Ep 20-Can't Get Enough (M)

14.1K 856 635
                                    

Öncelikle selamlaaar

Erken geldim çünkü bu benim yazdığım ilk smut ve bayrama denk gelmesini istemedim.

Rahatsız olacak varsa bu bölümü okumadan devam edebilir.

Birde benim cinsel içerik tarzımı bilenler Jungkook'u ne kadar dominant bir karakter olarak yazdığımında farkındalar, dolayısıyla gerçekten aşırı dominant bir Jungkook ve fazlasıyla hard bir smut var, vanilya sevenler bu tarz cinsel içerikten hoşlanmayanlarda sonraki bölümden devam etsinler lütfen. (Asıl smut bölümün sonlarına doğru sadece başını okuyupta gidebilirsiniz)

Eleştirilerinizi ilk kez yazdığımı aklınızda bulundurarak yaparsanız sevinirim.

İyi okumalar

Jimin, derin uykusundan omzuna bırakılan öpücüklerle uyanmıştı. Ama uykudan uyanmış gibi değilde komadan çıkmış gibi hissediyordu. Ayak uçlarından başlayıp, saç derilerine kadar her santimini saran şiddetli ağrılar vardı.

"Jimin?" Dediğini duymuştu Jungkook'un "Bir daha yapalım hadi."

Yüz üstü yatan Jimin'in kalçalarını örten saten çarşafı kaldırmış ağırlığını vererek üstüne çıkmıştı.

"Jung-" derken cümlesini bitirememiş acıyla inlemişti. Dilini dudaklarının üstünde gezdirdiğinde canının tekrar acımasıyla yüzünü buruşturdu, binbir bakım yaptığı dolgun dudakları Jungkook tarafından parçalanmıştı.

Acıkmış ve susamıştı, boğazı kupkuruydu ve çığlıkları yüzünden tahriş olmuştu. Tüm bedenini saran dayanılmaz acılar vardı, hayatı boyunca asla böyle bir acı çektiğini hatırlamıyordu.

Ellerini zorlukla kaldırıp arkasındaki Jungkook'u itmeye çalıştı. Zaman kavramını yitirmiş olsada günlerdir burada bu yatakta olduğunu saydığı geceler ve gündüzler sayesinde anlayabiliyordu, ve günler boyunca Jungkook'un tek yaptığı Jimin'in üstünde olmakken hala doymaması gerçekten inanılmazdı.

Jungkook, Bir eliyle Jimin'in kendine uzattığı elini tutup parmak uçlarına öpücükler kondurmuş diğer eliyle kalça yanaklarını aralayıp zevkle dolduracağı deliği açığa çıkarmıştı. Pembe ve şirin delik, artık kırmızı ve Jungkook'un sıvılarıyla ıslaktı Jungkook orayı fazlaca hırpaladığından eski görüntüsünden eser yoktu.

Sabırsızlıkla dudaklarını yaladı, kendini oraya konumlandırıp içeri itecekti ki Jimin'den gelen hıçkırma sesiyle duraksadı.

"Güzelim?" dedi ağırlığını çekip biraz yana kayarken "Ne oldu? Neden ağlıyorsun?"

Avucunu Jimin'in çenesine koyup kendine çevirdi endişeyle. Jimin ise yumruk yaptığı minik ellerini gözlerine çıkartmış ovuşturmaya çalışıyordu ağlayışlarının arasından.

"Acıyor..." dedi kısık pütürlü bir sesle.

Jungkook nihayet alfasını geri plana atıp Jimin'i inceleme fırsatı olduğunda neyden bahsettiğini anlamıştı. Kızgınlığı biteli neredeyse iki gün oluyordu ama Jimin böyle güzelken ona dokunmamak çok zordu.

Buraya geldiğinde bembeyaz olan pürüzsüz teninde beyaz kısım kalmamıştı.  Jungkook'un diş izlerinin etrafı kızarmıştı ve ısırırken azı dişlerini derine sapladığı için bazı yerler delinmiş, kanayarak kabuk bağlamıştı, vücudunun her yeri morarmış, diğer kısımlar koyu yeşil bir renge dönüşmüştü. Kalçalarından bahsetmek bile istemiyordu, hem sert ısırdığı için orasıda kabuk bağlamıştı hemde vurduğu için hala elinin izi duruyordu.

Jungkook Jimin'in yarasız yeri olmayan kalçalarını okşadı yavaş hareketlerle, omega hala yüz üstü uzandığı için koltuk altlarından tutmuş kendi üstüne çekmişti. Bir elini beline attıktan sonra kafasını boynuna gömmüş mührünü öpmüştü.

JİKOOK/SAVAGEWhere stories live. Discover now