|17| +18

267K 5K 2.7K
                                    

Arkadaşlar sürekli bölüm istediğiniz için şöyle bir karar aldım.

Sınır koyuyorum geçince, bölüm atıyorum bundan sonra. Siz de çok beklemiş olmayın, bende önceden yazdığım bölümleri atmış olayım.

(Ayrıca dolma sarma... Çokta şey etmeyin.)

(Bilgilendirme)
Hemşire Hanım'a bölüm daha yazmadım, ve açıkcası sınır hemen geçmez ve bende bölüm yazarım diye sınırı fazla koymuştum. Ama siz onu da geçmişiniz. Yerim.

Umarım sınır da geçer. (sizi baya aştınız ıdkdodod)

*Sınır = 700 yorum 700 oy

🤍🤍

Doruk ile üzüm dolması sarıyorduk, onun için. Ve açıkcası baya iyi sarıyordu. Övmek gibi olmasın ama, dolmaları kalem gibiydi.

İçi, kaşıkla yaprağa koyarken "Bunu benim sana yapmam lazımdı. Ama sen bana yardım ediyorsun." dediğimde güldü. "Annemle hep sararız." dedi.

Yaprağı sararken "Meltem abla nasıl? İyi mi?" diye sordum merakla. "İyi, teyzemle tatildeler." diyince güldüm. "Babanın arkasından asla yas tutmadı değil mi?" dediğimde kafasını olumsuz anlamda salladı. "Zaten pek anlaşamıyorlardı değil mi?"

Dolmasını sararken onaylar anlamda mırıltılar çıkardı. "Boşanalı kaç sene oldu?" diye sordum ona bakarken. "5 sene oldu."

Önüme düşen eşarbımı kolumla geri çekerken, Doruk sardığı dolmayı tencereye bırakıp bana döndü. "Yakışmış." dedi eşarbıma bakarken. Gülümseyip dolmama döndüm.

"Sen yemek yapmayı babandan öğrendin değil mi?" diyince kafamı olumlu anlamda salladım. Babam aşçıydı. "Bora amca emekli oldu değil mi?" diyince ona aynı şekilde cevap verdim.

Sandalyesini bana yaklaştırınca gözlerim ona döndü. "Sarsana." dediğimde omuz silkip beni izlemeye devam etti. "Manzaram çok güzel." diyince kıkırdadım. "Bana güzel olduğumu söyledin."

"Şaşırmamak gerek. Bunu her gün duyuyorsundur." diyince kaşları çatıldı. "Böyle bir şey olmuyor değil mi?" diyince güldüm. "Her gün duyuyorum." dedim ciddice. Yalandı ama bunu onun bilmesine gerek yoktu.

"Kim söylüyor? O cancon mu? Hay ebesini siktiğimin." diye mırıldandı ağzının içinde. Sessiz kalıp dolma sarmaya devam ettim.

"Bana ne oluyor lan?!" ağzının içinde bir şeyler mırıldanıp ayağa kalktı. Ellerini yıkadıktan sonra tekrar yanıma oturdu. "Yemek için sabırsızlanıyorum." dedi gözlerimin içine bakarken. Haa dolmaya diyor.

Az kalmış yaprakları da sardıktan sonra, tencerenin içine limon koyup altını yaktım. Ellerimi de yıkadıktan sonra peçeteyle kurularken Doruk konuştu. "Sen gerçekten inanılmazsın." diye mırıldandı bana bakarken.

Telefonun çalmasıyla, peçeteyi çöpe atıp kendimi su doldurmaya başladım. "Efendim Sena." Sena? Hani şu üvey olan. Doruk yere bakıyordu, niye bana bakmıyordu? "Tamam." diyip telefonu kapattı.

Gözleri gözlerime değince, bardağımla birlikte yanından ayrıldım. Salona girerken o da peşimden geldi. Tekli koltuğa oturduğumda o da, karşımda ki kanepeye oturdu ve yayıldı.

Bacak bacak üstüne atarken "İyi anlaşıyorsunuz." diye mırıldandım etrafı incelerken. "Bir şey söylemeye korkuyorum." dedi bana bakarken. Ona döndüm. "O niye?" dediğimde kaşlarıyla beni gösterdi. "Bakışlarından korkuyorum." diyince alayla gülüm. "Korkmana hiç gerek yok. Seviyorsan seviyorum de." dedim alayla. Küfür etmemek için kendimi zor tutuyorum.

Abimin Arkadaşı (+18) Where stories live. Discover now