✯ Bölüm 5 - Bulantı ✯

3.5K 235 143
                                    

Y/N:

1.Sevgili canlarım, Bölümler kısa dendiği için uzun yazmaya baya çabaladım ama bütün olayları da bir oturuşta anlatmak istemiyorum. Bu daha önce yazdığım 5. ve 6. bölümün birleşimi gibi oldu birazcık.. Yani uzattım.

2.ChanYeol nerede diye sormayın artık. Yakında öğrenecekseniz biraz sabır. :''))

3. Peşinen söyliyim siz istiyorsunuz diye bölümü uzattım. Bol bol yorum isterim.

4. İyi seyirler^^ Ay pardon keyifli okumalar.

Lavabodan çıkarken biri kolumdan tuttu ve beni duvar ile kendi arasına aldı. Neye uğradığımı şaşırmıştım. O beni hızla duvara yapıştırırken kim olduğunu bile görememiştim.

~

Ertesi gün

"Heri hemen üzerini değiştir. 5 dakika daha gecikseydin seni çalışmaya almamayı planlıyordum." dedi Bay Oh. Ucu ucuna yetişebildiğim için mutluydum çünkü Bay Oh'un kuralları gerçekten çok sertti. Hemen giyinip stüdyoya geldim. Herkes yere oturmuştu ve onlara bir şeyler anlatan Bay Oh'u dinliyordu koşup hemen bende oturdum.

"Bildiğiniz üzere sene sonu yapacağımız gösteri bütün fakültenin ortak projesi. Başroller bale bölümü öğrencileri olacağı için bize büyük bir yük düşüyor. Buraya altından kalkabileceğini düşündüğüm kişileri çağırdım. Rolleri ben seçecektim ama ufak bir karar değişikliği ile fakülte jürisinin seçmesine karar verildi. Bu gün.." saatine baktı "Yaklaşık yarım saat sonra, fakülte jürisi sizin çalışmalarını izleyip başrole karar verecek. Bu konuda size güvenim tam." Son söylediği söz çok hoşuma gitmişti onun bize olan güvenini boşa çıkarmamak için elimden gelen her şeyi yapmaya hazır hissediyordum kendimi. O, bize güveniyorsa bu güveni boşa çıkarmayacağımızı ona ispatlamalıydık öyle değil mi? Herkes benim gibi düşünmüyor olabilirdi ama bu konuşmayı yaptığı sırada aklımdan geçenler tam olarak bunlardı.

Yarım saatlik süreyi değerlendirmek için hepimiz dağıldık. Hemen stüdyoda rahat bir yere geçip ısınmaya başladım herkes kendi köşesine çekilmiş kendi çapında ısınıyordu. Isınmam bitince kulaklığımı kulağıma takıp, müziğim eşliğinde çalışmaya başladım.

Çalışmaya kendimi öyle kaptırmış olmalıyım ki anca gözümün önünde bir el hareket edince dünyaya geri dönebildim. Yaptığım işe nasıl daldıysam geldiklerini fark etmemiştim. Elini sallayan Jin kyong du onu görünce gözlerimi devmiştim. Jüri stüdyoya gelmişti ve herkes ayağa kalkmıştı. Hemen kendimi toparlayıp bende ayakta bekleyen arkadaşlarımın yanına dikildim.

~

Sıra ile dans ediyorduk.

Dans sırası bana geldiğinde Bay Oh'un gözlerinin içine baktım. Bana gülümsüyordu onu öyle görünce kendime olan güvenim yerine gelmişti. Başlayan müzikle birlikte çalıştığım şekilde yavaş bir şekilde dans etmeye başladım (Y/N: Merak edenler için söylüyorum Heri'nin bale yaptığı parça "Pavane" adlı keman solosudur. Medyadan dinleyebilirsiniz. )

Duygusal bir parçaydı ve insanın içine işleyen bir tınısı vardı. Müziğin içine yavaşça girerken müziğin bütün duygusunu yüzüme yansıtmaya özen gösteriyordum. Bir süre sonra dans ederken yüzüm ıslanmaya başladığını fark ettim işte o an ağlıyor olduğumun farkına varmıştım.

Müzik yükseldikçe bende hızlanmaya başlamıştım. Hızlı kısım geçtikten sonra müziğin duygusal kısmına gelmiştik müziğin bu kısmında benim bir darbe almış gibi acımı bellietmem gerekiyor ve acıyla dansımı sonuna kadar sürdürüp en sonunda bu acıya dayanamayarak kendimi yavaşça ölümün kollarına bırakmam gerekiyordu. Şakının çalıştığım kurgusu bu şekildeydi. Bunu daha önceden de çalıştığım gibi bütün duyguyu vererek daha doğruşu verdiğimden emin değildim vermeye çalşırak yapmıştım.

Oh My God!Where stories live. Discover now