✯ Bölüm 13 - Yapışkan Sakız ✯

3K 221 150
                                    

Medya'yı dinleyin ♥
Ve Heri & Chaneyol var göz atın ^^ 

Ayrıca sevgili @mizagatha&@KakaoluEtiPuf'a beni ilham konusunda aydınlatıp bölümün sonunu getirmeme yardımcı oldukları için buradan tüm kalplerimi yolluyorum.. ♥♥♥

Chanyeol'ün bakış açısı

Chen ve Baek şarkıyı söylerken, herkes hayranlıkla kendinden geçmişti. Kendimi kaptırdığım bir ara, bir hareketlenme dikkatimi çekti. Heri ve onun cazgır arkadaşı tuvaletlerin olduğu yöne doğru yürümeye başladılar. Tuvalete gittiklerini düşünüp şarkıya tekrar odaklandım.

Bir süre sonra bir çığlık sesi ile şarkıya ara verip çığlığın geldiği yere odaklandık. Bu o Yoora denen cazgır kızın sesiydi.

"YARDIM EDİN!!!!" 

-

Yazar bakış açısı

Lavabonun oradan Yoora'nın yardım çığlığı gelince ateşin etrafındaki neredeyse herkes o tarafa doğru ayaklandı. 

Sonunda kızları bulduklarında Yoora yerde oturmuştu ve dizlerinin üzerinde baygın bir şekilde yatan Heri'yi sarsarak ayıltmaya çalışıyordu ama görülen o ki bu konuda pek başarılı değildi. Chanyeol kalabalığı yararak onların yanına geldi ve herkesin en çok merak ettiği o soruyu sordu "Ne oldu?"

Yoora, nefes nefese ve telaş içinde "İlk önce o girdi tuvalete, bense onu dışarıda bekliyordum. Sonra çıktı ve..." o kadar endişelenmişti ki endişesinden göz yaşlarına hakim olamıyordu elinin tersi ile görüşünü bulanıklaştırmaya başlayan göz yaşlarını sildikten sonra burnunu çekip devam etti. "Bana kanaması olduğunu söyledi. Sonra.. Ba-bayıldı.." 

Yoora'nın Bakışı

Lafımı tamamlayamadan Chanyeol, kucağımda baygın bir şekilde yatan Heri'yi bir anda kucakladı. Ne olduğunu anlayamamıştım, ben idrak edene kadar o kucakladığı Heri ile kampın girişinde arabaları park ettiğimiz yere doğru var gücü ile koşmaya başlamıştı. Junsu ve Nabi de tez davranıp onun peşinden koşmaya başlamıştı bile.

Kendimi toparlayıp ayağa kalktım ve şaşkın bir şekilde aynı benim gibi olanları idrak etmeye çalışan Min Seok'un koluna dokundum. Bana döndü ve "Bence biz de gitmeliyiz." dedi işte benim sevgilim... Leb demeden Leblebi demek istediğimi anladı. Sonra Bay Oh'a döndü ve "Hocam biz sizi durumdan haberdar edeceğiz siz devam edin." diyince Bay Oh bizi başı ile bizi onayladı ve "Mutlaka arayın." dedi. Min Seok elimden tuttu ve biz de öndekilerin peşinden koşmaya başladık. Heri... İyi olacak mıydı?.. Ahh tanrım, koşarken göz yaşlarıma hakim olamıyordum. Neden bayıldı ki?

Arabaların olduğu yere geldiğimizde Min Seok'un elinden çıkıp hemen Chanyeol'ün yanına koştum. Min Seok bu yaptığıma şu an alınacak durumda değildi bu yüzden önemsemedim. Chanyeol ise geldiğimi görünce "Bana yardım et!" dedi. Zaten onun için geldim ama bu çocuk hiç kibar olmayacak galiba, neyse şu an konumuz bu değil. Cebini döndü ve kafası ile cebini işaret etti "Kapıyı aç! Çabuk!" Hemen cebinden anahtarı alıp arabanın kapısını açtım. 

Bu sırada Min Seok, Nabi ve Junsu yanımıza gelmişlerdi bile. Ben kapıyı açınca Chanyeol bana bin işareti yaptı bindim Heri'yi kucağıma koydu ve onlara dönüp "Bu yapışkan sakız benimle gelecek. En yakın hastaneye gidiyoruz, gelmek istiyorsanız kendi arabanızla gelin." dedi. Bu çocuk nasıl bir şey böyle? Junsu hemen arabaya koşup açtı ve bizimkiler Junsu'nun arabasına doluştular.

-

Hastaneye gelmiştik Heri'yi sedyeye yatırırlarken ben de doktora olan olayları anlatıyordum. Onlar var gücü ile Heri'yi içeriye doğru sürerlerken beklemekten başka yapabileceğimiz bir şey kalmamıştı.

Oh My God!Where stories live. Discover now