yapılacak düzenlemeleri ve çizimine başlanacak projeleri düşünüyordum. Ve tabiki şirket için şu ana kadar olan en önemli sunumu.

Telefonum çaldığında kulaklığıma iki kere dokunup konuştum, "Seni dinliyorum Khloe."

"Günaydın Bayan Carter. Sizi bu saatte rahatsız etmek istemezdim ama şirkete geçmeden evvel maillerimi kontrol etmek istemiştim ama bir eksiklik fark ettim."

Gözlerimi devirerek koşmaya devam ettim. "Hiç şaşırmadım, nedir o?"

"Bay Malik, bilgisayar destekli projelerin tasarımını revize edip bana mail atacağını, bugünki sunuma yetiştireceğini söylemişti. Henüz mail atmamış."

Saate baktığımda sunuma 3 saat olduğunu fark ettim. Sıkıntılı bir nefes vererek elimi enseme attım.

"Tamamdır Khloe, halledeceğim." dedim ve cevap vermesini beklemeden telefonu kapatarak Zayn'in evine doğru yola koyuldum.

Evin önüne geldiğimde yardımcısı Freya'nın evde olmasını diledim içimden. Yolda defalarca kez aramış ve mesaj atmıştım. Hepsi cevapsız kalmıştı. Bir de kapıda kalmak istemiyordum.

Zile basarken aynı zamanda kapıyı yumrukluyordum.

Kapı aralandığında Freya'nın tedirgin bakışları beni bulduğunda rahatlamıştı. Minnetle ona bakarak içeri geçtim ve Zayn'in şirket bilgisayarını bularak proje klasörüne tıkladım ve bugün sunumu yapılacak projeyi görünce telaşla açtım.

Merdivenlerden gelen ayak seslerini umursamadan revizyona başladım.

"Günaydın."

Uykulu sesi kulaklarıma dolduğunda ona dönmeden karşılık verdim ve hemen ardından konuştum.

"Saat kaç Zayn?" Yanıma geldiğinde duvarda ki saate baktı. "07.47" dedi dümdüz ses tonuyla. Kafamı sallayarak revizyona devam ettiğim sırada konuştu.

"Revize etmiştim, kaydetmeyi unutmuşum." Ciddi ses tonuna karşılık ona kısa bir bakış atarak işime devam ettim.

"Freya, bize sade kahve yapar mısın?" diye seslendi.

Freya hızlıca kafasını olumlu bir şekilde sallayarak mutfağa doğru aceleci adımlar attı.

"Neden sana güvenmediğimi şimdi anlıyor musun Zayn?"

Kaşlarını kaldırarak baktı, bir şey söylemesine müsade vermeden devam ettim; "Hiçbir şeyi zamanında yapmıyorsun da ondan!" diye sert bir dille konuştuğumda ona baktım. Bu dediklerimi umursamış gibi görünmüyordu. Omuzlarını silkerek Freya'nın uzattığı kahveyi aldı ve oturduğu sandalyede yayılarak konuştu.

"Her zaman arkamı toplayan bir ortağım var, bu durumu değerlendirmek hoşuma gidiyor sadece."  

Çarpık gülümsemesi sinirlerimi daha da gererek sert hareketlerle bilgisayarda ki işime devam ettim.

"Bunları yapmak zorunda olmadığımı biliyorsun değil mi?" Söylediklerim üzerine doğruldu ve fısıldar nitelikte konuştu.

"Biliyorum." Umursamazlığı beni çileden çıkartmaya yetmişti.

"Bunlar senin işin, görevin ve sorumluluğun Zayn. Benim değil." Her kelimenin üstüne basarak konuştum ve tekrardan bilgisayarda ki projeye döndüm.

partnership || zmWhere stories live. Discover now