s

833 59 13
                                    

Lee Jihoon önündeki bilgisayara tedirgince bakarken işi bitmesi için parmaklarını aceleyle gezdirdi klavyede. Son harfleri de girdiğinde ekranı kapatıp koltuk altına sıkıştırdı bilgisayarı. Kapşonunu kapatıp büzüldüğü yerden kalktı ve dışarıdan gelen araba sesleriyle zamanının kalmadığını biliyordu.

Hemencecik kaçması gerekiyordu.

Kolunun altına sıkıştırdığı bilgisayara bir şey olmasından korkarak arka kapıdan koşarak çıktı. Kısa bacaklarına her seferinde sövmekten yorulmayarak koşmaya devam etti. Kaçmaktan başka çaresi olmadığını biliyordu. Uzun zamandır kaçıyordu. Kaçması gerekiyordu. Elindeki değerli şeyin farkına varan herkes onun peşindeydi.

Çıktığı barakadan koşarak uzaklaşırken onu bulmamaları için dua ediyordu. Elindeki gücü kullanarak onları çoktan alt edebileceğini biliyordu ancak bu sadece işleri daha da zora sokardı.

Bunu istemiyordu. Kaçarken sadece birkaç saniye arkasına bakma hatasında bulundu. Belki de birkaç saliseydi ancak peşindeki siyah takımlılar ile bakışacağını hiç tahmin edemezdi.

"Orada! Yakalayın!"

İşte bu belki de hayatının en kötü hatası olabilirdi. Koşarak kaçmak onların altındaki araçlar karşısında en aciz gösterisiydi. Son çaresi vardı. İstedikleri şeyi yok etmek. Kaçmaktan vazgeçerek cebindeki kulaklığı olması gereken yere taktı.

"Sora."

Komutu duyan kulaklık bilgisayarının açık olmamasına rağmen uyandı. Aylar önce icat ettiği teknolojik ses karşılık verdi.

"Sizi dinliyorum efendim."

Bunu yaptığına inanamıyordu ancak artık sona gelmişti. Onu ele geçirirlerse bunun nasıl bir katliama sebep olacağını biliyordu. Çok güçlü bir silah yaratmıştı ve bunun cezasını çekmesi gerekiyordu. Yanına gittikçe yaklaşan arabaya baktı. Tüm hayatının emeğini biraz sonra yok edecek olmak onu mahvediyordu.

"İmha prosedürünü ba-"

Sözlerini bitiremeden güçlü motor sesi lafını ağzına sıkmıştı. Jihoon'u rüzgarıyla savuracak kadar güçlü metal yığın yanından ışık hızıyla geçip ona doğru gelen araba ile arasına yan durarak siper olmuştu.

"İsteğinizi algılayamadım efendim, lütfen tekrar edin."

Sora'ya cevap vermesi gerektiğini biliyordu ancak onun önüne geçen motor sadece üç saniyede gelen arabayı ateş yağmuruna tutmuştu. Onu koruyordu. Motoruyla duran bu kasklı adam onu koruyordu.

Şaşkındı. Kaçması gerektiğini biliyordu ancak önünde havai fişek gösterisini aratmayan bu adamı merak ediyordu.

Yanına duran aracı veya içindeki üç kişiyi fark etmedi. Kolundan çekilip araba bindirilirken aklı halen yerinde değildi. Tanrım! Birinden kaçarken diğerine yakalandığını düşünüyordu. Araç onu aldıktan sonra son hız giderken yanındaki tuhaf çocuk sürekli arkaya az önce motoruyla gelen adama bakıyordu.

"Sanırım onlardan kurtulduk."

Jihoon üzerlerinde tıpkı diğerleri gibi bulunan takımlarla kendisi için bir oyun planlandığını düşünecek kadar şoktaydı. Fısıldadı.

"Sora."

Kulağındaki cihaz tekrar ona ilk dediği şeyi söyleyerek komut bekledi. Yanındaki çocuk ona bakıyordu.

"İyisin değil mi?"

Ona mı söylüyordu? Gerçekten neler olduğuna dair tek bir fikri bile yoktu ve bu araçtan kurtulmanın tek yolunun kulağındaki kulaklık olduğunu biliyordu. Elini ağzına kapattı dediğinin duyulmaması için.

Social Phobia | SoonhoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin