a

491 54 5
                                    

Jihoon o gününü sedyede uyumayı tercih etti. Kwan hareket etmemesinin iyi olacağını söyleyerek kalmasını söylemişti. Takılan serum ve serumun içine parça parça işlenen ağrı kesicilerin yan etkisi olarak güzel uyku çekti.

İlerisini düşünmeden sadece o anı düşünerek rahat edebilmek onun için rahatlatıcı bir şeydi. Uzun zamandır yapamadığı bir şeydi ayrıca.

Sedyenin etrafını örten perdelerin ona bahşettiği mahremiyet ile birkaç saat rahat bir uyku çekti. Güzelce dayak yedikten sonra bu kesnlikle harika hissettiriyordu.

İlk uyandığında etraf tamamen sessizdi. Perdesinin aralanmış olmasından Kwan'ın onu kontrol ettiğini düşündü. Uzaktaki kapıyı rahatça görebiliyordu.

Hemen kapının önünde oturduğu için duran kargo pantolonu da görebiliyordu. Hoshi kapının önünde bekliyordu. Ne zamandır orada olabileceğini bilmiyordu ancak neden orada olduğunu merak ediyordu.

Kaçacağını düşündükleri için görevlendirilmiş olabilir miydi? Güvenmemelerini anlayabilirdi ancak elindeki çok değerli şeyi verdikten sonra böyle bir tedbir almaları saçmaydı.

Ona gidip bunu soracak veya yüz yüze gelmeyi düşünecek halde eğildi. Onunla yüz yüze gelmek şu anlık en tedirgin eden şeydi. Bu yüzden onu görmemeye çalışarak tekrar kapattı gözlerini.

İkinci uyanması tamamen istemsiz olan bir şey idi. Duyduğu sesler ile uykusu yavaş yavaş açılmış ve onu sohbete ortak etmişti. İkisi de tanıdık seslerdi. Doktor Kwan ile Jeonghan odanın içinde perdenin diğer tarafında konuşuyorlardı. Kapıda duran kişi artık yoktu.

"Ucuz kurtarmış gerçekten. Öyle insanlardan bu kadar az hasar ile kurtarması zor. Sizi çok daha kötü hallerde görmüştüm."

Onun hakkında konuşuyorlardı. Gerçekten ucuz kurtarmış sayılırdı. Kafasının üzerine doğrultulan silahı hatırladığında tüyleri ürperiyordu.

"Scoups ile belleği inceledik de sızdırdığı şeyler büyük vurgun. Ondan ve yapabileceği silahtan vazgeçip öldürmek istemeleri için çok geçerli şeyler vardı."

Ufak bir sessizlik olduktan sonra Kwan konuyu değiştirmişti. Daha kısık sesle konuşmuştu bu sefe birinin duymasını istemezcesine.

"Sabahtan beri oradaydı ve gitmesi için onu ancak ikna edebilmiştim ama şimdi yine geldi."

Kimden bahsettiklerini anlamak için kapıya baktıklarında aynı bacak eski yerini aldığını gördü. Hoshi tekrar kapıda bekliyordu ve sabahtan beri oradaydı. Nedeninin merak ederken Jeonghan bu merakını giderdi.

"Tam emin değilim ama bir şey için suçluluk duyuyor gibi ve bunun uzun süredir olduğunu varsayıyorum. Belki de Jihoon buradan gitmeden önce olmuş olabilir yoksa onu takip etme işini Dino'nun görevlendirilmesine rağmen kendisi üstlenmezdi."

Hoshi suçluluk duyuyordu ama neden? Aklına gitmeden önce onu götürmek için beklediği zaman yaşadıkları olay geldi. O halini gördüğünde gerçekten şaşırmış duruyordu.

Bunun suçluluğunu duyuyor olabilir miydi? Pişman mı olmuştu bir şeylere? Tuhaf bir karakterdi ve onu çözmekte veya ne yapmak istediğini anlamakta güçlük çekiyordu.

"Ne olursa olsun bu iyi oldu. Hoshi ekip gelmeden olaya müdahele etmeseydi belki de ölmüş olabilirdi. O zaman Dk tüm bu ekipman işleriyle halen kendisi ilgileniyor olacaktı."

Jeonghan'ın içerlenen sesini duymuştu.

"Haklısın, halen bozulan cam odayla ilgileniyor. Çok fazla şey olduğu için yetişmekte zorlanıyor."

Social Phobia | SoonhoonWhere stories live. Discover now