SEVİYORUM

1.8K 162 206
                                    

/EVREN\

Bugün Duru'nun doğum günü. Sanıyorum aklında bile değil. Bugün onu hanımeli kokulu cafeye götüreceğim. Çocukken hanımeli kokusunu sevdiğini söylemişti. Annemin hanımelilerini çok seviyordu. Duru...

Eczaneyi kilitledikten sonra bana doğru gelmeye başladı. Seni hep koruyabilirim sandım Duru. Olmadı. Hep benim sinirlendirmelerime kızarsın da ağlarsın sandım ama olmadı. Allahın izniyle eskisi gibi olacak. Eskisinden daha çok yanı başında olacağım inşallah...

"Çok akıllı Evren... Nereye gidiyoruz?"

Beklentiyle bana baktığında gülümsedim.

"Uslu uslu oturacağın bir yere." deyip yürümesi için elimi yola doğru uzattım. Yüzündeki gülümsemesi ile başını eğdi. Kalp atışlarımı hissediyorum. Yürümeye başladık.

"Duru hatırlıyor musun, sana top almıştım-"

"Sarı?"

Gülümsedim. Heyecanlı gelen sesiyle konuşmaya başladı.

"İki topum olmuştu. Hem mavi hem sarı."

Aklıma gelenle gülmeye başladım. Yaramaz Duru...

"Gülme Evren."

Mahcupça küçük bir bakış atıp önüne döndü. Devam etti.

"Şurda hanımefendi hanımefendi yürüyorum. Beyefendiliğini bozma."

Sözleri üzerine duraksadım. Hatırlıyor.

"Tamam sustum."

Elim istemsizce saçıma giderken acıdığını hissettim. Nasıl bir etki bıraktıysa...

Cafeye geldiğimizde etrafı saran hanımeli kokusuyla gülümsememe engel olamadım. Gözlerim Duru'ya gittiğinde hayranlıkla etrafına bakıyordu. Gözümün önünde saçları genellikle ikili bağlı olan küçük Duru canlandı. İçinden geldiği gibi davranan Duru...

"Nasıl?" dedim bilmiş bir ifade takınarak. Başını bana doğru çevirip samimi bir şekilde konuştu. Gülümsüyorum.

"Evren... Hanımeliyi çok severim. Çok güzel."

Biliyorum...

Boş masalardan birine oturduk. Duru, hanımeli kokusundan kendini alamıyordu. Çok baktığımı fark edip başımı çevirdim. Bugün bir ilki yaşayacağım. İlklerimi Duru'yla yaşamak istiyorum.

"Çay içer misin?"

Başını bana doğru çevirip başıyla onayladı. Hafif pembeleşen yanaklarıyla başını eğmişti. Kalp atışlarımın hızlanmasıyla başımı çevirdim hemen. Siparişi söyledikten sonra çaylarımız kısa sürede gelmişti. Ortamda oluşan sessizlikle dudağımı araladım.

"Duru..."

Başını kaldırıp bana baktığında içimden geçeni söyledim.

"Doğum günün kutlu olsun, nişanlım."

Yüzündeki şaşkınlıkla gülümsemeden edemedim. Ceketimin iç kısmında gizlediğim horoz şekerlerden çıkartıp bir tanesini önüne bıraktığımda dolan gözleri ile karşılaştım. Boğazımda oluşan yumruyla yutkunamadım. Duru...

Eli masanın üzerine bıraktığım horoz şekerine gittiğinde fısıltılı sesini duydum.

"Keşke hiç büyümemiş olsaydık."

Gözlerini sildi. Gözlerimi kırpıştırıp yerimde daha çok dikleştim. Gülümseyerek konuştum.

"Ben büyümemizi istedim oysaki."

Duru'lu Eczane/TextingWhere stories live. Discover now