|11|

175K 4K 917
                                    

Bebeklerim, biliyorum kaos bölümü bekliyorsunuz ama bölümleri iki hafta önceden yazdığım için hangi bölüm kaos olduğunu karıştırmışım. Çok özür dilerim. Biraz daha bekleyelim kaos için.

Merak etmeyin, şuanda ileriki bölümler içinde kaos yazıyorum ;-)

Şimdi bir bölüm atacağım, öğlende bir bölüm atacağım.

🤍🤍

"Teşekkür ederim, Hande." dedi Can gülümseyerek. Kolumu ovarken ona gülümsedim "Rica ederim, hadi geç kalma annen merak eder." dedim elimle ona git dercesine.

Kafasını sallayıp ayağa kalktı, kitaplarını toplayıp bana döndü "Tekrar teşekkür ederim. Sana yarın bir sürprizim var." diyince kıkırdadım. "Neymiş o sürpriz?" dediğimde güldü "Sürpriz." diyip yanımdan uzaklaştı. "İyi geceler." dedi evine doğru yürürken.

Sessiz kalıp bankta kalktım. Eve doğru yürürken, abimin karşıdan geldiğini görünce duraksadım. O da beni görünce duraksadı.

Gözlerimi kısıp kollarımı göğsümde birleştirdim. O bu hareketime güldü ve bana yaklaştı. Ben ise aynı şekilde ona bakıyordum. Yanıma gelince beni süzdü. "Napıyorsun?"

Sorduğu soruya cevap vermeyip ona kısık gözlerimle bakmaya devam ettim. "Ne bu yüz? Naptım lan ben?" dedi şaşkınca.

"Bir şey yaptığın yok. Ama neden bara gidiyorsun hala çözmüş değilim." dediğimde gözlerini kaçırınca ona dikkatle baktım "Yoksa bir yengem mi var?"

Sorumla boğazını temizledi ve elini ensesine attı. "Aha! Var. Bir yengem var!" diye bağırdım yerimde zıplarken. O ise kızarmış yanaklarıyla bana yaklaşıp beni kolunun almıştı.

Beni eve doğru zorla yürütürken "Sessiz olsana kızım." diyince gülüp onun beline sarıldım. "Kim o kim?" dedim merakla.

Anahtarıyla evin kapısını açarken etrafa göz attı "Nebahat Teyze duyacak Hande. Sessiz ol biraz. İçeri geç, hadi." diyip kapıyı açtı.

İtiraz etmeyip eve girdim ve terliklerimi çıkardım. Kapıyı çektikten sonra ayakkabılarını çıkartmak için yere eğildi. "Kim o abi? Söylesene."dedim ısrarla.

Beni takmayıp ayakkabısını kenara bıraktı ve dikleşip yanımdan hızla geçip merdivenleri çıkmaya başlamasıyla, ayaklarımı yere vurdum. "Ya söylesene!" kapısının kilit sesi kulaklarıma dolunca sinirle inledim.

Salona ayaklarımı yere vura vura gidip, kanepeye uzandım. "Ben kimim ki zaten!" diyip kumandayı elime aldım. İyice babam gibi oldum ben.

Bu cümleyi daha çok 'iyice annem gibi oldum ben' diye duyarız ama benim annem vefat etti. Ben çok küçükken. İsterdim ağladığımda veya moralim bozulduğunda ona anlatmak. Saçımı okşasın isterdim mesela. Ama...

Telefonumun arama sesi kulaklarıma dolunca, sehpahaya uzanıp telefonumu avucuma aldım.

Doruk arıyor...

"Efendim."

"Denyo gitti diye umuyorum." diyince güldüm. "Denyo değil, Can." dediğimde sinirle bir nefes verdiğini duydum. "Her ne cinsse. Napıyorsun?"

"Televizyon izliyordum, sen aradın."

"Tuna evde mi?"

"Az önce geldi."

"Anladım."

"Uçak daha kalkmadı, sanırım."

"Ha yok, yarım saat var daha." diyince sırıttım "Ve sen beni aradın." diyince onaylarcasına mırıltılar çıkardı.

"2 gün yoksun yani?"

"Öyle, sen ne yapacaksın?"

Sorduğu soruyla elimi çeneme koydum. "Bilmem." diye mırıldandım düşünceli bir sesle.

2 gün okul yoktu. Ne yapsam lan?

"Keşke benimle gelseydin."

"Abim ve Haluk abi buna sıcak bakmazdı."dedim alayla.

O ise duraksadı "Onlar olmasa benimle Londra'ya uçacağını mı söylüyorsun?" diyince boğazımı temizledim. Öyle mi dedim ben?  "Yani bilmem ki, olabilir mi ki?"

Saçmalamam ile o güldü. Avucumla alnıma vurdum.

"Anladım ben seni. Bir ara gel benimle." diyince güldüm. "Ne hakla?" dedim alayla. "Sevgili bile değiliz."

"Sen yeterki iste yavrum." diyince duraksadım. Yavrum?

"Yavrum?" dedim şaşkınlıkla. "Hı, yavrum."

Bu hitap şekli neden benim hoşuma gitti?

"Dikkat et." dediğimde güldüğünü işittim. Bende güldüm. "Beni mi düşünüyorsun?" dediğinde sessiz kaldım.

Biraz sessizlikten sonra o "Seni özleyeceğim." diye mırıldandı.

Telefonu kapattığımda çenemi dizlerimin üzerine koydum. Yüzümde ki sırıtışı farketmem ile kahkaha attım.

Kendimi yerde bulunca sinirle göz devirdim.

"Yine mi düştün lan?" deyip kahkaha attı abim merdivenlerden inerken. Ona sinirle bakıp yerden kalktım.

"Yemekte ne var?" diye sordu mutfaktan bağırarak. Sinirle kanepeye otururken "Zıkkımın kökü var, yicen mi?"

Sessiz kalınca gözlerimi televizyona çevirdim. Çok Güzel Hareketler 2 vardı.

Abim elinde cips paketiyle yanıma gelince ona çayım kaşlarım la baktım. "Buzdolabına bakmadın mı?" kafasını iki yana salladı. "Yo." diyince göz devirip yerimden kalktım.

Mutfağa girip buzdolabından, bugün yaptığım kuru fasulyeyi çıkarıp ocağa koydum. Altını yaktıktan sonra, içeriye gittim.

Yerime otururken "Mutfağa git." dediğimde abim elinde ki cips paketini üzerime fırlatarak mutfağa koştu. Üzerime dökülen cipsleri ağzıma atarken "Güzel kardeşim benim, kuru fasulye yapmış bir de. Allah'ı iyi ki bir kardeşim var."

"Yoksa açlıktan ölürdün." diye tamamladım onu.

"Haklısın." diye bağırdı, beni şaşırtarak.

Ağzıma cips atarken "Abi, kim o?" dedim yengemi kastederek.

Yine sessiz kalınca sinirle inledim. "Uyuz!" dedim çığlık atarak. Yine ses gelmedi. Mal!

"Hande." dedi yanıma gelirken. "Doruk'un dönüşte evli görebiliriz." diyince kaşlarım çatıldı. "O niye?" dedim merakla. Merdivenlerden çıkarken "Üvey kardeşleri taşş!" dedi ş'leri uzatarak.

Kaşlarım çatıldı, güzeller miydi gerçekten? Banane.

Sahiden banane mi?

"Banane tabii." dedim önüme dönerken. Ağzıma cipsleri atarken, aklım ondaydı. Abim o kızlara güzel dediyse o kızlar gerçekten güzeldir. Sikeyim ya!

Yerimden hızla kalkıp, evin içinde volta atmaya başladım. Neden huzursuzdum? Onu sevmiyordum. Ama neden bu kadar huzursuz olduğumu da çok iyi biliyordum.

Bana hiç 'seni seviyorum' dememişti, beni sevdiğini sözleri ve hareketleriyle belli ediyordu.

O beni seviyordu, ama ben onu sevmiyordum.

Ta ki şimdiye kadar. Ben onu şuan o kızlardan kıskanırken, onu sevdiğimi anlamıştım.

Abim bunu duyunca ne diyecekti bilmiyorum ama, ben onu seviyordum. Hemde çok.

🕸️🕸️

Geceleriniz iyi olsun diyeceğim ama malum olaylar...😔❤️

Abimin Arkadaşı (+18) Where stories live. Discover now