23"

417 50 27
                                    

Wooyoung bakışlarını yere indirmiş, kendine yöneltilen ve içinde bir beklenti olan gözlere bakamıyordu. Tahmin ettiğinden çok daha zor bir durumda olduğunu fark etmişti.

"Evet Wooyoung, ne konuşacaksın benimle?"

"Mmm... şey." kendini toparlaması gerektiğini biliyordu, ancak nasıl konuşmaya başlayacağını bilmiyordu. Bir de nasıl gözlerine bakacağını...

San derin bir nefes verdiğinde Wooyoung başını kaldırmıştı, "Ben..." kelimelerin boğazına dizildiğini hissettiğinde kendine şaşırmadan edemedi. San nasıl beni bu kadar etkileyebilir diye düşünüyordu.

"Ben çok özür dilerim San," yutkundu, "fark ederek ve fark etmeyerek yaptığım her şeyden." gözleri dolduğunda lanet etti kendine, San ona acırmışçasına bakıyordu. Ya da... bu bakışlar acıyan birinin bakacağı cinsten değildi, bu merhamet miydi?

San konuşmuyordu, Wooyoung'un devam etmesini bekledi. Düzgünce açıklamasını istiyordu her şeyi. Wooyoung da anlamıştı bunu, stabil bir sesle devam etmeye çalıştı.

"Sana d-defol dediğim için özür dilerim, oysa sana o kadar alışmışım ki... yokluğunda boşluğa düştüm San." gözlerinden boncuk misali dökülen yaşları San öpmek istemişti. Tuttu kendini, onun için her ne kadar zor olsa da tuttu. Kalbinin atışları çoktan had safhaya ulaşmıştı. Şaşırtıcı olansa Wooyoung'un da kalp atışları aynı haldeydi.

"Bunu çok uzun süre düşündüm San, sürekli Changbin ile seni düşündüm. Sen haklısın, ben Changbin'den sadece etkilendim. Eğer Changbin birden böyle gitseydi umrumda dahi olmazdı, zaten o hiç benim olamadı ve bu kalbime hiç acı vermedi. Sadece bu değil, ben birlikte olduğumuz her anı düşündüm ve ikinize karşı tamamen farklıydım. O sadece bir hevesti."

Wooyoung duraksadı, işte bu noktada aklındakileri söylerse her şey sıra sıra gelecekti.

"Ama sen..."

Dudaklarını birbirine bastırdı, gözlerini bir süre yere değdirse de içindeki o büyük cesareti söküp çıkarabilmişti.

"Ama sen birkaç günde asla hissedemeyeceğim hislerimi uyandırdın. Sen gittiğinde kalbimi ayaklarının altında ezmişsin gibi hissetmeme engel olamadım."

Wooyoung gülümsedi, bu gülümseme onca yağmur damlasının ardından güneşi doğurmuştu.

"Ama artık emin olduğum bir şey var. Sen haklısın, ben Changbin'den sadece etkilendim, ama sana aşığım."

San duyduğu cümle ile yoğunlaşan duygularına dayanamamış ve gözyaşlarını serbest bırakmıştı. Wooyoung hızla kollarını San'ın beline sarıp başını göğsüne yasladığında San karşılık verdi. Wooyoung özür dilerse onu affetmeyeceğini kendine söylese de şimdi onun saçlarına kelebek öpücükleri konduruyordu.

Wooyoung başını yukarı kaldırıp "Beni affettiğin için çok teşekkür ederim San." dediğinde San tek kelime etmedi, bunun yerine gülümsedi ve Wooyoung'un dudaklarına uzanıp onu öperek tüm cevapları verdi.

GÜZEL OLDU MUUU BENCE OLDU

bi kac tane yeni fic atinca onlara gelen yorumlardan gaza geldim. en sevdigim sey yorum okumak oldugundan ve en cok yorumu genelde bu fic aldigindan ayrica yazma vaktim gelip gectiginden dolayi yazayim bari dedim

begendim begenmesine de cok kisa oldu ama nasil uzatabilirim bilemedim

yeni sahne yazmak icin de cok usengecim

guzel bi seyler olmali ama ne yapacagimi bilmiyorum haberiniz olsun fikriniz olursa soylerseniz sevinirim

iyi geceler ben yatiyorum

opuldunuuz 👩‍❤️‍💋‍👨👩‍❤️‍💋‍👨

l-(over)Where stories live. Discover now