𝟬𝟮 |𝗢𝘇𝗲𝗹 𝗢𝗱𝗮

1.1K 106 50
                                    

Yoluculuk uzun ama heyecan verici geçmişti. Lyra arkadaşlarıyla vakit geçirmekten memnundu, onları özlemişti. Şimdi, sonunda, Trenden inme vakti gelmişti ama çok sert bir yağmur yağıyordu. Yağmur damlaları öğrencilerin kafalarına çarpıyor ve yerde su birikintileri oluşturuyordu.

Lyra yağmuru ne kadar sevse de yağmur çok sertti ve rüzgarlıydı. Dışarı da durması gereken Lyra şuan da yağmurdan nefret ediyordu.

Lyra, Hogsmeade istasyonundan koşarak ayrılmıştı ve o koştukça su damlaları bacağını ıslatıyordu. İstediği kadar hızlı gidemiyordu, ağır sandığını çekmekle uğraşıyordu. Ayrıca Sirius'un onu çok yakından takip ettiğinin de tamamen farkındaydı. Onunla konuşmaya ihtiyacı varmış gibi hissediyordu ama konuşmak istememişti. 

Ve sadece daha çok acele etti ve arkadaşlarıyla bir arabaya bindi ve Sirius ona yetişemeden araba haraket etmeye başladı.

''Neden bu kadar geç kaldın?'' diye sordu Evan bir yandan eliyle dağılmış sarı saçlarını düzeltmeye çalışıyordu. 

Layra omuz silkti ''Bazı süper yavaş 2. sınıfların arkasında sıkıştım'' 

''Sizce yeni Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörü kim olacak?''

1. sınıflar binalarına yerleştirilirken Büyük Salonda gevezelik yankılandı. Lyra birisi Gryffindor'a seçildiğinde masasından gelen olgunlaşmamış yuhalamaları görmezden gelerek sadece Slytherinleri alkışlıyordu. Neden Gryffindorlar'ı havaya sokma ihtiyacı hissettiklerini anlamamıştı. Aynı şekilde neden Gryffindorlar'ın Slytherinler'i havaya soktuğunu da anlamıyordu.

''Merlin'e yemin ederim açlıktan öleceğimi sanmıştım'' dedi Evan sırıtıp, tabağına yemek doldururken. Bu, Lyra'yı düşüncelerinden uzaklaştırdı. ''Yemek!'' sevinçle el çırptı.

Sirius uzaktan onu izliyordu. Kız kardeşi, şuan tatilin bir kısmında olduğundan çok daha neşeli gözüküyordu. Sirius, Lyra'yı fiziksel ve ruhsal olarak hiçbir şeyi kaldıramayacağını düşündüğü en kötü durumda görmüştü. Ve bütün tatil boyunca buna yakın olduğunu biliyordu. O trene binip platformdan her uzaklaşışında ne kadar rahatladığını biliyordu. Ve genelde orada onunla olup onunla aynı rahatlayışı yaşardı. Ama bu yıl çok farklıydı. Tamamen kız ve erkek kardeşi için endişeliydi, onları platformda hayatta ve -öyle umuyordu ki- iyi durumda görünce kesinlikle çok rahatlamıştı. Ama Sirius onların nasıl zihinsel olarak zorlukta olduklarını bilmiyordu. Onlarla kalıp onları koruması gerektiğini düşünmüştü ama aynı zamanda da daha fazla orada yapamayacağını biliyordu. Yaşadıkları çok fazlaydı. Doğru şeyi yapıp yapmadığını çok fazla düşünmüştü. Sirius, kendisi için iyi olanı yaptığından emindi. Ama kardeşlerini düşünmeden duramıyordu.

''Hala seninle konuşmuyor, değil mi Patiayak?''diye sordu James, en yakın arkadaşına. Yüzünde samimi bir gülümseme vardı. Sirius üzgünce başını salladı.

''Eminim, eninde sonunda ortaya çıkacaktır. Sadece zamana ihtiyacı var. Çok kırılmış olmalı.'' Remus da arkadaşını rahatlatmaya çalışıyordu.

Sirius yine başını salladı ''Kafası karışık''

''Kafası mı karışık?'' diye sordu Peter.

''Evet, kafası karışık. Duyguları kafasını karıştırıyor. Asla onlarla nasıl başa çıkması gerektiğini bilmiyor. Lyra her zaman ne yapması gerekiyorsa onu yapar, en iyi seçeneği. İstediği şeyi değil.''

''Ama her zaman o noktaya varır, değil mi?''

''Lyra seni anlayacak ve seni affedecek. İkimizde biliyoruz ki siz birbiriniz olmadan yaşayamazsınız'' dedi James arkadaşını inandırmaya çalışarak.

𝐄𝐏𝐈𝐏𝐇𝐀𝐍𝐘 | James Potter- Türkçe ÇeviriWhere stories live. Discover now