|20|

123K 4.3K 1.5K
                                    

Arkadaşlar sürekli bölüm istediğiniz için şöyle bir karar aldım.

Sınır koyuyorum geçince, bölüm atıyorum bundan sonra. Siz de çok beklemiş olmayın, bende önceden yazdığım bölümleri atmış olayım. Satır arası yorumlar yapın tamam mı ballar?

((ÖNEMLİ))
Biliyorsunuz fındık zamanı geldi, bende kocaman fındık bahçeleri olan bir yerde yaşıyorum. Bu aralar hem fındık toplayacağım hemde küçük kuzenime bakacağım. Bölümde yazmayacağım. Çünkü muhtemelen, uyuyakalırım sürekli. Ama önceden yazdığım 4 bölüm var. Sınırı da yüksek tutacağım bu yüzden, beni anlayacağınızı düşünüyorum. Bana özelden yazdığınız mesajlara ve panoya yazılanları okuyamayacağım, ve de yorumlarınızı.

(Bilgilendirme)
Hemşire Hanım'a bölüm yazamadım.💖🌸

Umarım sınır da geçer.

*Sınır = 900 yorum 900 oy

🤍🤍

Saçıma şampuanımı yedirirken, aklım Doruk'taydı. Abim, dün konuştuktan sonra bana bizim hakkımızda bir şey sormamıştı. Garip bir şekilde.

Kuruldandıktan sonra, bornozumu giydim ve banyodan çıktım. Banyo kapısını ardımdan çekerken, şarkı mırıldanmaya başladım. Dolabımdan kıyafet bakarken, odamın kapısı tıklatıldı.

"Duştan çıktım abi." dediğimde, kapımın açılmasıyla bakışlarım oraya döndü. Doruk kapıyı ardından çekerken, beni süzdü. "Yürek mi yedin?" dedim alayla. Kapıyı kilitleyip, bana gülümsedi. "Biraz." diye mırıldandı.

Ona göz devirip giyecek kıyafet çekmeye devam ettim. "Ne zaman geldin?" diye sordum bol bir pantolon çıkarırken. Doruk yatağıma oturdu ve beni izlemeye başladı. "Az önce."

"Abim evde." dediğimde kafasını salladı. "Biliyorum." diyince, ellerimi belime koyup ona baktım. "Sen baya yürek yemişsin ya." dedim onu süzerken.

Doruk, sadece güldü buna. Ardından ayağa kalkıp yanıma doğru yürümeye başlayınca, yutkunup ellerimi belimden çektim ve bornozumun iplerini tuttum.

Doruk, bu hareketim ile abartıyla güldü ve ellerini belime sardı. Aramızda biraz boşluk vardı, kafamı kaldırıp yüzüne baktım. "Tuna, bize engel olamaz." diyince alayla güldüm. "Yo, baya olur." dediğimde, burnunu burnuma sürttü.

"Olamaz." diye tekrarladı. Boşluktaki ellerimi boynuna çıkardım ve gülümsedim. "Çok eminsin?" diye sorduğumda dudağıma küçük bir öpücük bıraktı ve geri çekildi. "Çok eminim." dedi gözlerime bakarken.

"Sen cidden benimle evlenecek misin?" dediğimde, burnumu öperken kaşlarını çattı. "Ciddiyetimi, böyle her gün sorgulayacak mısın?" diyince kafamı olumlu anlamda salladım.

Güldü ve bedenimi kendine çekti. Allah'tan bornozumu uzun. "Her günüm sen olsan?" diyince ona şaşkınlıkla baktım. "Sen ciddi misin?" diyince kaşlarını çattı. Dudaklarımı birbirine bastırıp gözlerine baktım. Baya ciddiydi.

"Doruk." dedim cilveli bir sesle, burnumu burnuna sürterken. "Sen bana aşık mısın?" diye sorduğum esnada kapının tıklatılmasıyla, onu kendimden uzaklaştırdım. Hissediyorlar amk.

"Hande! Doruk nerede?" diyince 'al işte' der gibi Doruk'a baktım. Dudaklarını kıpırdattı ama ne söylediğini anlamadım. "Ben ne bileyim Doruk nerede!? Doruk mu geldi ki?" yalandan kimse ölmüyor.

"Allah Allah, gitti herhalde. Neyse." diyip uzaklaştı abim kapıdan. Hızla Doruk'un yanına yürüyüp fısıldarcasına konuştum. "Çabuk git. Abim..." sözümü kesti. "Ayakkabılarımı sakladım." diye fısıldadı o da benim gibi.

Abimin Arkadaşı (+18) Where stories live. Discover now