dokuz

235 12 59
                                    

Gerginlikle yumruk yaptığım ellerime tırnaklarımı geçirdiğim sırada, Liam gözlüğünü çıkartıp masaya bırakarak elinde tuttuğu dosyayı da masaya bıraktı. İşaret ve baş parmağını göz pınarlarına bastırarak nefes verdi.

Gözleri beni bulduğunda yüzümden okunan gerginliğimin biraz olsun geçmesi için işe yaramayacağını bilsede hafifçe tebessüm etti. Tekrar ciddiyet sağlayarak konuştu;

"İki ihtimal var. Eğer ölürse; nefsi müdafaa olarak inceler, iki yıl altı ay ceza uygulanır."

Önündeki dosyaları karıştırdığı sırada ölme ihtimalini düşünmeyi reddettim. Bir dosyanın içinden kağıt çıkartarak bana uzattı. Uzattığı kağıdı incelerken tekrar konuştu.

"Pek mümkün değil ama, kefalet bedeli ödeyip hapis cezasından yırtma seçeneği var. Sadece bir yıl ve bir yıl altındaki cezalar için geçerli oluyor bu, araya birilerini sokarak şansımızı deneyebiliriz."

Başımı anladığımı belirterek salladığımda sandalyesinden kalkıp yanıma oturdu. Gözleri bu sefer Zayn'e dönmüştü.

"İkinci ihtimal ise yaşarsa, Andrew'ın şikayetçi olmamasını sağlamak."

Zayn yayılarak oturduğu koltuktan doğrularak elini çenesine götürdü ve sakallarını okşadı.

"Kesinlikle şikayetçi olacaktır."

Liam kolunu omzuma atarak Zayn'i yanıtladı.

"Onu ikna etmelisin Zayn."

"Piçin tek derdi benim Liam. Onu ikna edecek son kişi bile değilim."

"O zaman kefalet bedeli için uğraşacağız."

Zayn dirseklerini dizlerine koyarak başını elleri arasına aldı ve sıkıntılı nefesleri arasında konuştu, "Riske atamayız, ben üstleneceğim."

Liam konuşacağı sırada ona izin vermeden konuştum.

"Kesinlikle olmaz Zayn."

"Konu tartışmaya kapalı Erin."

"İşlemediğin bir suçun cezasını sen çekmeyeceksin Zayn!"

Sesimin yükselmesi üzerine hiddetle ayağı kalkıp odada sağa sola yürümeye başladı. Liam'ın kolunu omzumdan atıp kollarımı birbirine bağlayarak onu izlemeye başladım.

Sinirden dolayı boynunda çıkan damarlar belirginleşmiş, kaşları çatılmıştı. Buna asla izin veremezdim, ne olursa olsun. Agresifçe odada volta atarken duraksadı. Bana dönerek gözlerini kapattı ve tüm odayı inletecek tarzda sertçe yutkundu. Adem elması yavaşça eski yerini bulduğunda göz kapaklarını araladı. Elini ensesine attı ve "Erin, güzelim buna izin vereceğimi düşünmüş olman bile aptalca." dedi.

Sinirle oflayarak ayağa kalktım karşısına geçerek işaret parmağımı ona doğrulttum.

"Asıl bu konu tartışmaya kapalı Zayn Javadd Malik. Aptalca olan senin hiçbir suçun yokken üstlenmeyi istemen!"

Sesim sonlara doğru yükseldiğinde ifadesizce bana baktı. Yüksek sese asla tahammülü yoktu ve ben sınırlarını fazlasıyla zorluyordum. Her zamanki gibi.

"Hiçbir suçum yok mu? O herifi beni vurmasın diye vurmadın mı?"

"Bunun sorumlusu sen değilsin, düşünmeden hareket eden benim Zayn."

Sinirle tekrardan yerime döndüğümde o da beni takip etmiş ve önümdeki sehpaya oturarak bacaklarımı bacaklarının arasına almıştı.

"Bebeğim niye inat ediyorsun? Orası sana göre bir yer değil."

partnership || zmWhere stories live. Discover now