018: Jung Wooyoung çok da farklı değil

578 47 22
                                    

≪Belki bencillik ediyorumYa da sadece hak etmiyorum≫

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Belki bencillik ediyorum
Ya da sadece hak etmiyorum

San arabanın camından dışarı baktı, öğleden sonra soğuk hava yüzünü okşayıp burnunu gıdıklayınca hafifçe dudaklarını büzdü. Bakışları dikiz aynasına çevrildiğinde yanaklarına hafif bir pembelik kapladığını görünce iyice somurttu.

Gündüzleri aşırı derece sıcak geceleriyse sinir bozucu derece serin olduğu için yaz mevsimi en sevmediği mevsim olabilirdi. O anda giydiği beyaz boğazlı kazağı ve ceketi de cabasıydı; pahalı kıyafeti aldığı her nefeste onu boğuyordu.

Neden bu kadar uzun sürdü? San telefonu çıkardı ve saate baktı, pastanenin önündeki göt kadar yere park edeli otuz dakika olduğunu fark edince kaşları iyice çatıldı, üstelik abisi hala içerden çıkmamıştı. Ne yapıyor?

San öfkesinin gün yüzüne çıkmaması için çabaladı. Deri koltuğuna iyice yaslandı, zaman geçirmek için parmaklarını direksiyona vururken tüyleri ürpermişti. Bir kez daha küçük pastaneye bakarken çenesi kasıldı, abisi hariç diğer müşteriler teker teker çıkarken öfke dolu bir nefes aldı.

Tüm bunların hepsi San'ı sinirlendiriyordu. Bu gece, hatta Haeundae'deki iki haftalık otel süitinde kalışının geri kalanı boyunca tanıdığı kişileri eğlendirme gibi bir planı yoktu, sadece boktan günlük yaşantısına geri dönmeden önce biraz rahatlamak istemişti.

Kendine ayırdığı tüm bu vakit boyunca sadece bir yengeç gibi kendisini battaniyesinin altına gizleyecek ve kimseyle iletişime geçmeden sadece Netflix izleyecekti fakat sabah Jongho'nun aramasıyla 'acilen' ona ihtiyacı olduğunu öğrenmişti. Kahvaltıya gitmek için yapılan basit bir yolculuk, hızla sınırını aşan bir alışveriş çılgınlığına dönüşmüştü ve adamın tatil yerinin kendisininkine bu kadar yakın olması önerisini hiç dikkate almaması San'ı pişman etmişti. San oteline geri dönmek istiyordu. Hem de hemen şimdi. Telefonun siyah ekranında bir mesaj baloncuğu belirdi.

-seni neden hâlâ engellemedim
selam, şu anda otelde misin?
seni özledim

-seni neden hâlâ engellemedim
hadi yine biraz eğlenelim, tıpkı önceden eğlendiğimiz gibi

San öfkesinin had safhaya çıktığını hissedebiliyordu. Seo Rihyeon'u yatağına alması başlı başına bir hataydı. O zamanlar sarhoştu, babasının yakın olduğu birkaç adamla ayarladığı görüşmeden sonra hayal kırıklığıyla birlikte tamamen hissizleşmişti. En çok rağbet gören manken de aynı mekandaydı ve her şey çok hızlı gelişmişti.

Güzel bir kızdı ama ondan etkilenmemişti. Hem de hiç. Fakat arada sırada bir eğlence istediği için ondan hoşlanmaması onunla birkaç kez yatmasını engellememişti. Ama artık sıkılmıştı. Ve kız da San için biraz fazla yapışkan olmaya başlamıştı.

WHO WE ARE | Woosan (Türkçe Çeviri)Where stories live. Discover now