18"

641 81 103
                                    

Jeongin, Yunho ve Wooyoung üçlüsü anlaştıkları bahçede bekliyorlardı. Saat on iki sularında olduğundan Wooyoung barbekü ateşini yakmış, Yunho da masaları ayarlamıştı.

Kapıdan Jisung geldiğinde Jeongin ayağa kalkmıştı. Sevgilisinin yanına gidip ona sarıldı. Ona karşı biraz suçlu hissediyordu, az kalsın sevgilimi aldatacaktım diye geçirdi içinden.

Ona karşı pek bir şey hissetmese de iyi biriydi. Daha önce Jeongin'i incitmemişti ve eğlenceliydi. Belki ondan ilişkilerine başlamadan önce etkilenmiş olabilirdi ancak sadece bu kadardı.

Diğerleri de Jisung'ın arkasından geldiğinde Jeongin ayrıldı Jisung'ın kollarından. İster istemez samimiyetsiz bir gülüş sundu, gergindi.

"Hoş geldiniz!" Wooyoung heyecanla yanlarına gitti, hepsiyle tokalaştı. Jeongin'in ise gözleri yalnızca Hyunjin'in yanındaki Chan'daydı. Hyunjin Chan'ın koluna girmişti.

Jeongin güçlükle yutkundu ve inanamadı. Chan hepsinin arkadaşıydı, onların hepsine ağabeylik yapan kişiydi. Olsa olsa bir oyun olmalı dedi içinden, öyle olmasına inandı.

Yunho Jeongin'in şokla Chan'a doğrulttuğu bakışlarını fark ettiğinde Jeongin'in kolunu çimdiklemişti. Jeongin ise adeta yerinden sıçramıştı. "Hey, sakin ol Jeong. Chan'ı bilirsin, farklı bir anlam çıkarma." güven verici bir gülümseme sergiledi Yunho. Karşısındaki beden ise belli belirsiz kafasını oynatmıştı, üzerinde korku ve endişe kol geziyordu.

Mingi, Changbin'in kulağına fısıldadı: "Görev başarılı."

Mingi ardından Hyunjin ve Chan'ın yanına gidip "Jeongin'e selam verin." dedi sessizce. Aptal ikili ise aptal Mingi'nin aptal düşüncesini onaylamıştı. Hyunjin ve Chan ikilisi oradan Jeongin'in yanına gittiklerinde
Mingi'nin yanında Yunho bitmişti.

"Selam Mingi, hoş geldin." Mingi karşısındaki sevecen bedene gülümsedi, "Hoş buldum." dedi. "Etleri yapana kadar bir şeyler içelim mi?" diye sordu Yunho. Mingi ise çoktan Yunho'nun niyetini anlamıştı.

O sırada Wooyoung San'ın arkasına geçip kulağına kimseye çaktırmadan fısıldıyordu.

"Bana Changbin'i ayarlamanın tam zamanı San."

San yutkundu, hala kendisini fark etmeyen aptal Wooyoung yüzünden kalbi acımıştı. Ama ona Changbin'i ayarlayacaktı değil mi? Onu deliler gibi sevse de, bu işi nasıl yapacağını bilmese de deneyecekti.

"Tamam Wooyoung, deneyeceğim."

Jisung tüm bu karmaşanın ortasında küçük gözleriyle Changbin'i arıyordu. Changbin tam ardında belirip ona "Selam Jisung!" dediğinde yerinden sıçramıştı. "S-selam." kekelediğinde bunu umursamak istemedi, yutkunmuştu. Changbin, "Seninle görüşmeyeli uzun zaman oluyor. Nasılsın, özlemişim." dediğinde gülümsedi Jisung, Changbin'in, tabii ki Jisung'ın hiçbir duygusundan haberi yoktu. İçten içe Jeongin'e karşı felaket bir vicdan azabı hissetse de Changbin'e yakınlaşabilmek için başka bir yöntem bulamamıştı. Şu an ise karşısında Changbin dururken az kalsın yaptıklarından gurur duyacaktı.

Wooyoung, gülerek konuşan bu ikiliyi uzaktan kıskançlıkla izlerken San; onun tam arkasında, Changbin'in üzerindeki bakışlarını kalbindeki yakıcı hisle acı çekerek izliyordu.

Yani anlayacağınız arkadaşlar, burası bir gayler sofrası.

Ve ben bu gaylerin ilişkiler yumağını çözerken götümü yırttım.

Neyse konumuza kaldığımız yerden devam edersek Hyunjin ve Chan nispet yapar gibi Jeongin'in karşısında dikilip selam verdiklerinde Jeongin put kesilmişti. Hyunjin, Jeongin'in halini anladığında kalbinde keskin bir acı hissetmişti. Ancak dedi: Jeongin beni kıskandı, plan başarılı olacak.

l-(over)Where stories live. Discover now