𝟭𝟱| 𝗯𝗶𝘁𝗸𝗶𝗻

401 38 47
                                    


James en az yirmi dakikadır Lyra'yı bekliyordu. Kendisi de 10 dakika geç kalmıştı. İksir sınıfına girerken ona geç kaldığı için sinirli bir Lyra görmeyi beklemişti fakat kız derse yarım saat geç kalmıştı.

James Lyra'nın geç kalmaktan ne kadar nefret ettiğini biliyordu. Hep vaktinde gelirdi, asla geç kalmazdı. Bugün Muggle Çalışmalarına da gelmemişti ve bu hiç Lyra'lık bir hareket değildi.

James önemsemek istememişti. Sonuçta aralarında ciddi bir ilişki yoktu. Ama önemsiyordu, neden veya nasıl bilmiyordu ama önemsediğini hissediyordu.

Ve Lyra sonunda gözlerini ovuşturarak içeri daldı. James kızın göz altının mosmor olduğunu hemen fark etmişti.

Sırıttı ''Harika gözüküyorsun, prenses''

''Hm?'' Lyra bedenen burada fakat ruhen bambaşka bir yerde gibiydi. ''Dedim ki, harika gözüküyorsun love.'' 

''Ah, teşekkürler.'' dedi Lyra James'İn yanına otururken.

''İyi misin?'' James istemsizce sordu, ''pardon, ıhm, söylemek zorunda değilsin, sadece merak ettim''

''Hayır hayır, sorun yok. İyiyim, sadece yorgunum'' Lyra cevap verdikten hemen sonra bakışlarını yere indirdi.

James ise ne yaptığının farkında değildi. Parmağını Lyra'nın çenesinin altına koyup kızın başını kaldırdı. ''Yalan söylüyorsun''

''Ha? Hayır, söylemiyorum.''

''Söylediğini biliyorum'' Yavaşça dudaklarını Lyra'nın dudaklarına bastırıp nazikçe öpüp çekildi

''Nerden biliyorsun?''

James gülümsedi, ''Yalan söylediğin zaman aşağı bakıyorsun. Ne olduğunu söylemek zorunda değilsin''

James bu kadar önemsemesinin ve ilgili olmasının büyük bir kusur mu yoksa etkileyici mi olduğunu tam kestiremiyordu. Bazen etkileyici olduğundan emindi ama bunu bu yüzden yapmıyordu. Bu onun doğasında var, sevmek ve ilgi vermek. Resmen Dünya'ya anne olmak için gelmiş bir geyik. Dişi olmaması büyük yazık..

''Sadece cidden çok yorgunum'' dedi yavaşça, ''ama farklı türden bir yorgunluk''

''Bak ne diyeceğim, odana gidebiliriz ve bu gece seninle kalabilirim.''

''Potter..''

''O anlamda değil, şapşal.'' James kıkırdadı ve kızın bir tutam saçını kulağının arkasına sıkıştırdı.

''Oh- ıhm pekala, tamam o zaman''

''Eğer istemiyorsan sorun değil, Prense-''

''Hayır, istiyorum.'' Lyra kendinden emin ve net bir şekilde James'in lafını böldü.

ve ekledi ''önemsememen gerekir, biliyorsun..'' 

James omuz silkti, ''elimde değil.''

''biliyorum'' kız kıkırdadı.

''O zaman gidelim mi?'' James bir centilmen gibi tek eliyle Lyra'ya yolu gösterip hafifçe eğilerek sordu.

Lyra kaşını kaldırdı, ''Pazartesi günü iksir sınavımız var.''

''Eee?''

Genç cadı gözlerini devirdi ''Eğer geçemezsen Slughorn ikimizi de öldürür.'' Ona bir deneme testi uzattı.

James küçük bir çocuk gibi sızlandı ''Yine mi?!''

''Eğer düzgün yaparsan bu son olur.''

''Ve bir öpücük alırım??''

Lyra hafifçe sırıttı ''Eğer %90 veya üstü yaparsan.''

''O notu senin için alacağım.''

''ve öpücük.''

''sen ve öpücük için''

-

James Lyra'nın elinden tutarak odaya doğru götürüyordu- aslında sürüklüyordu. Kız yarı uyanık haldeydi her an düşüp düştüğü yerde uyuyabilir gibiydi. James kızın daha fazla can çekişmesini istemediği için biraz daha hızlandı ki bu Lyra'nın yavaşça ayılmasına sebep olmuştu. Karşısında kendi odasının kapısını görünce neye uğradığını şaşırmıştı.

içeri girdikten sonra James' e döndü ''sanırım uyuyordum.''

''Ha?'' James saçları dağınık kıza baktı, kızsa omuz silkti. ''buraya ne ara geldiğimizi hatırlamıyorum.''

James kıkırdadı ve Lyra'yı yatak odasına doğru nazikçe ittirdi.

Lyra eline pijamalarını alıp James'e döndü ''arkanı dön''

''Ne?''

''Lütfen arkanı döner misin? Üstümü değiştirmeliyim.''

''tabii ki, love''

James Lyra'ya arkasını dönüp ayağını yere ritmik bir şekilde vurarak Lyra'yı bekledi.

''Hazırım.''

James arkasını dönüp Lyra'nın pijamalı görüntüsünü baştan sona süzdü.

''Açıkçası ipek pijama takımlarından giyinmeni beklerdim... Queen  yazılı bir tişört ve random bir şort değil.''

''İpek pijamalar fazla garip, evde onlardan giyinmek zorundayım.'' diye yanıtladı Lyra yatağına çıkarken.

James hızla üstünü değiştirip geldiğinde genç cadının neredeyse uykuya daldığını gördü.

Kıkırdayarak kızın yanına yatıp kollarını kızın beline sardı ve kızı kendine çekti.

''Yatağın çok rahat'' diye mırıldandı.

''Biliyorum'' dedi ve ekledi ''üşüyorum''

James hafifçe sırıttı ve kızı iyice kendine çekip boşta kalan elini tuttu.

''İyi misin?''

''Hıhım''

çünkü sen buradasın..

-

Selamlaarr!! son duyurumda kitabı askıya aldığımı söylemiştim fakat bu ayrılık uzun sürmedii.

Bölümler çok yavaş geldiği için okuyucularımın her geçen gün biraz daha azaldığını görüyorum. Bu bölüme kadar okuyan herkesten ricam oy ve yorum yapmanız inanın çok yardımcı oluyor <3


hem sohbet edelim hem de yorum kasabileyim diye birkaç soru soracağım -evet böyle de dürüstümdür-


-Lyra ve James'i siz yazıyor olsaydınız onlara nasıl bir son yazardınız?

-Sizce Sirius'un 'imkansız aşkı' kim?

-soru bulamadığım için buraya random bi itiraf patlatın

-hadi buraya da en sevdiğiniz şarkıdan bi söz alalım da beraber şarkı söyleriz


sizi seviyore

-duru




𝐄𝐏𝐈𝐏𝐇𝐀𝐍𝐘 | James Potter- Türkçe ÇeviriOù les histoires vivent. Découvrez maintenant