TAMAM

1.4K 146 104
                                    

Masaya son kez göz gezdirdikten sonra içimdeki mutlulukla dudağımı araladım.

"Neriman annem kadar olmasa da o günkü gibi oldu masamız."

"Eline sağlık." dedi memnun bir sesle. Başımı eşime doğru çevirdiğimde çaydanlığı masaya bırakmıştı. Başını kaldırıp yüzündeki gülümsemesi ile bana baktı. Çok hoş gülümsüyordu. Yanaklarım hafiften yanarken geciken konuşmamı yaptım.

"Elimize sağlık, olacak o."

Güldü. Ne olduğunu anlamazken sesiyle irkildim.

"Bakıyorum sana da geçmiş bilmişlik. Bu gidişle yaramaz olmam değil mi?"

Sözleri üzerine sahte kızgınlıkla kaşlarımı çattım. Çok komik.

"Bilmem, olursun herhalde." deyip sandalyemi çekip oturdum. Gözlerim patates kızartmasına giderken Evren'in sesi geldi kulağıma.

"Bir şey unutmadın mı karıcığım?"

Hı?

Dalgınca eşime döndüğümde gözleriyle yanımdaki sandalyeyi işaret etti. Ama o zaman yanımda değildi. Bu sayılmaz.

"O zaman yanımda değildin. Hem..."

Durdum.

"Benim eşimsin." deyip kocaman gülümsedim.

Boğazını hafifçe temizleyip yerinde dikleşti. Dikkatle ona bakarken konuşmaya başladı.

"Doğru... Ama bu eşini yanına oturması için çağırmayacağın anlamına gelmez."

Kıkırdayarak elini tuttum.

"Solum boş kaldı. Seni bekliyorum kocacığım."

Yüzünde beliren gülümseme ile gülümsemem büyümüştü. Yanıma oturduğunda gözlerimi tabağıma çevirdim. Gözlerim tabağımda takılı kalırken beklemediğim bir anda kolunu bana sarıp saçımın üstünden öpmüştü. Kalp atışlarımı hissediyordum. Benden ayrılmadan muzip çıkan sesi geldi kulağıma.

"Orası dolmamış mıydı ki?"

Aklıma gelenle gözlerimi istemsizce kırpıştırdım. Çok akıllı Evren!

"Hı hı öyle olmuş." dedim içime kaçmış sesimle.

Gülerek benden ayrıldığında yanaklarımın yanışını daha çok hissettim. Ne yapacaktım ben? Evet patates...

Elimle patatesten bir tane alıp yemeğe başladım. Büyüsem de patates yiyişim hiç değişmedi. Böyle seviyorum.

"Aç bakıyım ağzını."

Elimde patates, şaşkınca ona dönerken ağzıma sokulan patatesle kalakaldım. Benim ağzım açık mıydı?

Bir dakika...

Allah'ım bu durumda ne düşünüyorum. Yaramazlık genlerimde var sanırım.

"Kural ihlali." dedim bilmiş bilmiş. Yanaklarım yanıyor. Bana bakmıyorken rahat bir tavırla eliyle- patates yiyordu. Ağzımdaki lokmayı yutup dudağımı araladım.

"İlk ben vermem gerekti. Evren sana diyorum."

"Eline sağlık, çok güzel olmuş."

Sözleri üzerine yanaklarım kasılırken gülümsemesi içimi ısıtmıştı. Devam etti.

"Kural ihlali mi?" dedi kaşları anlamaz halde çatılırken. Tabağımdan bir tane patates alıp ona uzattım. Gülümsüyorum. Küçük Duru oldum!

"Aç bakıyım ağzını."

Gitgide büyüyen gülümsemesi ile başını eğdi. Gözlerimi ondan ayıramazken başını kaldırmasıyla sesini duydum.

"Çok tatlısın."

Şaşkın şaşkın ona bakarken elimdeki patetesi istediğim gibi alıp yemişti. Devam etti sözlerine.

"Patates de senin gibi çok tatlı."

Kalp atışlarımı hissediyorum. Evren...

Eşime takılı kalmış hâlde yanan yanaklarımla gülümsüyordum. Elimi tuttuğunda başımı eğdim. Uzun zaman sonra kendimi bu kadar huzurlu ve mutlu hissetmemiştim. Elimi okşamaya başladı. Ruhum yanı başında dinlenirken elimi eline sarıp avuç içimi öptü. Dolan gözlerimi kırpıştırıp başımı kaldırdım. Gülümsüyordu.

"Evlendim seninle."

Beklentiyle ona bakarken kızarmış gözlerini kırpıştırıp güldü. Başımı eğip gülüşüne katılırken sözleri üzerine kolları arasına almıştı beni. Hı?

"O gün Çok akıllı Evren'in cevabı 'tamam' olmuştu. Yaramaz Duru'm ile evliyim."

Bölüm nasıldı?

Duru?

Evren?

Tamam? 💕

Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz. Selamün aleyküm ✨

Duru'lu Eczane/TextingWhere stories live. Discover now