ÖZÜR DİLERİM

2.3K 176 48
                                    

Hayatım boyunca hep başkalarının mutluluğunu istedim. Kendimden önce başkalarının mutlu olması beni daha çok mutlu ediyordu. İstedim. Güzeli istedim hep. İyi bir insan olmak istedim hep. Elim boş olsa da yardıma geleni boş çevirmemek için elimden geleni yapmaya çabaladım. Kırılsam da kırmadım. Kırmayı hiç sevmedim. Sevmeyi sevdim ama sevmeye alışamadım. Alıştırılamadım...

Hastaneye doğru adımlarımı atıyorum. Başkaları yüzünden kendimden vazgeçmek istemiyorum.

Omuzlarına dökülen sarı kıvırcık saçlı resepsiyonistin yanına doğru ilerledim. Başını kaldırdığında göz göze gelmiştik. Yüzüne yerleştirdiği alışık gülümsemesi ile konuşmaya başladı.

"Hoş geldiniz, buyrun."

Yüzüme gülümseme yerleştirip konuştum.

"Hoş buldum. Burda çalışan bir doktor var."

İsmini düşünmeye başladım. Neydi? Barış...

"Barış."

"Barış Bey ile mi görüşmek istiyorsunuz yani." dedi kaşları havalanırken. Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum.

Resepsiyonist kıza bakmayı sürdürürken önündeki bilgisayara göz gezdirip başını kaldırdı.

"Şu an bir ameliyatta."

"Ne zaman çıkar?"

"Yaklaşık iki saat sonra çıkabilir. Ağır bir ameliyat."

Kızın bakışlarından bunalıp konuştum.

"Tamam. Kolay gelsin. Kaçıncı kattı?"

"4. Kat."

Asansöre binip 4. Kata bastım. 4. Kat.

Gözüme ilişen ameliyathane kapısıyla adımlarım yavaşladı. Bekleyeceğim...

...

Gözlerim saate gidiyordu. İki saati geçmişti. Onu beklerken bir taraftan da içerideki hastaya dua ediyordum. Ameliyatın sorunsuz ve kolay geçmesi için de.

Kapı açılma sesi kulağıma geldiğinde başımı çevirip hemen ayağa kalktım. İçeriden çıktı. Yüz ifadesine baktığımda içime korku salındı. Ameliyat kötü mü geçti?

Başını saate çevirdi. Bir müddet saate baktıktan sonra yumruklarını sıktığını gördüm. Ondan gözlerimi çekemezken bana dönmesiyle yutkundum. Yüzündeki şaşkınlığı görebiliyordum. Gözleri kızarmıştı. Hareket edemiyorum.

"Duru..." dedi kısık sesle. Şimdi ne yapacağım Allahım? Özür dilemek için geldim. B-ben...

"B-ben konuşmak için gelmiştim. Özür dilerim."

Mahcup hâlde ona bakıyordum. Devam ettim.

"Çok iyi birisiniz. Ama ben-"

Birden bana sarılmasıyla kalakaldım. Sıkı sıkıya tutuyordu beni. Yavaş yavaş kendime geldiğimde yerimde kıpırdandım. Rahatsız olmuştum. Acısının farkındayım ama böyle olmamalı. O bana karşı başka duygular besliyor. Ona ümit vermiş olabilirim.

"Lütfen bırakın beni."

Kolları gevşediğinde rahatlarken ondan ayrılıp birkaç adım geriledim. Mahcup hâlde konuşmaya başladı.

"Özür dilerim, Duru."

"Dün için özür dilerim. Sizi o ortamda, o hâlde bırakmak istemedim. Beni anlamışsınızdır. Yolunuz açık olsun."

Bir şey demesine fırsat vermeden asansöre doğru ilerledim. Onun için üzülüyorum ama elimden bir şey gelmiyor. Özür dilerim Barış...

Bölüm nasıldı?

Duru?

Barış?

Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz. Selamün Aleyküm ✨

Duru'lu Eczane/TextingWhere stories live. Discover now